HDP’ye
girenler arasında olduğu için HDP’den fazla HDP’ci olan İstanbul Milletvekili Hüda Kaya,
“Bedeli ne olursa olsun gerçekler engellenemeyecek”
diyor,
“Hakikat her zaman tek ölçüm oldu ve olacak”
diyor.
Hakikat dediği şey, Gara’daki hadisenin Roboski’nin aynısı olduğu, yani TSK’nın hava bombardımanı sırasında bu şehitlerin verildiği, olayın üstünü örtmek için başka bir hikâye uydurulduğu iddiası.
PKK’nın kolayca ürettiği yalanların peşine kolayca takılınca,
“Hakikat tek ölçüm olacak”
gibisinden kocaman laflar daha fazla sırıtıyor.
Hâlbuki bu vahşi katliamla ilgili bütün kanıtlar, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın pazar gecesi yaptığı ilk açıklamayı teyit etmekten öteye geçmiş değil.
Yani Hüda Kaya, her dediğine inanmaya hazır bir kitle var diye düşünüyorsa, o kitleyi inandırmakta bile zorlanabilir bu defa.
O açıklamada Bakan Akar, şu bilgiyi veriyor:
“Yapılan ilk incelemede masum ve silahsız vatandaşlarımızdan birinin omuzundan, diğer 12 vatandaşımızın başlarından vurularak şehit edildikleri tespit edilmiştir.”
(Açıklamada ‘sivil’ ifadesi yok. Masum ve silahsız vatandaşlarımız deniliyor. Sivil ifadesi, bu olay üzerine yayın yapan televizyon kanalları tarafından kullanıldı. Bu durum, Meclis’e “Neden sivil dediniz” diye soru önergesi veren partilerin nasıl gözünden kaçtı acaba)
BÜTÜN KANITLAR PKK’NIN YALANINI, HDP’NİN PROPAGANDASINI ÇÜRÜTÜYOR
Şehitlerin cenazeleri bulunup getirilememiş olsaydı, Hüda Kaya’nın dediği türden komplo teorileri zaten dünden hazırdı.
Ancak herkesin bildiği gibi cenazeler önce Malatya’ya getirildi, Adli Tıp Kurumu’nda otopsi yapıldı, aileler tarafından teşhis edildi ve devamında cenaze törenleri düzenlendi.
Şimdi detaylara 4 madde halinde tek tek girelim.
1-Malatya Valisi Aydın Baruş, cenazelerin Malatya Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsileriyle ilgili bilgi verirken şu cümleleri kullandı:
“Hain saldırıda şehit edilen 3 evladımızın kimlik belirleme çalışmaları devam etmektedir. Malatya Adli Tıp Kurumu’nda cumhuriyet savcısı ve adli tıp uzmanları tarafından yapılan otopsilerin sonuçlarına göre; evlatlarımızın yakın mesafeden ateş edilmesi suretiyle 12’sinin baş bölgesinde 1’inin ise göğüs bölgesinde mermi giriş çıkışı olduğu tespit edilmiştir.”
2-Aynı açıklamanın devamında Malatya Valisi şöyle bir bilgi daha verdi:
“Şehitlerimizin aileleri de ilimize intikal halinde olup evlatlarının naaşlarının görgüleri başsavcılık tarafından kendilerine yaptırılacaktır.”
Bu sözlerden de anlaşılacağı gibi şehit cenazelerinin teşhisi aileleri tarafından tek tek yapıldı. Ailelerin teşhisi de, rehinelerin bir hava bombardımanı nedeniyle değil, PKK militanlarının sözde cezaevi olarak kullandıkları mağarada tek tek ateş ederek bu vahşeti işlediklerini teyit etti.
4-BBC Türkçe’ye konuşan İHD Genel Başkanı Türkdoğan, cenazeleri teşhis eden bir ailenin, oğullarının kafasında bir kurşun yarası olduğunu gördüğünü kendilerine ilettiklerini söylüyor.
Belli ki, Amerikalılar bile bu vahşi eylemle ilgili kendilerine gösterilen kanıtlara itibar etmek zorunda kalmışlar.
Öyle olmasaydı, en başta yaptıkları
“Türk vatandaşlarının terör örgütü PKK’nın elinde öldüğü haberleri doğruysa, bu eylemi en güçlü şekilde kınıyoruz”
şeklindeki ‘
’ açıklamalarını hızlıca değiştirmek zorunda kalmazlardı.
Belli ki, olayın hemen ardından Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) yayınlanan PKK açıklamasında rehinelerin Türkiye’nin hava saldırıları sonucu hayatını kaybettiği yönündeki uydurma habere Hüda Kaya
diyerek sarılmış, Amerikalılar ise
“Acaba hangi müttefikimiz doğru söylüyor! PKK mı, Türkiye mi”
sorusu akıllarına düştüğü için böyle bir açıklama yapmışlardı.
AMERİKALILAR GARA’DA PKK İLE GÖRÜŞTÜLER Mİ?
Kuzey Irak’ta Gara diye bir yer olduğunu şimdi herkes biliyor ama o bölgedeki hareketlilik yeni fark edilmiş bir şey değil.
İki buçuk üç sene kadar önce, bölgeyi yakından izleyen üst düzey bir isimden ‘
’ bölgesinin ismini duymuş, sonra da hiç unutmamıştım.
Bunun sebebi, konuştuğum kişinin Gara ile ilgili verdiği özel bilgilerdi.
PKK’nın o bölgedeki ‘
’ konuşlanmasından söz açan kaynağım, Amerikalıların PKK ile görüşmeler yaparken bu bölgeyi seçtiğine dair bir takım ifadeler de kullanmıştı.
Dün Trabzon İl Kongresi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan,
“Gara önemli, sıkıntılı bir bölgeydi ve Gara düştü, Allah’ın izniyle iş bitti”
dedi.
Gara’nın düştüğü bilgisi, bu aktardığım anekdotla birleşince daha bir önem kazanmış olmuyor mu?