Afrin nasıl düştü?

Hiç kuşkusuz 18 Mart’ın bundan sonraki anlamı çok daha farklı olacak.

Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıldönümü etkinliklerine önümüzdeki yıldan itibaren Afrin Zaferi de eklenebilir.

Dün sabah Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Afrin müjdesini’ Çanakkale’den verip şöyle dedi: “Sözlerimin hemen başında bir müjdeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Afrin şehir merkezi TSK desteğindeki ÖSO mensupları tarafından 08.30 itibariyle kontrol altına alınmıştır”.

Erdoğan 5 gün önce, “Temenni ederim ki akşama kadar Afrin tamamen düşmüş olur” diye bir beyanatta bulunmuş, herkes bu cümlenin ne anlama geldiğini çözmeye çalışmıştı.

İhtimal, Afrin’in bir gecelik işinin kaldığı o günden belli olmuş, ama sembolik değeri dikkate alınarak 18 Mart tarihi beklenmişti.

AFRİN 1 GECEDE NASIL ELE GEÇİRİLDİ?

Dün sabah Afrin’in düştüğü haberi gelince güvenlik birimlerinde görev yapan kaynaklarımıza yönelip, “Bu iş nasıl oldu” diye sorduk.

Şu cevapları aldık:

* Beklemediğimiz bir şey değildi. PKK/YPG’nin Afrin’de bir meskûn mahal çatışmasına girmeden kenti terk edeceklerini tahmin ediyorduk.

* Harekâtın başında PKK/YPG’nin TSK/ÖSO’ya karşı mukavemet etmek için 6 aylık bir yığınak yaptığını tespit etmiştik. Stokladıkları silah ve mühimmat ile iki tugaya karşı koyabilecek bir hazırlık yaptıkları biliniyordu. Harekâtın senaryoları bu hazırlıklar bilinerek yapıldı.

* Ancak, operasyonun başlarında sıfır noktasındaki dağlık bölgeler çok daha erken bir vakitte ele geçirilince, terör örgütünün gardı düştü. Pusu kurarak savaşmaya alışık oldukları için, tutunamadılar.

* Ayrıca kırsalda aldıkları ağır kayıplar, dirençlerini ciddi ölçüde kırdı. Örgütün yönetici kadrosunun sahadaki militanlardan daha önce kaçıp gitmeleri ile, moral/motivasyon iyice dip yaptı.

Hatırlayalım, geçen hafta, sözde Afrin Kantonu’nun sözde içişleri ve adalet bakanlarının kaçmaya çalıştığı, birinin PKK/YPG’lilerce, diğerinin de İran destekli milislerce yakalandığı ortaya çıkmıştı.

Güvenlik kaynakları, ‘saha dışı faktörler’ konusunda da PKK/YPG’nin umut bağladıkları yerlerden destek alamamalarını ‘erken gelen zaferin’ gerekçeleri arasında sayıyor.

Bu bağlamda şu türden değerlendirmeler yapılıyor:

* PKK/YPG, Zeytin Dalı Harekâtı'nın başlamasıyla birlikte uluslararası baskının Türkiye üzerinde etkili olacağını, o nedenle TSK/ÖSO güçlerinin Afrin merkeze kadar gelemeyeceğini düşündü.

* Operasyonun bir yerinde Rusya’nın Suriye hava sahasını kapatmasına ümit bağladılar.

* Ayrıca Şam rejimiyle yaptıkları müzakere/pazarlıklara güvendiler. Rejimin gelip kendilerini kurtaracağını, Türkiye’nin daha fazla ilerlemesine izin verilmeyeceğini düşündüler.

* Bütün bunlar da olmayınca, bir başka deyişle güvendikleri dağlara karlar yağınca, Afrin şehir merkezinde tutunamayacaklarını görüp çekildiler.

Afrin’deki PKK/YPG militanlarının kenti terk ettikten sonra Münbiç’e doğru çekildikleri söyleniyor.

Bununla birlikte, ihtimal olarak kent içinde bir takım intihar bombacılarını, keskin nişancıları bırakmış olabilecekleri düşünülüyor.

PKK içindeki hayal kırıklığı ise, Kandil’den gelen, istihbaratın çözümlediği bir mesajda yer alan ‘beceriksizler, güçlü duramıyorsunuz’ sözlerine yansıdı.

Zeytin Dalı harekat planlaması içerisinde Afrin’in güneydoğusunda yer alan Tel Rıfat’ın da olduğunu duyuyorduk.

Önümüzdeki süreçte, sıra bu şehre gelebilir.

Afrin düştükten sonra operasyon planlaması içerisinde yer alan diğer bölgelerin artık çok daha kısa süre içerisinde terör tehdidinden temizleneceğini öngörebiliriz.

Neticede, 15 Temmuz’dan sonra generallerinin yarısı FETÖ temizliğinden geçen bir ordunun, iki ay içerisinde dağları tepeleri aşarak elde ettiği bir zaferden söz ediyoruz.

Dosta güven, düşmana korku salan bir zafer…