6,6 mı 6,9 mu? İzmir depreminin gerçek büyüklüğü hangisi?

04:002/11/2020, Pazartesi
G: 2/11/2020, Pazartesi
Mehmet Acet

Cuma günü İzmir Seferihisar açıklarında, Sisam Adası’nın 5 kilometre kuzeyinde meydana gelen depremin büyüklüğüyle ilgili Kandilli Rasathanesi ile AFAD’dan iki ayrı açıklama geldi.AFAD’ın açıklamasına göre depremin büyüklüğü 6,6 iken, Kandilli kendi duyurusunu 6,9 olarak yaptı.ABD Deprem Gözlemevi ise, daha da yüksek bir rakam verip, depremin büyüklüğünü 7,0 olarak duyurdu.Deprem büyüklüğü bakımından meseleye bakıldığında aradaki farkın küçümsenmeyecek kadar önemli olduğu ortada.Peki, bu farklılık

Cuma günü İzmir Seferihisar açıklarında, Sisam Adası’nın 5 kilometre kuzeyinde meydana gelen depremin büyüklüğüyle ilgili Kandilli Rasathanesi ile AFAD’dan iki ayrı açıklama geldi.

AFAD’ın açıklamasına göre depremin büyüklüğü 6,6 iken, Kandilli kendi duyurusunu 6,9 olarak yaptı.

ABD Deprem Gözlemevi ise, daha da yüksek bir rakam verip, depremin büyüklüğünü 7,0 olarak duyurdu.

Deprem büyüklüğü bakımından meseleye bakıldığında aradaki farkın küçümsenmeyecek kadar önemli olduğu ortada.

Peki, bu farklılık neden kaynaklandı?

Daha önceki depremlerde böyle bir tartışma olmadığı halde, İzmir depremi sonrası neden böyle bir farklılaşma ortaya çıktı?

Soruyu, Türkiye’nin deprem fay hatlarının haritasını hazırlayan isim olarak da bildiğimiz ODTÜ Jeoloji Bölümü hocası Prof. Dr. Ali Koçyiğit’e sordum.

Koçyiğit, Kandilli ile AFAD’ın açıkladığı rakamlar neden farklı şeklindeki soruma şöyle bir cevap verdi:

“Herhangi bir deprem olduğu zaman, o depremin merkez üssüne yakın olan kayıt istasyonları vardır, uzak olan istasyonlardan gelen bilgiler vardır. İstasyonun deprem merkezine göre konumu farklıdır. Bir de depremi kayıt eden sismometre dediğimiz teknolojik aletin kalitesi farklı olabilir. Dolayısıyla buradan kaynaklanabilir bu durum. Hem AFAD hem Kandilli aynı sismometreyi kullansaydı tek bir kayıt alacaklardı ama her iki kuruluşumuzun da değişik sayıda değişik noktada değişik kalitede istasyonları var.”

Koçyiğit’in sözlerinden anlaşılacağı gibi, kayıt istasyonlarının depremin merkez üssüne mesafesi ya da kullanılan cihazın kalitesi nedeniyle böyle farklılıklar olabiliyor.

Bu böyle diye, “acaba hangi veri doğru” sorusu buharlaşıp gitmiyor tabii.

Bu durumda bu iki kurumun yani AFAD ve Kandilli Rasathanesi’nin kendi aralarında paslaşarak bu durumu ‘vuzuha kavuşturmaları’ ve kamuoyuna hangi rakam doğru ise onu açıklamaları yerinde olacaktır.

“İZMİR DEPREMİ BAŞKA DEPREMLERİ TETİKLEYEBİLİR”

Prof. Koçyiğit’e İzmir depremiyle ilgili başka sorular da yönelttim.

Herkesin zihninde asılı duran bir soru örneğin; “Bu deprem İstanbul ya da başka bölgelerde başka depremleri tetikler mi?”
Cevap:

“İstanbul depreminin kaynağını tetiklemez. Çünkü birincisi deprem kaynağının konumu farklı. İkincisi aradaki mesafe çok uzak. Bu, ancak Balıkesir ile Menderes arasına veya İzmir arasındaki fayları etkileyebilir. Dolayısıyla biz bu aradaki faylardan deprem bekleyebiliriz, o şekilde yorumluyoruz.”

-Yani tetikleme ihtimali var o zaman?

-Evet var. Çünkü enerji göçü devam ediyor.

#İzmir
#Deprem
#Büyüklük