SORU 1- Afrin için operasyon kararı nasıl alındı?CEVAP 1-Ocak ayının 11’inde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan telefon görüşmesinde mutabakat sağlandı, o görüşmeden sonra Erdoğan gittiği her yerde göstere göstere“geliyoruz”dedi ve operasyon geldi.SORU 2- Rusya, Zeytin Dalı Harekâtına neden “Evet” dedi?CEVAP 2-11 Ocak görüşmesinden birkaç gün önce Rusların Suriye’de kalbi sayılan Tartus ve Hmeymim üslerine‘kimliği meçhul’bir drone ile saldırı düzenlendi.
ORU 1- Afrin için operasyon kararı nasıl alındı?
Ocak ayının 11’inde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan telefon görüşmesinde mutabakat sağlandı, o görüşmeden sonra Erdoğan gittiği her yerde göstere göstere
dedi ve operasyon geldi.
SORU 2- Rusya, Zeytin Dalı Harekâtına neden “Evet” dedi?
11 Ocak görüşmesinden birkaç gün önce Rusların Suriye’de kalbi sayılan Tartus ve Hmeymim üslerine
bir drone ile saldırı düzenlendi. Saldırının arkasındaki güç, bu işi Türkiye yaptırmış gibi bir izlenim bırakmaya çalıştı. Türk ve Rus istihbaratı birlikte çalışıp, bunun bir tezgâh olduğu konusunda hemfikir oldu. Tezgâhın planlamasının da ABD etkisiyle yapıldığı kanaati oluştu.
SORU 3- Bunların bir delili var mı? Yoksa olsa olsa böyle olmuştur mantığıyla mı hareket ediyoruz?
Evet yeterli delil var.
, Putin’in 11 Ocak görüşmesinden sonra yaptığı açıklama. Putin, aynen şöyle demişti:
“Hmeymim ve Tartus üssüne düzenlenen saldırıları kimlerin provoke ettiğini ve arkasındakileri biliyoruz. Bu işin arkasında Türk devleti ve Türk ordusu yok. Bu saldırılar, Türkiye dahil olmak üzere, Rusya’nın ortaklarıyla arasını bozmaya çalışanlar tarafından gerçekleştirildi.”
, önceki gün Zeytin Dalı Harekâtının başlamasından sonra Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklama. Bu açıklamada da açıkça,
“Bu işin sorumlusu ABD’dir”
denildi.
SORU 4- Peki, Afrin’e operasyon fikri daha önce yok muydu?
Vardı. Bunu nereden biliyoruz? Ekim başında İran dönüşü uçakta sohbet ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizlere yaptığı açıklamalardan.
TSK’nın akşam-sabah İdlib’e gireceğinin belli olduğu günlerde Erdoğan,
“Bu işin devamında Afrin de var”
cümlesini kurmuştu.
SORU 5- ABD, bu harekât nedeniyle Türkiye’ye bir hareket çeker mi?
Mümkün değil diyemeyiz tabi. Ama önceki deneyimler, Türkiye harekete geçtikten sonra ABD’nin bunu engellemeye ya da durdurmaya dönük bir hamle yapmadığını/yapamadığını gösteriyor.
ABD, böyle bir harekâtın yapılmasına başlangıçta hepten karşı çıktı. TSK sınırı geçince,
“İyi tamam buraya kadar kabul ama 20 kilometreden daha aşağı inmeyin”
dediler. 20 kilometrenin aşağısında el Bab kenti vardı.
SORU 6- Peki ABD, o süreçte el Bab DEAŞ’ın elinde olmasına rağmen Türkiye’ye neden “20 kilometreden daha aşağı inmeyin” dedi.
ABD’nin asıl derdi DEAŞ’ın gitmesi değil, Türkiye’nin kazanmaması idi. Zaten asıl derdin DEAŞ olmadığını gösteren bundan daha iyi bir örnek olamazdı. Türkiye el Bab’ı DEAŞ’tan kurtarmasaydı, YPG burayı
, PKK kuşağı projesi, Fırat’ın batısında emin adımlarla ilerleyecekti.
O halde bu deneyimlerden yola çıkarak şunu söyleyebiliriz: ABD, Türkiye’nin Suriye’ye girmesini engellemek için, baskı, tehdit dahil her tür
araçları kullanmasına rağmen, Türkiye karar verip eyleme geçtiği zaman bir şey yapamıyor.
SORU 8- Zeytin Dalı Harekâtının dili başka neler söylüyor?
Suriye’de savaşın başından itibaren sahadaki durumunuz belirleyici oluyor. Sahada varsanız, masada ciddiye alınıyorsunuz. Akıllara, Henry Kissinger’ın,
“Gücünüzün gölgesi diplomasi masasına düşmezse, masada konuşulanlar lakırdıdan öteye geçmez”
sözü geliyor.
Bir başka deyişle, ağırlığını koyan avantajlı hale geliyor.
İlk gün, 72 savaş uçağının senkronize bir şekilde hava harekâtını yapıp üslerine başarılı bir şekilde dönmesi dünya-âleme, dost-düşmana şunu düşündürtmüş oluyor:
Demek ki 15 Temmuz gibi ağır bir travma yaşayan Türk Silahlı Kuvvetleri, güçlü kapasitesini koruyor. Hatta belki de, ipi başka yerlerde olanların arındırılmasıyla harekât motivasyonu daha bir artmış gibi duruyor.
SORU 10-Afrin operasyonu neden göstere göstere geldi? Operasyonun bir hafta önceden duyurulması, harekâtın selametini olumsuz etkilemez mi?
Galiba bu biraz da gücüne ne kadar güvendiğinle ilgili bir konu. Teşbihte hata olmaz. Bir futbol takımı kendi oyununa güveniyorsa, maçtan önce ben şu taktikle oynayacağım der. Rakibinin gücü bu oyun planını bozmaya yeterse ne âlâ, yetmezse, gücüne ve oyun planına güvenen maçı alır gider.