Hep beraber işi gücü bıraktık, bir haftadır Zülfü Livaneli’nin röportajını konuşuyoruz.
Televizyonlardaki tartışma programlarında başka konu yok.
Zülfü Bey de şaşırmış bu duruma.
Eşi de şaşırmaktaymış.
Bir kişi için solcu değil demek, suç muymuş?
Canlı yayına telefonla bağlanıp sözlerine açıklık getiriyor.
“Öyle demek istemedim, şöyle demek istedim…”
Hafiften sitem ediyormuş gibi ama gayet net şekilde görülüyor ki keyfi yerinde.
Aslında son çıkan kitabını konuşmayı tercih ettiğini laf arasında söylüyor, siyaseti geçmişte bıraktığını beyan ediyor fakat siyasi tartışmaların göbeğinde yer almaktan çok memnun.
Leylim ley…
*
İsmet İnönü solcu değilmiş. “Ortanın solu” açıklamaları hep lâkırdıymış.
Bülent Ecevit de solcu değilmiş.
Ne CHP liderliği döneminde, ne de Demokratik Sol Parti’yi kurduktan sonra.
Hele Deniz Baykal… Uf! Ezilenleri sevmezmiş, Kürtleri ve Alevileri sevmezmiş. (Sevmek zorunda da değilmiş ki canım. Suç muymuş yani?) Bildiğin sağcıymış. Düz.
Hemi de Sünni imiş.
Gerçek sol bu ülkede iktidar olmasın diye göreve getirilmiş kişilermiş bunlar. Zülfü Bey böyle söylüyor.
Vay ki vay… Hayır, leylim ley…
*
Peki, Kemal Bey neyin nesiymiş?
Bakın işte orada notaların rengi değişiyor.
Kemal Bey, anlıyoruz ki Zülfü Bey’in yakın arkadaşı. Hatta dostu.
“Dürüst bir arkadaş” diyor, “İşinin zor olduğunu” söylüyor ve Allah’tan kolaylık diliyor ona.
Demek ki Zülfü Bey’in baktığı yerden, Kemal Bey solcu görünüyor.
Leylim ley…
*
İnönü’den yola çıkmış, Ecevit’e uğramış, Baykal konusunu geride bırakmış ve Kemal Bey’e kadar gelmişken, sözü tekrar Baykal’a getirmek olmaz ama Zülfü Bey bu konuda çok yaralı.
Belli ki Baykal’a epey kızmış vaktiyle.
“Baykal gerçeğiyle (sonra ‘zihniyetiyle’ diye değiştirdiğini de gördük) hesaplaşmak şart” diyor, üstüne basa basa.
Bir kere daha leylim ley…
*
Hesaplaşalım haydi.
Nasıl görevden istifa ettiğinden başlayalım. Kasetleri konuşalım. Operasyonun enine, boyuna bakalım.
Sonra yerine gelenin başarı grafiğini de ele alalım, inceleyelim.
Önceki CHP liderleri devletin adamı, Kemal Bey sütten çıkmış ak kaşık.
Ne de olsa dürüst bir arkadaş. Ayın şavkı nereye vuracak şimdi? Hey yavrum hey. Yani leylim ley…
*
Cumhurbaşkanı olmak gibi bir niyeti var mı diye soran gazeteciye öyle güzel örneklerle cevap verdi ki Zülfü Bey, duyan her insanın içinde ferahlık belirir.
Dostu Cengiz Aytmatov ve Mikis Theodorakis’i örnek gösterdi.
İkisinin de ülkelerinin başına geçmesi istenmiş fakat onlar reddetmişler.
Hele Mikis, öyle bir numara çekmiş ki, ince zekâ hemen belli ediyor kendini.
“Kabul ederim ama ABD Başkanı (o dönem Buş) Yunanistan’ı ziyarete gelirse elini sıkmam” deyivermiş.
Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim…
Fakat Zülfü Bey hiç onlar gibi davranmadı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday oldu. Ardından kaç yıl milletvekilliği yaptı.
Bugün gel çatı aday ol deseler, uçarak gider.
Bakmayın “Hiç öyle bir niyetim yok. İstemem” diye açıklama yapmasına. O sözün arkası, “yan cebime” diye gelir.
Hey gidi hey… Affedersiniz, leylim ley…
*
Hepsi bir yana… Ayın şavkı dâhil, leylim ley bile…
HDP’ye şak şak yaptı ya röportaja verdiği cevaplarda. Terör örgütünün partisine güzelleme yaptı ya…
Gerisi hikâye. Ne dese boş. Keşke sanatçı kalsaydı da dostu Teo gibi bu işlere hiç bulaşmasaydı.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.