Bugün bir misafirimiz var. Ajanda.net’ten Kahraman Gündüz, yazılarını merakla bekleyip keyifle takip ettiğim bir yazar.
Takdir ve tavsiye ile karışık, dikkatinize arz ederim.
Bakalım neler anlatıyor…
*
Meral Apla bu aralarda pek bir gergin. Nasıl olmasın?
On beşinden sonra işler değişecekti, değişmedi.
Ufukta seçim meçim yokken başbakan hatta ve belki de Cumhurbayanı olacaktı, olamadı.
“Yurtta sulh” gelecekti, peşinden de cihanda sulh, konsey tırt çıktı.
Aslında konsey sağlamdı da vatandaş sert çıktı.
Gümbür gümbür girdiği seçimlerde, yamandığı ittifaktan sadece üç beş ilçe belediyesi kazanabildi.
*
İşler bir türlü istediği gibi gitmiyor epeydir.
Üstüne üstlük muhalefet partilerinin “erken seçim” diye koro halinde çığrıştıkları şu günlerde hem HDP ile ittifak yapmak hem de mesafeli duruyormuş gibi fotoğraf vermek zorunda.
Kolay değil.
Hem Selahattin Demirtaş ile kahvaltı yapmak hem de “kan davasını” sürdürmek durumunda yani.
Her mide kaldıramaz.
*
Bunlar yetmiyormuş gibi Filistin konusunda işler “otoritenin” istediği gibi gitmedi.
Filistinli direnişçiler İsrail’in “otoritesini” epeyce salladılar.
Türkiye de en üst perdeden “otorite” karşıtı resmî açıklamalarda bulundu, Filistin davasına destek verdi.
“Otorite” sadece bölgede değil dünyada da yalnızlaştı.
ABD’de, Avrupa’da “otorite” karşıtı dev gösteriler düzenlendi.
Ve “otoritenin” başındaki eli kanlı bebek katili Netanyahu’ya karşı.
*
Her şey bu kadar ters gidince Meral Apla’nın sinirlenmesi gayet normal hâliyle.
Sinirliyken de insan abuk sabuk şeyler söyleyebiliyor.
İşte bu ruh hali nedeniyle olsa gerek Meral Apla’mız, Erdoğan’ı Netanyahu’ya ya da Netanyahu’yu Erdoğan’a benzetti.
Erdoğan’ı Netanyahu ile aynı cümlede kullandıktan sonra kimi kime benzettiğinin pek de önemi yok açıkçası.
Zira bu benzetme fena halde Firavun benzetmesini çağrıştırıyor.
Fetöcü tetikçiler de zamanında Erdoğan için mebzul miktarda Firavun benzetmesinde bulunmuşlardı.
Onlar da epeyce sinirlilerdi zira Erdoğan’a karşı.
*
Dolayısıyla sinir pek de iyi bir şey değil.
İnsanın düşünme ve konuşma yetilerini olumsuz etkiliyor.
“Düşünme” demişken; Meral Apla’nın Netanyahu benzetmesinin hemen ertesinde Erdoğan’ın memleketi Rize’ye ziyaretini kim düşündüyse kendisini tebrik etmek isterim.
Zira bu kadar sinirli iken Meral Apla’nın böyle bir nokta atışı yapabileceğini zannetmiyorum.
Planlamayı yapan kişi siyah minibüsten uzanan kolun sahibi değilse muhtemelen yürek tüccarı olmalı. Rize’de provokasyon arayanlar bu zatı bulmalı evvela.
Böyle yakışıksız bir benzetmenin hemen ertesi gününde Meral Apla’nın Rize’de çiçeklerle karşılanmayacağını tahmin etmek için siyasî bir deha olmaya gerek yok bence.
Bu ziyaretin nedenini az çok anlıyorum da anlamadığım bir şey var.
Rize’de yaşanan tatsız olaylar esnasında Meral Apla’nın muhipleri “Erzurum seninle gurur duyuyor” diye slogan atıyorlardı.
Erzurum’un Meral Apla ile gurur duyması, Rize’yi neden ilgilendirsin ki?
Kaldı ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Meral Apla’ya “kendisi ile gurur duyan” Erzurum’dan çıkan oy oranı sadece yüzde 6.6 idi.
Erdoğan’ın oy oranını söyleyip aplanın keyfini kaçırmayalım şimdi.
Meral Apla’mız sinirlenince veya cevap veremeyeceği bir soru gelince çok çirkin gülüyor.
Allah muhafaza. Üzerimize iyilik sağlık.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.