Sen de git Netanyahu’nun askeri ol, tutan mı var?

İsrail Gazze’de bir buçuk ayda 13 bin kişinin canına kıydı.

Günde yaklaşık üç yüz Gazzelinin hayatı İsrail bombalarıyla son buldu.

Gazze’de İsrail’deki gibi uyarıcı sirenler çalmıyor. Yere yatmak, sığınaklara saklanmak yok.

Siyonistler hepsini Gazze dışına sürmek veya yok etmek istiyor. Soykırıma bu hızla devam ederse, hedefine ulaşması 22 yıl sürer.

Netanyahu’nun da Baydın’ın da o kadar vakti olmadığı ortada.

Nükleer bombadan söz edilmesinin sebebi işte bu hesap.

*

Sorunca nükleer bomba olduğunu kabul etmiyor ama bütün dünya biliyor elinde bulunduğunu. Herkesin bildiği sır.

Nükleer silaha sahip değilse, tehdit savurmak ne demek?

Olmayan nükleer bomba ile saldırmak mümkün mü?

Gazze halkı siyonistlerin sözünü dinleyip veya tehditlerden korkup vatanlarını terk etse, Sina Çölü gibi yakın-uzak herhangi bir yere gitse, mesele kalmayacak.

İlle de vatan dedikleri için bombalar yağıyor, tehditler savruluyor, soykırım artarak devam ediyor.

*

Batıdaki ülkelerin yöneticileri ve basın İsrail’in yanında yer alsa da halk olan biteni açıkça görüyor ve tepki gösteriyor.

İngiltere ve ABD dâhil.

İsveç halkı bile meydanları doldurdu ve Filistin’e destek verdi.

İsrail’i destekleyen Kanada Başbakanı gittiği lokantadan kovuldu.

“Justin, çocukları öldürüyorsun” diye seslendiler ona.

“Ellerinde kan var” dediler.

Başını kaldırıp protesto edenlere bakamadı.

“Seni lânet soykırımcı... Bize bak Justin, cevap ver. Yazıklar olsun sana!”

Protestocular lokantanın müşterileriydi.

Bir cevap veremedi. Önüne bakarak orayı terk etti.

*

Bizde niye bu tür gösteriler yapılmıyor? Bir miting yapıldı, gerisi gelmedi.

Bu şekilde eleştiriler var.

Elbette her gün veya hiç değilse haftada bir gün gösteri yapılsa, İsrail ve ABD protesto edilse daha iyi olur.

Ama aradaki farkı görmeden eleştirmek de düpedüz haksızlıktır.

Batılı yöneticilerin durduğu yer farklı. Onlar İsrail’i destekliyor.

İkna etmek, eleştirmek ve karardan caydırmak için halkın sokağa döküldüğünü görüyoruz.

Türkiye’de durum öyle değil.

*

İsrail ürünlerini boykot edenleri küçümseyenler ise ayrı bir âlem.

Ekonomik boykot dünyanın her yerinde geçerli bir yöntemdir.

Buna karşı çıkmak, dalga geçmeye yeltenmek, açıkça İsrail’den yana olduğunu söyleyemeyenlere yakışır.

Safını belli etmek, ayıplanacak bir eylem midir?

Hele “Kahveciyle hamburgerciyi boykot edeceğine oraya git savaşa katıl, tutan mı var?” diye aklınca alay etmek, aşağılık bir yaklaşımdır.

Öyle söyleyenler de gitsin, Netanyahu’nun askeri olsun. Tutan mı var?

*

Şifa hastanesinin altında Hamas karargâhı olduğunu iddia eden İsrail, orayı bastı ve ele geçirdi. İddiasının yalan olduğu ortaya çıktı.

Rezil oldular.

Ama siyah üstüne vurulan siyah boya fark edilmediği için rezilliklerinin arttığı fark edilmedi.

Gazze’de Hamas hiç olmasaydı bile İsrail yine oraya saldıracaktı.

Siyonistlere olan tepki dünyanın her köşesinde yaygınlaşıyor ve siyonist olmayan Yahudiler de zora giriyor artık.

İsrail’in eski Savunma Bakanı Liberman’ın söylediklerinin altını çizmek gerekir. “İsrail savaşı kaybetti.” İster kabul edin, ister karşı çıkın.