Bugüne kadar önemsiz bir seçim görmedik ama bu defa öncekilerden çok daha ciddi.
Türkiye’nin en önemli seçimi. Tarih önünde büyük sorumluluğumuz var.
Devletimizin yüzüncü yılında, keskin bir dönüm noktasındayız. Bu büyük dönemeçte karar halkımızın. İki taraftan biri seçilecek.
Elbette “hayırlısı olsun” deyip kendi tercihimizi yapmaktan öte gidemeyiz ama hayrın da nerede olduğu belli.
*
Bu seçim, “vatan” diyenlerle, “patates soğan” diyenler arasında.
Tankların karşısına dikilenlerle, tankların yanından sıvışıp gidenler arasında.
Hapisteki teröristlere ‘mahkûm’ diyenlerle, ‘tutsak’ diyenler arasında.
Sınır operasyonlarına onay verenlerle, karşı çıkanlar arasında.
İleri gitmek isteyenlerle, geri gitmek isteyenler arasında.
Gücün, iradenin ve hâkimiyetin beşer plânda kayıtsız şartsız millette olduğunu bilenlerle, Amerikan mandasına göz kırpanlar arasında.
SİHA’ları, uçakları, helikopterleri, gemileri, otomobilleri, tankları yerli ve millî yapmayı savunanlarla, onları tehlikeli ve riskli bulanlar arasında. Dahası, yerli ve millî hamleleri ‘alçaklık’ görenler de var yanlarında.
Son yüz yılda yazılan en güzel şiirler arasına girebilecek bir metin bu. Ceksiniz, caksınız’ın en güzel hâli.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan her duyuşumuzda göğsümüz kabarıyor.
“Başaramayacaksınız!
Milletimizi bölemeyeceksiniz!
Bayrağımızı indiremeyeceksiniz!
Vatanımızı parçalayamayacaksınız!
Devletimizi yıkamayacaksınız!
Ezanlarımızı susturamayacaksınız!
Bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz!
Bu halka boyunduruk vuramayacaksınız!”
*
Yüzüncü Yıl Marşı yapılsa yakışır. Bir usta bunu bestelemeli, ülkenin en büyük orkestrası çalmalı. Hep bir ağızdan söylemeliyiz. Seçim gecesine yetişmez mi? Şimdi besteci olmak vardı azizim!
Amerikan mandacıları dün de vardı, bugün de var.
İngiliz mandacıları Cumhuriyetimizin kuruluş döneminde de vardı, bugün de var.
Onları tamamen temizlemek mümkün değil. Bir arada yaşamaya alıştık. Bu da bizim imtihanımız.
Kendileri kafayı değiştirmediği müddetçe kurtulamayız. Ömür boyu mücadele vazifemiz.
Kafadan kasıt, düşünce biçimi.
Ne kadar izah edersek edelim, fikir değiştirmeleri zor. Çok çıkan o sesin etkisini azaltmak için, bütün iyi niyetimizle dil döksek, sayfalar dolusu yazsak, ekranlar dolusu konuşsak da hepsini etkileyemeyiz.
Belki az bir kısım için ümit vardır. İşte o az bir kısım için, anlatmak gerekiyor.
Anlatalım. Amerikan, İngiliz ya da Alman mandası diye ısrarcı olmak, en basit tanımıyla dar görüşlülüktür.
Hollanda’nın Holstein ineği de iyi bir cinstir. Manda şart değil.
Ha bir de önceki seçimlerden aklımızda kalan bir husus var.
Seçmenlerin çoğunluğuna ‘koyun’ demişlerdi. Yani aziz millete.
Seçime giren bir aday, en zayıf tarafından propaganda yapar mı hiç? Mümkün değil. Akla sığmaz. Tam aksine, en güçlü tarafını öne çıkarmaya gayret eder.
Fakat bizim Kemal Bey, “Sana söz” diye, en zayıf yanıyla sahne alıyor.
Bugüne kadar verdiği sözlerin hangisini tuttuğunu sorsak, havaya bakıp ıslık çalacak.
Hem de “namus sözü, şeref sözü” demişti hepsine en baştan.
Başka bir aks seçmeliydi, yanlış yaptı.
Neticesi, seçim akşamı alınacak.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.