Karabağ, 1991’de Ermenistan tarafından işgal edildi. Elimizden kınamaktan başka bir şey gelmiyordu maalesef.
Kadim topraklar işgal altındayken, başta Azerin olmak üzere bütün Azerbaycan sanatçıları “Türk’ün şanlı bayrağını Karabağ’a asacağız” diye çığırırdı. Tabii bizim sanatçılarımız da aynı şekilde söylerdi o şarkıyı.
Karadeniz ha bire çırpınıyordu.
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki bağ, dünyanın başka ülkelerinin kolay anlayabileceği türden değildir. Duygular düşünceler daima ortaktır.
*
Üç yıl önceki savaş Azerbaycan galibiyetiyle bitince, Aliyev öyle keyifli bir mesaj yayınladı ki burada küçük çocuklar bile o sözü keyifle taklit ettiler.
“Ne oldu Paşinyan?” diyordu Aliyev gülerek.
“Ne oldu Paşinyan, yol çekirdin Cebrayıl’a? Raks edirdin, ne oldu?” deyişi hâlâ kulaklarımızdadır.
Zaferde kendi ürettiğimiz SİHA’ların önemli bir rolü olmuştu. Bütün dünya takdirle gördü.
Sanatçılarımızın söylediği şarkının sözü de değişti. “Türk’ün şanlı bayrağını Karabağ’a asmışız biz.”
*
Ermeni ordusu yenilince, işgal ettiği toprakları terk etmek zorunda kaldı.
Barış anlaşmasına oturmaktan başka çaresi yoktu Paşinyan’ın.
İtibarı yere değdi. Epeyce de yerde süründü.
Mağlup askerler kös kös geri çekildiler. Arkalarına baka baka giderlerken, insanlık dışı davranmaktan çekinmediler. Her tarafa mayın döşediler. Utanmazlığın, alçaklığın zirve noktası.
*
Hâlbuki ortada bir anlaşma vardı. Anlaşma gereği mayın haritasını iki sene boyunca vermediler.
Sonunda, istemeden veriyormuş gibi görünerek bir harita verdiler ama yanlış yerleri gösteriyordu harita.
*
Ermenistan üç yıldır aklınca oyun oynuyor. Kimsenin görmeyeceğini sanıyor üstelik. Biz oyunumuzu oynarız, kimse de fark etmez havasındalar.
Adım adım takip edildiklerini anlamayacak kadar sağlıklı düşünceden uzak davranıyorlar. Taktikten stratejiden geçtik, mantık bile yok.
*
Bu üç yıl içinde Ermenistan yine Karabağ’a asker ve silah yığdı. Sığınaklar kurdu, mevziler kazdı.
Esasen yapılan anlaşmada oranın Azerbaycan toprağı olduğunu kabul etmişlerdi. Putin de yakın zaman önce bu konuya dikkat çekti.
Ortada böyle bir tanıma olduktan sonra, Ermenistan oradaki askerlerini sahiplenemiyor.
Azerbaycan askerlerini gönderince, savaş değil terörle mücadele anlamına geliyor.
*
Askerlerimiz, karşılarına çıkanlar ne kadar güçlü olursa olsun, yıldırım gibi öne atılmaktan zerre kadar çekinmez.
Cümle âlem bilir ki bizim askerimiz vatanına bağlıdır. Hem de gönülden. Hem de sımsıkı.
Ermeni askerleri de bağlıydı vatanlarına. Gördük. Tek fark, onları zincirle bağlıyorlar. Kaçmasınlar diye. Kaçan askerlerin sayısı on binden fazlaydı. (Tespit edilebilen.) Üç yıl önceki savaştaki sayı bu.
Aynı günlerde Azerbaycan’da askerlik şubelerinin önü kalabalıktı. Genç yaşlı herkes askere alınmak arzusuyla gelmişti.
*
Ateşkes iste fakat uyma! Anlaşmanın şartlarını yerine getirme! Böyle bir kafayla nereye gidilir?
“Rusya’ya ihtiyacımız yok” havasına girdiler birden.
Tarih boyunca hep Rusya’nın kanatları altındaydılar oysa.
Şımarıklığın, hoyratlığın tek dayanağı, tek sebebi Rusya’ya güvenmesiydi.
Bir anda arkasını dönüverdi Paşinyan.
ABD’ye güveniyor şimdi. Yeni bir kavalye buldu kendine.
ABD ile Ermenistan ortak tatbikat yaptılar.
Ermenistan ‘tat’ aldıysa, mecburen ‘bikat’ kısmı ABD’ye kalmıştır. Çünkü bu Ermeni ordusuyla tatbikat yapmak, zerre kadar bile tat vermez
ciddi askerlere.
Ermenistan’ın şimdiki kavalyesi yeni ama dans eski, müzik eski. Üstelik o kavalyenin de önü kesildi.
Ve Paşinyan yine pes etti. Bu defa 24 saat içinde. Bundan sonra “Tek başına Kaşınyan” diyeceğiz ona.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.