Kemal Bey’i savunma zorluğu

CHP tezkereye hayır oyu kullanıyor, sonra Kemal Bey kükreyip Kandil’i yıkacağını söylüyor.

Askerin gitmesini istemiyorsan, kiminle yapacaksın o işi? Belediyenin zabıta kadrosuyla mı?

Eski zamanda aydınlatmada kullanılan kandili kastetmiş olsa gerek.

Elektrik varken kandile lüzum yok zaten. İster sakla, ister kırıp at, yerle bir et.

*

Ekranlara çıkıp CHP’yi savunmak zorunda kalanlara acıyarak bakıyorum.

Kimse yutmasa da “İttifak masasında HDP yok” diye kıvranıyorlar. Sadece oylarına taliplermiş.

Evet, yok… Onlar -galiba- masanın altında.

Sırtından terlemeyen varsa, tebrik etmeli. Program bitince derin bir oh çekiyorlardır muhakkak.

Yeşilyurt Belediyesi ve Eğitim Bir Sen tarafından düzenlenen aile konulu program için geçtiğimiz hafta Malatya’daydık.

Nilüfer Zontul Aktaş’ın yönettiği ve D. Mehmet Doğan, Fahri Tuna ve Âdem Karafilik’le beraber katıldığımız panelin konusu da aile idi. Mevzu derin, vakit kısıtlı olsa da elverdiğince konuştuk.

Bir de ortak kitap hazırlandı. 70’ten fazla yazarın yazılarından oluşan kitap, “Aileyi Korumak Fethimizdir” başlığıyla yayınlandı.

Artık öyle bir yere geldik ki, aileyi korumak zorlaştı. Koruyabilirsek, fethetmiş sayacağız kendimizi.

*

Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar ve Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Hüseyin Söylemez’in ev sahipliğinde organize edilen program, bir buçuk yıl öncesi için hazırlanmış, ancak salgın dolayısıyla ertelenmişti.

Okul ziyaretlerimiz de oldu; öğrenci ve öğretmenlerle sohbet imkânı bulduk.

Yıllar çabuk geçiyor. Küçükler büyüyor, büyükler göçüyor.

Şehirlerin gelişmesine bakınca, çocuklardan hızlı büyüdüğünü söylemek mümkün.

Kayısı paketleri ve kitaplarla dönerken, bir daha arayı bu kadar açmamak gerektiğine karar verdik.

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, her fırsatta okulları kapalı tutma lüksümüz olmadığını vurguluyor.

Değerlendirme yaparken, bir adım daha ileri gidip “Millî güvenlik meselesi” olduğunu söylüyor.

“Okullar, risk söz konusu olduğunda en son kapanacak, risk azalınca ilk açılacak kurumlardır.”

Çok doğru… Eğitim camiası kontak kapatırsa, yerinde say komutu almış bölük gibi “rap rap” sesleri çıkarırız ama bir adım ilerleyemeyiz.

Hastalık riski var diye okulları kapatmak, kaza ihtimali olduğu için trafiği bütünüyle durdurmak ve araçların yola çıkmasını yasaklamak gibi bir durum.

Senin aklını çelmişler. Geldiğin yeri hatırla, yürüdüğün yolları hatırla.

Kim olduğunu unutmuşsun, hatırla.

Anacığını düşün, Nayman Ana’yı…

Atan gelsin aklına. Arkadaşlarını, kardeşlerini, çocukluğunu, oyunlarını gözünün önüne getir.

Senin beynin, gönlün, şu bulunduğun yeri kabul etmez, edemez.

Sana zulmedenlerle beraber olma.

Gençliğini heba etme… Kalbinin sesini dinle.

Senden istenenleri iyi tart, iyi düşün.

Biricik anacığına ihanet etmeni istiyorlar senden, vatanına zarar vermeni istiyorlar.

Adım atacağın yöne karar vermeden önce iyi düşün.

Şimdi yol ayrımındasın, hangi yöne yürüyeceksin?

Güzel olana, aydınlık olana mı, yoksa karanlık tarafa mı?

Seni doğurana, besleyip büyütüp sonra yitirene; seni yitirdiğinde gece gündüz demeden yollara düşene, nihayet izini bulana kıymanı istiyorlar.

Anana, vatanına düşman olmanı isteyenlere uyma.

Soyunu aklından çıkaramazsın, atanı unutamazsın.

Sen kurtsun, mankurt olma.

Sana verdikleri o yayı germe, elindeki oku bırak.

Özünü hatırla… Biricik anacığını üzme... Milletini kahretme.

İyice düşün, iyi düşün; doğru karar ver.