Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız niçin bize oy vermiyor diye düşünmeye başlamışlar.
Yurt içi tamam da dışı kaldı.
Yine de bu bir gelişmedir.
Sıkıntıyı görmek ve çözüm bulmak adına harekete geçmek… Az iş mi?
Başlamak için geç olsa da bunca yıl sonra oy alamadıklarını fark ettiklerinden ötürü tebriklerimizi sunalım.
Kemal Bey tespiti yapmış.
Tespitler yerinde.
Çok daha uzun bir liste çıkarılabilir.
Ve Kemal Bey’in hepsini tek tek okuması, iki gününü alır. Bereket, kısa kesmiş.
Vallahi kendimi tutamayıp tekrar tebrik edeceğim.
Kemal Bey’e kulak vermeye devam edelim.
“Üzerinde düşüneceğimiz nokta bu. Karşıya iğneyi batırmadan çuvaldızı kendimize batırmak zorundayız.”
İşte burası olmamış.
Şu iğne ve çuvaldız meselesi hep karıştırılır.
Gördük ki Kemal Bey de karıştıranlara dâhil.
Kusura bakmazsa biraz eleştirelim.
Niye çuvaldızı kendimize batırmamız gerektiğini düşünüyor?
Bu şekilde yanlış kullananların fikrinde “empati fazlalığı” yatıyor olsa gerek.
“Zararın büyüğünü kendimize verelim” demek gibi bir maksat var gerisinde.
Görüyoruz ki empatinin de fazlası zarar.
Gereğinden fazla empati, maksadını aşar.
Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi, başkasına yapmayacağız.
Meselenin özü bu.
İğne ve çuvaldız konusunda ise şöyle bir ayrıntı var: Az bir acı, az bir kötülük bile fikrimizi değiştirebilir.
Zararın küçüğünü bile kendimiz için kötü görürüz.
Bir iğnenin acısına katlanmakta zorlanırız.
O zaman, başkasına daha büyük kötülük yapmaktan kaçınırız.
Kemal Sunal’ın filmlerde oynadığı rollerde atasözü ve deyimleri karıştırması, ters söylemesi, yarısını başka türlü tamamlaması normal hatta gerekli.
Belli bir maksada yönelik.
Ama adaşının bir genel başkan olarak atasözlerini karıştırması hoş değil.
Bu kadarlık eleştiriye gücenme olmaz herhalde.
Gelelim imamlık meselesine.
Kadınlar imam olamadığı için Meral Hanım cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmayacakmış.
Kendi ağzından duyduk. Hem de kendi kulaklarımızla, başkasının kulağıyla değil.
E daha önce oldu.
Dört sene önceki seçimde adaydı ve partisinden daha az oy aldı.
Ardından istifa mı etmişti ne…
Sonra etme eyleme diye kapısına gittiler, ikna edip aslanlar gibi geri döndürdüler.
Demek o zaman bu bilgiye sahip değildi, imamlık konusunu bilmiyordu.
Olsun. Öğrenmenin yaşı yok. Beşikten mezara kadar öğrenme süreci devam eder.
Hepimiz her gün bir şeyler öğreniyoruz.
Mesela Cahit Sıtkı… 35 yaşında öğrenmiş taşın sert olduğunu, suyun boğduğunu, ateşin yaktığını.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.