İhanet senaryosunun küçük hissedarı

04:009/08/2024, Cuma
G: 9/08/2024, Cuma
Mehmet Şeker

Gazze, İsrail, katliam, soykırım, İran, olimpiyatlar, Yusuf Dikeç derken arada kaynayan bir açıklamaya dikkat çekelim. Gözden kaçmasın. “15 Temmuz’a tiyatro diyen ya gerçeklikten kopmuştur ya da eksik akıllıdır. Bunu söylemek, Türkiye’ye yapılmış en büyük kötülüktür.” Bir söze bakalım, bir söyleyene. Söz doğru. Dosdoğru. Söyleyen ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel. Haydaa… O sözü biz söylesek mesele değil. Baştan beri o görüşteyiz. Fakat Özgür Bey söyleyince, şaşırtıcı oluyor. “Haydaa” demek yetmez,

Gazze, İsrail, katliam, soykırım, İran, olimpiyatlar, Yusuf Dikeç derken arada kaynayan bir açıklamaya dikkat çekelim. Gözden kaçmasın.

“15 Temmuz’a tiyatro diyen ya gerçeklikten kopmuştur ya da eksik akıllıdır. Bunu söylemek, Türkiye’ye yapılmış en büyük kötülüktür.”

Bir söze bakalım, bir söyleyene.

Söz doğru. Dosdoğru.

Söyleyen ise

CHP Genel Başkanı Özgür Özel.

Haydaa…

O sözü biz söylesek mesele değil. Baştan beri o görüşteyiz. Fakat Özgür Bey söyleyince, şaşırtıcı oluyor.

“Haydaa” demek yetmez, peşine bir de “rinna” eklesek yakışır.

Özgür Bey de ilk gününden itibaren 15 Temmuz’un tiyatro olmadığını biliyor ama o artık partisinin genel başkanı.

Havadan bombalar yağarken o gece Meclis’teydi Özgür Bey.

Tiyatro diyen kimdi?

O koltuğun önceki sahibi, eski genel başkan Kemal Bey.

Plansız programsız Ankara’dan İstanbul’a uçmuş, güya otellerde yer bulamamıştı.

Olan biteni ekrandan seyrediyordu. Bakırköy Belediye Başkanının konutunda kahvesini almış, kırmızı kravatla, beyaz gömlekle

koltuğa kurulmuştu.

Kusura bakmasın, terliklerinin rengini hatırlamıyoruz. Ya siyahtı yahut kahverengi.

*

Özgür Bey’in o sözünü duyduğu an nasıl sinirlenmiştir, kim bilir!

Aklına yine meşhur hançer benzetmesi gelmiştir.

Üstü açık turist otobüslerinde “Hop on, hop off” yazdığı gibi, hop oturup hop kalkmıştır.

Bir Opon yutsa az gelir.

“Gerçeklikten kopmak” ya da “eksik akıllı olmak” arasında hangisini tercih eder?

Üçüncü bir seçenek bırakmamış ki yeni genel başkan.

Çok fena vurmuş. “Keşke biraz hafif bir ifade kullansaydı” diyesi geliyor insanın.

Fakat 15 Temmuz’u hatırlayınca, o gece yaşananları akla getirince, az bile söylediğine kanaat getiriyoruz.

“İhanet senaryosunun küçük hissedarı” da diyebilirdi.

“İşgal projesinin mimar yamağı” da olur.

Evvelce darbe yapılması durumunda tankların üstüne ilk kendisinin çıkacağını söyleyen birinin, ana muhalefet lideri olarak tankların arasından sıvışması…

Daha sonra bu sözü hatırlatılınca, “Hani tank nerede? Getirsinler çıkayım üstüne” diyerek saçma ötesi, sapan ötesi konuşması…

Sokağa çıkanlar için hayat garantisi talep etmesi…

Başka türlü izah edilemez.

O gece CHP’liler hangi telefon numarasını aradı acaba? Doğrudan VİP kapısı önündeki tankları sürenleri muhatap almadı. Onlara söz geçirecek biri arandı. Kimdi o?

Büyük ihtimal bu soru hep cevapsız kalacak.

Atatürk Havalimanındaki CHP’liler kapı önünde duran tankların sürücülerine seslenebilirdi pekâlâ.

“Açılın, yol verin! Yoksa çok sayın genel başkanımız tankın üstüne çıkar ha!”

*

Eskisi ve yenisi arasındaki bu görüş ayrılığı, herhangi bir konudaki farklı düşünme boyutundan çok daha ötesi. Burada ayrı düşünenler, temel değerler üzerinde anlaşamaz.

Birbirinin tam zıddı bakış açılarına sahip olduklarını gösterir.

Bunca yıl biri genel başkan, diğeri grup başkan vekili ve grup başkanı olarak nasıl uyumlu çalıştıklarını anlamak da zorlaşıyor

bu durumda.

Demek ki köprüyü geçene kadar genel başkana uymak, uyumluymuş gibi davranmak durumu var.

“Eskinin yöntemi ve söylemiyle senelerce yürüdük, girdiğimiz her seçimi kaybettik. Artık farklı söylem şart.”

Parti disiplininde genel başkan en başta geldiğine göre, o gecenin sessiz kahramanı Kemal Bey şimdi seçsin bakalım, “Gerçeklikten kopmak” mı durumunu daha iyi izah eder yoksa “eksik akıllı olmak” mı?

#Gazze
#İsrail
#CHP