Ekrem Başkan nihayet konuştu… “Her gelin kızın rüyası, zetina dikiş makinası.”
Gelin adayı bütün genç kızlar bir ellerine iğne iplik almışlar, diğer ellerinde kumaş, daldır çıkar elbise dikmeye çalışıyorlar ve bütün dertleri “ah bir makine olsa”.
Hayır, böyle değil tabii.
Ne manzara ne söylenen. Abdurrahim Karakoç: “Ne saçları sarıydı, ne adı Mihriban” demişti ya, tıpkı öyle.
Ekrem Başkan tam olarak şöyle söyledi:
“Her CHP’linin cumhurbaşkanı adayı partisinin genel başkanıdır, Kemal Kılıçdaroğlu benim de adayımdır.”
Gördünüz duydunuz, hiç de zor değilmiş.
Pekâlâ söyleyebiliyormuş.
*
Önce anne mi diyecek, baba mı diyecek diye küçük bebeğin ağzının içine bakanlar gibi millet aylardır bekledi.
İkinci Fatih ilan etmeler…
Yüzünde Rabbiyesir görmeler…
Karda kışta büyükelçilerle buluşmalar…
Ankara’da irtibat bürosu…
Orada yemek, burada toplantı, şurada gizli görüşme…
Hepsi boşa mı gitti şimdi?
Bir türlü adaylıkla ilgili konuşmuyordu değerli başkanımız, bu cümlesiyle açıklığa mı kavuştu?
Hiç alakası yok.
Bu ifade bir formaliteyi ortaya koyuyor.
Kendi adaylığına bir engel teşkil etmez.
Zaten bugüne kadar hiçbir makama kendisi talip olmamış, hep başkaları aday göstermişler de öyle seçilmiş.
Yine öyle olması gerekir.
Çıkıp ben adayım yahut ben aday değilim demez.
O hâlde, söylediği bu cümle, vaziyetin sağında solunda, altında üstünde herhangi bir değişiklik meydana getiremez.
Madem öyledir, bu sözü aylar önce, hatta bir yıl önce de söyleyebilirdi.
Bunca tartışmanın üstüne bugün söylemesinin bir anlamı olsa gerek.
*
“Benim adayım partimizin genel başkanıydı ama altılı masadan çıkan benim ismim olmuş ne yapabilirim? Beni bu adaylığa lâyık gördükleri için teşekkürlerimi sunar, alınan kararı bir görevlendirme telakki eder, saygılarımı arz ederim…”
Bu cümle diğerine mâni değil.
Önceki cümle de buna mâni değil.
Fakat mâni bir durum var yine de.
O da Kemal Bey’in adaylık konusundaki şevki.
Kırıp dökmeden, kimseyi gücendirmeden, masadakileri küstürmeden, ürkütmeden, usul usul bugüne kadar getirmiş, adaylığa bu kadar yaklaşmışken, Ekrem Bey’in bu destek
numarası canını sıkmıştır.
Masadakileri tekrar sözleriyle okşayacak, yatıştıracak, ikna etmeye çalışacak.
İkna etmek için ne vaatlerde bulunacaktır, orasını bilemeyiz.
*
Vaat deyince, insanın aklına neler geliyor!
Mesela bedava traktör konusu.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, üç yıl önceki vaat hatırlatınca ne dedi?
Duymayan vardır mutlaka.
“CHP’den her çiftçiye bedava traktör” vaadi sorulunca çok çarpıcı bir cevap verdi.
“Traktörler nerede?”
“Biz o cümleyi çarpıcı olsun diye yazmıştık.”
*
Helal olsun.
Ne kadar çarpıcı olmuş!
Hakikaten çarpıcı olmuş!
Fakat, çok çarpıcı olmuş!
Vaat çarpıcı, cevap çarpıcı, netice çarpıcı…
Hatırlatalım, traktör daha çarpıcıdır.
Bir çarparsa Allah korusun, ters yüz eder.
Ondan daha çarpıcı olan ise, sandıktır sandık.
Sonra demeyin “Biz yutarlar sanmıştık, meğer vatandaş kör değilmiş…”
Çarpıcı olsun diye bir takım tutamayacağınız, saçma sapan vaatlerde bulunmayın, belki bir şans doğar.
Taş gibi olduğu yerde duran yumurtaya can veren Rabbim, herkesin gönlüne göre kapılar açar, neden olmasın?
Önce gönlünüze bakın.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.