23 Nisan konuşması yapacaktı. Kürsüye çıktı, açtı ağzını yumdu gözünü.
Gözüyle beraber galiba elini de yumdu, yumruk yaptı. (Yumuk yumuk elleri var, kömür kömür gözleri var” der Barış Manço.)
Sert konuşmayı düşünüyordu anlaşılan.
Aynı anda hafızası da mı yumuldu ne!
23 dedi, Nisan dedi, bin dokuz yüz dedi, biraz durdu, yirmi üç diyerek anması gereken tarihi kendince söyledi.
Oldu mu peki? Hayır, olmadı. Yanlış söyledi.
23 Nisan 1920 demesi gerekiyordu.
*
Bilmem kaç yaşında adam…
İstersem bilirim de, istemiyorum.
Bilmem kaç senedir Meclis’te, bilmem kaç senedir partinin başında…
(Buradaki bilmemler kaçlar, bilmemekle alakalı değil, anlıyorsunuz.)
Koskoca partinin, koskoca genel müdürü, bir asır önceki tarihi nasıl bilmez?
Bayram ilan edilen tarihi yanlış hatırlar mı?
Arada üç senelik fark var. Üç sene…
Orhun abidelerinin yazılıp dikiliş tarihini istemiyoruz ki!
Hepi topu 23 Nisan bu.
Daha dünkü mesele sayılır.
*
İster sevin, ister sevmeyin…
Bu arkadaşın bu hoyratlığını, şaşkınlığını, taşkınlığını, pişkinliğini ve gaflarını nasıl karşılamak gerekir?
Olur böyle vakalar deyip geçilecek türden mi?
Elini vicdanına yaklaştırıp söylesin herkes.
Böyle beyin sürçmesi olur mu?
Oluyor işte.
Yerli malı, yurdun malı, herkes onu kullanmalı.
Zaten öyle, baştan beri.
*
Bu kafayla giderse, 29 Ekim’de ne diyecek?
Herhalde 29 Ekim 1929 der çıkar.
Haydi hayırlısı. Bekleyeceğiz.
*
Elektrik faturasını ödemeyen demokrat amcamız, karanlıkta kaldı ya.
Şimdi çok mutlu.
Sanki devlet kesti.
Sanki bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan eline penseyi, kontrol kalemini aldı ve kapıya gitti de elektriği kesiverdi.
Sırf gıcıklık olsun diye.
Madem faturayı ödemiyorsun, ben de keserim dedi mi kapının ardından?
Duyan varsa söylesin.
Artık muradına eren bir gönül adamı olarak, keyfi yerine gelmiştir amcamızın. Mutlu olmuştur.
Dışarıya verilen fotoğraf, karanlıkta kalmış bir muhalefet lideri.
İyi de dışarıdakiler oy vermeyecek ki!
Onlar en fazla darbe marbe işlerine bakarlar. Örgütlere destek çıkarlar, o kadar.
Sandığa müdahale edemezler.
Seçmen kitlesi bu numarayı yutmaz.
Herkes biliyor neyin ne olduğunu.
*
Demokrat amcamız bir anda Amerika’daki Amişler’e benzedi ya.
Karanlıkta kalmaya bu kadar meraklı ise gerisini de getirebilir.
Amişler, çamaşır ve bulaşıklarını elde yıkıyor, akşamları mum ışığında oturmayı tercih ediyorlar.
Atlı arabanın yanı sıra zaman zaman bisiklet kullanıyorlar.
Spor olsun diye değil, ulaşım maksadıyla.
Akşama kadar tarlalarında çalışıp gün batımına yaklaşınca evlerine dönüyorlar.
Dahası var. Evlenince sakal bırakıyor ve devlete vergi ödemiyorlar… Sosyal güvenlikle hiç ilgilenmiyor ve askerlik de yapmıyorlar. Hastaneyle de pek işleri olmuyor. Eski usul tedavi uygulamayı tercih ediyorlar.
Küçük Ev dizisini hatırlatan sahneler… Nasıl?
Bizimki az daha çalışsa, tam bir Amiş olacak. Ha gayret.
Fakat bu numaralar seçim kazandırmaz, onu da diyelim peşin.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.