Geçmişi temiz biri

Kemal Bey “Ömrümün sonuna kadar genel başkanlık yapmak istemiyorum. Partinin ilkelerine bağlı, geçmişi temiz biri çıksa hemen bırakırım” dedi.

Kendi partisinden bahsediyor, başka bir partiye çatmıyor.

Veya adını sanını kimsenin bilmediği herhangi bir derneği eleştirmiyor.

Bir genel başkan, kendi partisi hakkında bundan daha ağır konuşamaz, bundan daha ağır bir suçlamada bulunamaz.

Ayıptır, yazıktır. Bir kalemde bütün CHP’liler silinip atılır mı?

Hiç mi yok parti ilkelerine bağlı, geçmişi temiz biri?

Bir kişi bile mi?

Koskoca CHP’de geçmişi temiz tek kişi Kemal Bey mi?

Çok ağır bir itham bu. Hakaret bile değil. Çok daha ötesi. Ötesinin de ötesi.

CHP’liler bunu içlerine sindirebilecekler mi?

Sindirmeseler, ellerinden ne gelir?

*

Eğer öyleyse, Kemal Bey partisine baktığı zaman, yüzlerce, binlerce, milyonlarca insanın arasında bir tane bile “parti ilkelerine bağlı ve geçmişi temiz” kişi göremiyorsa, hem partiye yazık, hem Kemal Bey’e yazık.

Tevil etmeye çalışan biri çıksa, “Gözleri iyi görmüyor, o yüzden bakınca göremedi” dese, zevahirde olsun vaziyeti kurtarır mı?

Hayır, kurtarmaz. Çünkü zırva tevil götürmez.

*

Kemal Bey’in ikinci cümlesi doğru değilse, emin olun birinci cümlesi de doğru değildir.

En azından samimi değildir.

Demek istiyorum ki ömrünün sonuna kadar genel başkanlıkta kalmak istiyordur. Buradan öyle görünüyor.

Emekliler üzgün.

Maaşlara yüzde 25 zam yapılacağı açıklandıktan sonra öyle olmadığını, birkaç yüz liralık artışla yüz yüze kaldıklarını görünce, büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar.

Devlet Bey’in “emeklilere seyyanen zam yapılması” teklifi ümitlendirmişti ama kabul görmedi.

Tatmin edici bir düzeltmenin yılbaşına bırakılması da sıkıntıyı büyüttü.

Öyle görünüyor ki altı ay daha dayanmak zorunda kalacak emekli milleti.

*

Yılbaşında gönülleri alınacak.

Fakat gönül bir sırça saray. Bir defa kırılmış gönülleri yapıştırmak zordur.

Kırılmış gönülden kime ne fayda?

Bir an önce kâğıdı kalemi ele alıp, tekrar hesap yapmak şart.

Ve hesabın sonunda çıkan, altına çift çizgi çekilecek miktarın, yüzleri güldürecek seviyede olması.

Devlet Bey’in tavsiyesine uyularak “seyyanen artış yapılmasını” bekliyor milyonlarca emekli.

Seyyahen de olur, seyyaren de olur, seyyalen de...

Adına her ne denilirse denilsin, bir artış yapılsın diye, yuvadaki kuş yavruları gibi bekleşiyorlar.

Ümit tükenmiş değil.

Emekli ile mağdur kelimesi, niye her zaman kan kardeş gibi, yapışık ikizler gibi olsun ki?