Masadakiler birbirine açık-kapalı mesajlar göndermeyi hızlandırdı.Seçim yaklaşıyor ve henüz aday belli değil. Normaldir.Altı genel başkanın ayda bir toplanması, arada yaptıkları ikili görüşmeler yeterli gelmemiş demek.Yoksa basın yoluyla mesaj göndermeyi tercih etmezlerdi.Meral Hanım şöyle açıklama yaptı:“Biz bu ittifakı ferasetle, feragatle, fedakârlıkla kurduk.”***Güzel fakat noksan söylemiş.Fedakârlık kısmını biraz açsaydı, nelerden fedakârlık yaptıklarını söyleseydi, merak edilen bazı hususlar
Masadakiler birbirine açık-kapalı mesajlar göndermeyi hızlandırdı.
Seçim yaklaşıyor ve henüz aday belli değil. Normaldir.
Altı genel başkanın ayda bir toplanması, arada yaptıkları ikili görüşmeler yeterli gelmemiş demek.
Yoksa basın yoluyla mesaj göndermeyi tercih etmezlerdi.
Meral Hanım şöyle açıklama yaptı:
“Biz bu ittifakı ferasetle, feragatle, fedakârlıkla kurduk.”
***
Güzel fakat noksan söylemiş.
Fedakârlık kısmını biraz açsaydı, nelerden fedakârlık yaptıklarını söyleseydi, merak edilen bazı hususlar aydınlığa kavuşurdu.
Mesela, yutkunmaya sebep olan hususlar falan. Ya da filan. Ama kesinlikle felan değil.
Kimdir, kimlerdir yutkunduran?
Beridekiler niçin yutkunmayı seçiyor?
***
İyi Partililer, HDP’nin ve dolayısıyla dağlardaki mağara kovuklarından taktik verenlerin hoşuna gidecek sözler ve kararlar karşısında, yutkunmayı bırakıp iki çift laf söylemeyi göze alamıyorlar mı?
Bu mudur?
Olay, hadise, vak’a yahut vakıa bu mudur?
***
O konuda net bir açıklama yapmayıp üstünü kapalı bıraktıktan sonra, gerisi hikâye.
İşi şarkıya vursalar da olur artık.
“Yutkuna yutkuna ne hâle geldik
Her yüze güleni biz dost bildik…
Geçti yıllar bir su gibi
Neredeydik nerelere geldik…”
***
Böyle miydi Selami Şahin’in şarkısı?
Beste onun ama söylemeyen kalmamış; Salim Dündar, Nil Burak, Gülben Ergen, Sibel Can, Linet, Emel Sayın, Seda Sayan…
Çıkışından bugüne kırk küsur yıl geçmiş, insan karıştırıyor.
Bir de yutkunanlar söyleyiversin.
Fakat her hâlükârda son mısra defalarca tekrar edilmeli.
“Neredeydik, nerelere geldik…”
Belki birkaçının kafasına dank eder.
***
Biz tavsiyede bulunuyor, kendimizce teklifler sunuyoruz ama biliyoruz ki söylemezler.
Hem en mühim, en hassas konuların üstünü örtük bırak, hem şarkı söyleme, hem de şifreli konuş.
Olmaz ki.
Böyle de konuşulmaz ki.
***
Meral Hanım “feraset, feragat ve fedakârlık”ın peşine şunları da ekleseydi daha iyi olurdu:
“Feribot gibi fersah fersah yol alarak, Ferahfeza Saz Semaisi dinleyerek, ferahlık içinde kurduk.
Sadece iktidara gelmek için değil, ferahlık için de…
Oksijenimiz bol, fermantasyona uğramayız.
Fergana’dan feraceyle feriştahı gelse bozamaz. Ferman dinlemeyiz.
Kimse ferdî davranmasın, boş yere feryat etmesin, kimse kimsenin fedailiğini yapmasın.”
Fanlatabildim mi?
“ULAN İYİ, ULAN AFERİN”
“ULAN İYİ, ULAN AFERİN”
Babacan: “Avrupa bize ‘Aferin’ diyecek.”
O kadar emin olma arkadaş.
Belki de ‘Aspirin’ derler. Aferin’den daha faydalı bir haptır.
Olmadı, rahmetle anıp Barış Manço’ya kulak verelim: Nane, limon kabuğu ile bir tutam zencefil.
#Meral Akşener
#HDP
#Ali Babacan
#Mehmet Şeker
