Koronavirüs şekilden şekle girmeye devam ediyor. Yeni varyantın adı Omikron.
Daha bizde görülmedi derken, çıktı geldi.
Yakında Shumikron da gelir, yakamıza yapışır. Henüz öyle bir varyant yok ama bu gidişle olacaktır.
Adını koymuş olalım.
Kemal Bey ‘fıstık’ diyeceği yerde ‘fındık’ dediği için her taraftan eleştiriler yükseldi.
Şanlıurfa’da fındık yokmuş.
Olmasın.
Bu kadar basit bir hata için yüklenmenin âlemi ne?
İsot konusunda doğru söylemiş mi söylememiş mi ona bakalım.
Ve Kemal Bey’in basit olmayan, büyük hatalarını hatırlayalım.
Sıralandığı zaman dünyanın çevresini dolaşacak kadar çok üstelik.
Onlar dil sürçmesi de değil maalesef.
Silivri’de Mimar Sinan’ın muhteşem bir köprüsü var.
333 metre uzunluğunda ve 32 gözlü olarak 1568’de inşa edilen köprü elden geçirildi, sağlamlaştırıldı.
Bir süre önce yapılan açılış töreni sırasında köprünün her tarafı bayraklarla süslenmişti.
En büyük bayrak orta yerde bulunuyordu. Köprünün sağı ve soluna birer vinç getirilmiş, araya devasa boyutta bayrak çekilmiş.
(Türk Bayrağı demeye gerek var mı? Amerikan bayrağı olacak değil ya! Bayrak denildiğinde, şanlı bayrağımızdan başkası gelmez aklımıza.)
*
Bayrağın bir yanında Atatürk posteri, bir yanında Cumhurbaşkanı Erdoğan posteri.
Belediye Başkanı Volkan Yılmaz misafirlerini ağırlıyor, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu kürsüde konuşuyor.
O sırada köprünün yan tarafında yürüyen yaşlıca iki kadın, karşıdan gelen iki genç kadınla selâmlaşarak durmuş, başlarını yukarıya kaldırmış bakıyorlar.
Onları gören başkaları da bakıyor aynı yöne.
“Kasıt var bu işte” diyor biri.
Öbürü “Kesin kasıt var” diye cevap veriyor.
Üçüncüsü “Muhakkak kasıtlı yapmışlardır” diye bakıyor.
Neymiş o kasıt diye ben de baktım. Atatürk posteri bir ucundan ipe dolanmış.
Dördüncüsü giriyor devreye “Baksana öteki düzgünce duruyor” diye destek veriyor.
Rüzgâr esmiş, posterlerden biri ipe sarılmış.
“Allah’ım sen büyüksün” diyorum.
*
Biraz sonra rüzgâr farklı esiyor, Atatürk posteri açılıp düzgünce sallanmaya başlıyor.
Az sonra, uzaktan kumandayla rüzgâra müdahale ediliyormuş gibi, diğer poster ipe dolanmasın mı?
Bu sefer, birkaç dakikalığına Erdoğan posteri yamuk görünür hâle geliyor.
Rüzgârın kastı, adalet üzerine.
O kadınlar, nasıl yorum yaptı bilmiyorum.
Çok çirkin, kötü haberler yaygınlaştı.
Vuran, kıran, öldüren…
Bazı ifadeler mantığı zorlayacak seviyede.
Şöyle bir habere rastladık:
“16 yaşında genç, silahını çekerek” diye başlıyor, “Hasmına ateş etti” diye devam ediyor.
16 yaşındaki gencin silahı mı olurmuş?
16 yaşındaki gencin hasmı mı olurmuş?
Silahından derken o kadar sıradanlaştırma var ki, kolundan bahsedermiş gibi.
Bir diğeri şöyle:
“Aralarında husumet bulunan öğrenciler, servis aracı içinde kavga etmeye başladı.”
Yine aynı kafa karışıklığı. Öğrenciler arasında husumet normalmiş demek.
Daha sonra aileler de karışmış kavgaya. Silahlar çekilmiş. Ölen de vardı.
Dünyanın çivisi çıktı diyenler haklı.
Milletvekilleri, seçildikleri zaman ilk önce Meclis’te yemin ediyor ve böylece göreve başlamış sayılıyorlar.
O yemine sadık kalan kaç kişidir, saysak çok vakit almaz.
Çoğu ciddiye almıyor.
“Namusum ve şerefim üzerine” derken, bazıları içinden gülüyor olsa gerek.
Kutsal kitaba el basma yok.
Fikri bile itici geliyor bazı kafalara.
Biz ABD miyiz, Avrupa ülkesi miyiz, yoksa Ortadoğu dedikleri yöreden miyiz?
Ne münasebet, değil mi?
Hâlbuki yemin öyle bir şeydir.
İşte gördük…
İçişleri Bakanı Soylu, ne dedi?
“AK Parti Cizre eski ilçe başkanının kardeşi Tahir Güven’i öldüren PKK terör örgütü mensubu Mehmet Miraç Dinç, HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz’ın evinde yakalandı.”
Bu da mı sıradan?
Bunu da mı normal karşılayalım?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.