|
Bilişim Vadisinde bir dükkânımız var

Sümmani üstadın “Ben razı değilem hicrana gama / Garip gönlüm haldan hala salan var” sözleriyle başlayan eseri, “Tez ulaşam dost bağında talan var” diye biter.

Dost bağında talan olduğu vakit, bizi kim tutabilir? Tereddütsüz koşar gideriz. Karabağ’daki gibi. İHA’mızla, SİHA’mızla yola çıkar, üstümüze düşen görevi yerine getiririz.

*

Bütün dünyanın takdirini kazanan savunma sanayii ürünlerimizden bahsederken kısaca İHA-SİHA deyip geçiyoruz ama yüzlerce çeşit ürün var. Her birinin fonksiyonu ayrı. Yakın zamanda yüzlerce ifadesi yetersiz kalacak.

Ülkemizde bu alanda çalışan pek çok firma mevcut. Savunma sanayii fuarlarında ziyaretçilerin başı dönüyor. O kadar çok firma, o kadar çok cihaz üretmiş ki hepsini incelemek değil, önünden geçmek bile zor.

*

Pavo Grup bünyesindeki şirketlerden birinin genel müdürü Kahraman Gündüz’ü Bilişim Vadisindeki işyerinde ziyaret ettik.

Üretilen modern teknolojik cihazların bir kısmını yerinde gördük, uzun uzun sohbet imkânı bulduk.

Elektronik ve haberleşme mühendisi olan Kahraman Gündüz, bir süre önce Mete Yarar’ın tv programına konuk olmuştu. Orada da söylediği bir söz çok dikkat çekiciydi.

“97 mezunuyum. Diplomayı aldığımda, başvuracağım bir yer yoktu.

25 sene önce iki buçuk tane tekno parkımız vardı. Şimdi 100’ün üzerinde.

Yeni mezun bir genç eline diplomasını alıp bir gün tekno park içindeki firmaları dolaşsa, akşama kadar kendine çok iyi bir iş bulabilir.”

Anlıyoruz ki genç mühendisler rahat.

*

O kadar geniş zaman içinde konuşulanların hepsini aktarmaya imkân yok elbette. Bazılarından başlıklar hâlinde bahsedip geçelim.

İHA SİHA konusuna on sene geç girseydik, teknolojiyi takip eden bir ülke olacaktık. Şimdi teknolojinin önünde gidiyoruz.

Biri dron yapar, diğeri sinyal bozucu üretir. Öteki sinyal bozucuyu bozan bir cihaz için çalışır.

İşin temeli yazılım. Yazılım senin değilse, ürün başkasınındır.

*

6 Şubat depremi sırasında birkaç saat içinde bölgeye ulaşan ekibimiz, çöken telefon sistemine destek olmak için seyyar verici götürmüştü.

Enkaz altındaki telefonlara mesaj göndermek ve şarjı bitmiş olsa bile yerini tespit etmek mümkün olduğundan, bu sayede pek çok hayat kurtarıldı.

*

Deprem zamanı Pire limanından ABD’nin uçak gemisi güya yardım için yola çıkmıştı. Ama Türkiye gelme dedi. Allah’ın hikmeti işte, yolda gövdesine metal vatozlar yapışmış! Geri dönmek zorunda kaldı.

Hatırlarsınız, bir ara Yunanistan ile aramız gerilmişti. Fransızların Çarls Degol uçak gemisi Yunanistan’a destek olmak için yaklaştı. Türkiye’ye doğru geliyordu, gelemedi. Bütün sistemi kilitlendi. İmdat mesajını bile zor gönderdi.

Koca uçak gemisini çekicilerle götürmek zorunda kaldılar.

*

Ülkemizin gururu genç mühendisler bazen işe eğlence de katıyor. Mesela Karabağ’da karşı tarafın üzerine mehter çalan dron gönderildi.

Mesaj gayet açık tabii.

“Sizi görüyoruz, takipteyiz, ne yaptığını biliyoruz. Ateş de açabilirdik ama şimdi mehter marşları dinletmekle yetiniyoruz. Bu iyiliğimizi unutmayın.”

Ermeni askerlerin nasıl bir psikolojiye girdiğini, nasıl kaçıştığını tahmin etmek zor değil.

*

Bayraktar’ı sorduk. Cevap beklendiği gibi…

“Bahsettiğimiz firmaların hiçbiri yokken Bayraktar vardı. Öncü.”

Ayrılırken, “Dükkân sizin” demeyi ihmal etmedi Kahraman’ımız. Bilişim Vadisinde bir dükkânımız var.

#Bilişim Vadisi
#Teknoloji
#Mehmet Şeker
3 ay önce
Bilişim Vadisinde bir dükkânımız var
Transfer kaosu
Bu oyun gelişir
Gannuşi’den Gazze’ye giden yolu kim kapatıyorsa?
Dünya bize gebe, biz hakikate…
“Ya kezzabi ya a’milil Amrikani / yallah irhal ya Sisi”