Aradaki fark çok fazla

04:0023/05/2023, Salı
G: 23/05/2023, Salı
Mehmet Şeker

Kemal Bey, Atatürk’ün kalpaklı fotoğrafı önünde video çekti. Fesli fotoğrafı da var Atatürk’ün. Askerliği boyunca da pek çok şapka kullanmış gayet tabii. Fötr şapkalısı da var. Hem de çeşit çeşit. Belki yüzden fazla model denemiş. Melon şapkalı, yeniçeri kıyafetli fotoğrafları da var. Kasketli fotoğrafı da çok sayıda. Her durum için uygun bir fotoğraf bulabilir Kemal Bey. İleride onları da sırayla kullanmasını bekleriz. Gitmezse. * Kalpağa bağlı olarak şu tespit yapıldı: “İlk tur öncesi Kemal Bey

Kemal Bey, Atatürk’ün kalpaklı fotoğrafı önünde video çekti.

Fesli fotoğrafı da var Atatürk’ün. Askerliği boyunca da pek çok şapka kullanmış gayet tabii.

Fötr şapkalısı da var. Hem de çeşit çeşit. Belki yüzden fazla model denemiş.

Melon şapkalı, yeniçeri kıyafetli fotoğrafları da var.

Kasketli fotoğrafı da çok sayıda.

Her durum için uygun bir fotoğraf bulabilir Kemal Bey. İleride onları da sırayla kullanmasını bekleriz. Gitmezse.

*

Kalpağa bağlı olarak şu tespit yapıldı: “İlk tur öncesi Kemal Bey milliyetçileri küstürdü.”

Biz de bir tespitte bulunalım. İkinci tura giderken, “En büyük milliyetçi benim” dedi, milliyetçileri kusturdu.

*

“Seçimi kazanamazsam istifa ederim” demesi yönünde görüş ileri sürenler ne kadar tutarlı?

Kemal Bey böyle söylesinmiş.

O zaman CHP seçmeninin yarısı sandığa gitmez.

Diğer yarısı da sandığa gitse bile ona oy vermez.

Akla ziyan. Sıfıra sıfır, elde var sıfır mı olsun?

Kemal Bey’in “Sıfırdan başlıyoruz” demesi yoksa bu anlamda mıydı?

*

Kemal Bey, Erdoğan’ın seçimi kazanamadığını söylüyor. “Yüzde elli bile alamadı.”

Haklı. Sonuçlar ortada. Kimse aksini iddia etmiyor. Kazandık diyen yok. Zaten o yüzden ikinci tura gidiyoruz.

Ama bunu diyen Kemal Bey kaç aldı? Cumhurbaşkanlığında 45’in biraz altı, partisi ise yüzde 25 bile alamadı. Tam anlamıyla seçmenin dörtte birini bile yanına çekemedi. Öbür açıdan bakarsak, seçmenin yüzde 75’ten az fazlası ona itibar etmemiş, sözlerine inanmamış, vaatlerine kanmamış. Buyursunlar.

*

Sinan Oğan mı, Ogan mı karar veremeyenler var. Bir kısmı yanlış söylüyor.

Sinan Bey’e Ogan diyenler, Ümit Özdağ’a da Özdag dese olur mu?

Bir de yumuşak g’yi kullanamayanlar var. Oan’cılar.

Ödev: Doğrusunu öğrensinler, defterlerine yazsınlar.

*

Kanaat: Sinan Bey’in “Cumhurbaşkanı yardımcısı olmak varken, niye bakanlığa razı olayım ki?” dediğini duyduk.

İstemek hakkıdır, vermekse ölçüyü aşar.

Sinan Bey’den Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmaz. Fazla yüksekten uçmaya gerek yok. Fuat Bey’e hiç benzemiyor.

Cumhurbaşkanı olabilir, ileride. Bugünkü şartlarda bakan olur mu, bilemem. Belki. Hangi bakanlık uygundur?

Bakanlıkları tek tek düşününce, uygun bir bakanlık bulmak zor. Yeni bir bakanlık kurulabilir onun için. Bir fikir sunalım. Mesela “Hediye Bakanlığı”.

Verilecek bakanlık bir anlamda hediye olacaktır. Yarım puanlık desteğin karşılığı.

Fena olmaz. Ülkenin bütün hediye işlerine bakar.

Birine hediye seçmek ne kadar zordur, bunu bilenler hak verecektir. Yanlış bir hediye seçmek, bütün iyi niyeti yıkar, yerle bir eder. Hizmetse, hizmet işte.

*

Terzilik, bir meslektir. (Kemal Bey’in “Seyit Rıza bir insandır” sözüne benzediyse de sakıncası yok.)

Marangozluk, berberlik, kaynakçılık, seyislik hepsi birer meslektir ve dünyanın her yerinde geçerlidir.

Fakat siyaset adamı olmak öyle değil.

Bir siyasî, dünyanın herhangi bir ülkesine gidip “Ben milletvekiliyim, ben bakanım... Geldim şimdi burada göreve devam edeceğim” diyemez. Derse, herkes güler. Sonra da orada durmaz, gülüp geçer.

Bunun bir istisnası var. Adı: Recep Tayyip Erdoğan.

*

Pek çok ülkede duyduğumuz cümle şu: “Bizde aday olsa kazanır. Hem de sizde aldığı oydan çok daha fazlasıyla.”

Son dönemde pek çok ülkeye giden bir arkadaşım anlattı. Türkiye’den geldiği anlaşılınca söz seçime gelmiş ve kritik olduğunu, kazanırsa da bir iki puan farkla kazanacağını söylemiş. İnanamamışlar.

“Yahu sizin millet aptal mı?” diye sormuşlar. “Buraya gelsin, biz onu en az yüzde 80’le seçeriz” diyenler olmuş.

Abartısız, dünya üzerinde böyle bir lider bulamazsınız.

Bizim hâlimiz ise “bulup da bunamak” deyimiyle izah edilebilir. Ya da “kıymetini bilmemek” ile.

*

Bir de diğer liderleri düşünelim. Memleketlerini hatırlayalım. Sonra iddialı bir tespit yapalım.

Bu parti liderleri kendi memleketlerinde seçime girse, çoğu belediye başkanı seçilemez. Arada işte böyle bir fark var.

Bir tek Kemal Bey kendi şehrinde belediye başkanı olabilir. Çok da yakışır. İsterseniz yemin edeyim.

*

Ümit Özdağ: “Kemal Bey’i dinlerken gözlerimi kapatınca kendim konuşuyor gibi hissettim.”

İstanbul’u dinlemiyorsan, niye gözlerini kapatıyorsun?

*

- HDP’nin sizi desteklemesi oylarınızı düşürdü, farkında mısınız?

- Biz HDP ile temas kurmadık. HDP bizi desteklemedi. Bize Yeşil Sol Parti’den destek geldi.

*

Yavuz Ağıralioğlu’nun salgın, hayat pahalılığı, terör, deprem diyerek ülkemizin yaşadığı sıkıntıları saydıktan sonra “Bir tek meteor çarpmadı” demesi ve buna rağmen muhalefetin geride kaldığını belirtmesi dikkatlerden kaçmamalı.

Keşke çarpsaydı diyesi geliyor insanın.

Bir vakitler çarpmış ve dinozorlar yok olmuş. Belki bugünün dinozorları da kaybolurdu.

*

Bir kere daha gördük ki meydanlarda siyasetçilerin kürsüye çıkıp eliyle kalp yapması marifet değilmiş. Önemli olan, milletin kalbini kazanmakmış. Pazar akşamı daha iyi anlaşılacak.

*

Engin Altay, “Yüzde 60’la döke saça geliyoruz” diyordu.

Çok fazla döktüler, aşırı saçtılar. Geriye bir şey kalmadı.

*

Depremzedeleri aşağılayan, “Yaptığımız yardımlar haram olsun, keşke enkaz altında kalıp ölseydiniz” diyen ünlülerimiz... Seçimin ertesi günü depremzedeleri sokağa atmaya kalkan CHP’li belediyelerimiz... Anladık, çok kızgınsınız. Çok öfkelisiniz. Barut fıçısına döndünüz. Bu yaptıklarınızla içinizi rahatlatmaya çalışıyorsunuz, onu da anladık. Fakat yangına körükle gidiyorsunuz. Seçim tekrarlanacak ve daha fazla oy kaybedeceksiniz. Keşke o gece daha çok içseydiniz. Video çekemeyecek, bir karar metnine imza atamayacak kadar.

#Siyaset
#Sinan Oğan
#Kemal Kılıçdaroğlu
#CHP
#Mehmet Şeker