Ankara, dış politikada ikili ilişkilerin kriz halinde olduğu ülkelerle arayı düzeltmek için önemli ve sonuç getirici hamleler yapıyor.
Bu atılımın bir ayağında Batı’yla ilişkileri gerilimli alandan çıkarıp daha dengeli bir zemine taşıma iradesi var.
2020 yazında Avrupa Birliği ile Doğu Akdeniz krizi üzerinden başlayıp, yaptırım sınırına kadar ilerleyen gerilimli atmosfer, yerini dingin bir atmosfere bırakmış durumda.
ABD ile ilişkiler ise, derin anlaşmazlıkların sürdüğü bir ortamda ama daha ‘öngörülebilir’ bir iklimde ilerliyor.
Atina’dan gelen kışkırtıcı söylemlerin bıçak gibi kesilmesinin temel gerekçesi bu.
Bunun dışında 5 ülke sayalım:
Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Mısır, Ermenistan ve İsrail…
Çeşitli nedenlerle ikili ilişkilerin kopuk olduğu bu 5 ülke ile aramızın düzeldiği ya da düzelme yolunda ilerlemekte olduğu bir dönemin içinden geçiyoruz.
Muhalif çevreler bu normalleşme adımlarına ‘U dönüşü’ diyerek negatif anlamlar yüklemeye çalışsalar da, toplumun geniş kesimlerinde bu açılımların memnuniyetle karşılandığı bir gerçek.
Yurtdışına yaptığımız seyahatlerde sokaklarda dolaşırken sohbet ettiğimiz sıradan insanlar Türkiye’den geldiğimizi öğrendiklerinde hemen, “Erdogan” diye refleks veriyorlar.
(Yumuşak g başka dillerde pek kullanılmadığı için Erdoğan değil, Erdogan diye telaffuz ediyorlar)
Erdoğan’ı nasıl bilirsiniz diye sorduğumuzda ise iki kelimelik tarifler yapıyorlar:
Son aylarda aynı sözleri New York’ta Central Park’ın önünde ayaküstü lafladığımız bir Amerikalıdan, bir süre sonra da Senegal’in başkenti Dakar’da karşılaştığımız bir Afrikalı işadamından duydum.
Bu örnekleri niçin verdim?
Birkaç ay önce İsrail’le ilişkilerin normalleşme seyrine girdiği bir ortamda, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yaptığı bir açıklama var.
Şöyle bir açıklama:
Ramazan ayı içerisinde Kudüs ve Ramallah’ta, Mescid-i Aksa’da İsrailli radikal grupların ve güvenlik güçlerinin Filistinlilere uyguladığı acımasız kaba şiddet, Ankara’nın yaklaşımına dönük bir test niteliğindeydi.
Pazartesi günü yapılan AK Parti MYK toplantısı yapıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’la görüşmesi henüz gerçekleşmemişti.
Erdoğan, toplantıda MYK üyelerine şu mealde bir konuşma yaptı:
Nitekim Erdoğan Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerine dönük olarak Herzog’la görüşmesinde kendisine neler söylediğini, sosyal medya hesapları üzerinden detaylı bir şekilde paylaştı.
O paylaşımlarının bir bölümünde şu bilgileri verdi Erdoğan:
Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında da sözü aynı konuya getirip şu ifadeleri kullandı:
“Filistin davasını etkin savunmanın yolunun da İsrail ile makul, dengeli bir ilişki sahibi olmaktan geçtiği açık. Ancak bu demek değil ki, Kudüs ve diğer Filistin topraklarında kutsallarımıza yönelik saldırılara, işgallere göz yumacağız. Asla.”
İsrail’de yayın yapan Hayom gazetesi, Erdoğan’la Herzog arasındaki telefon görüşmesinin ardından İsrail’in, Mescid-i Aksa’yı önümüzdeki cuma gününden Ramazan sonuna kadar Yahudilerin girişine kapatma kararı aldığını yazdı.
İnşallah doğru bir haberdir bu ve alınan karar gerektiği gibi uygulanır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.