Kaldığımız otelin televizyonunda CNN’i açınca, yaşlı sunucu Wolf Blitzer’in son dakika haberini karşımda buldum.
“ABD’de Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 100 yıl önce İspanyol gribinden ölenlerin sayısını geçti” diyordu haber.
Rakamlara baktım.
Pandemi nedeniyle en fazla insanın hayatını kaybettiği ülke olan ABD’de Pazartesi akşamı itibarıyla ölenlerin sayısı 694 bin 619 kişiye yükselmişti.
Bu haberi görünce, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ziyaretini izlemek üzere geldiğim New York’un 1,5 sene önceki yine haberlerden öğrendiğimiz halini hatırladım.
2020’nin ilkbaharında birkaç ay içerisinde 10 binden fazla insan bu şehirde hayatını kaybetmişti.
2003 yılında buraya gelen ve Pazartesi akşamı bize New York turu attıran değerli arkadaşım Hasan Özel, karşı yakaya geçip ışıl ışıl gökdelenlerini izlediğimiz Manhattan adasında o dönemde ciddi anlamda boşalmalar olduğunu anlattı.
Mahhattan’a uzaktan bakınca, rüya gibi görünüyor.
İçine girince, tam olarak öyle olmuyor yalnız.
Ya da ben öyle hissetmedim.
Yürümesi, gezmesi güzel ama sürekli burada yaşayanlar için hayat o kadar kolay olmamalı.
Gökdelenler insani duyguları eziyor.
Tabirim biraz ağır kaçabilir ama bazen kendinizi ‘böcek’ gibi hissediyorsunuz.
Korona hala hayatın içinde ama kapalı mekanların kalabalıklarına bakılacak olursa, bizde de olduğu gibi eski korkular azalmış.
Maskeli insanların sayısı maske takmayanlara oranla çok daha az.
2020 yılının Mart ayından itibaren peyderpey yürürlüğe konulan kısıtlama tedbirlerinin büyük bölümü Haziran ortasından itibaren kaldırılmış.
Yetişkin nüfusun yüzde 70’inin en az bir doz aşı olmasıyla birlikte eş zamanlı olarak normalleşme kararları da alınmaya başlanmış.
Pazartesi sabahı Türkiye’den gelen heyetle birlikte Birleşmiş Milletler binasının hemen karşısında inşa edilen Türkevi’nin (Turkish House) açılışına katıldık.
Kitabın başlangıç bölümünde de uluslararası sistemin adaletsiz yapısına dönük güçlü vurgular var.
Mesela bir yerde şöyle diyor Erdoğan:
Bu duruş, kurulu düzenin kodamanlarını rahatsız ediyor mu?
Ediyor mutlaka.
200’den fazla üyesi olduğu için dünyanın dört bir tarafında yaşanan insani krizlerde inisiyatif alması beklenen Birleşmiş Milletler, çoğu zaman 5 daimi üyenin oyuncağı olmuş gibi hareket ediyor.
Bir şey daha söyleyeyim:
Erdoğan’ın bu yapıya itiraz etmesinin, adil olmadığını dile getirmesinin arka planında Türkiye’nin pek çok uluslararası insani kriz meselesinde zorunlu ya da gönüllü olarak rol üstlenmesinin de ciddi payı var.
Birleşmiş Milletler, örneğin Filistin meselesine dokunacak, İsrail’in işgallerine karşı caydırıcı olacak bir misyon geliştiremedi.
Dün Ruanda’da, günümüzde Suriye’de olduğu gibi iç savaşlar, katliamlar karşısında çaresizce olanı biteni izliyor.
Yapısal olarak 200’den fazla üyesi olan bir kuruluş, çoğunlukla sadece laf üreten, bazen o kadarını bile yapamayan bir yapıya dönüşmüş durumda.
Türkiye, çeşitli coğrafyalarda yaşanan insani krizler karşısında, dünyanın en fazla hassasiyet gösteren, el uzatan, dokunan, elinden geldiğince yük almaya çalışan bir ülke konumunda.
Birleşmiş Milletler’in yapısal sorunlarına karşı gösterilen bir nevi isyan halinin arka planında da, zorbalıklara karşı ezilen insanların dramlarıyla fazlaca yüz yüze gelen bir ülke olmasının etkisi var.
Diğer yandan kurulu küresel sistem üzerinde söz sahibi olanlar duymazdan gelse de, Erdoğan’ın sözleri sokaklarda karşılığını bulmuş durumda.
Başka yerlerde bunu görüyorduk, New York’a geldik burada da öyle insanlarla karşılaştık.
Central Park’ın girişinde fayton taşımacılığı yapan Gana kökenli bir adam, “He is a tough man/Sıkı, çetin adam” dedi.
Çeşitli ürünlerin satıldığı bir dükkanı işleten Bangladeşli, Türkiye’den geldiğimizi öğrenir öğrenmez gülümseyerek “Erdogan” dedi.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.