Meclis’in açılmasıyla siyaset ısındı.
Gerçi, son yıllarda haberciliğin gündemi zaten hep, Ankara merkezli ve siyaset odaklı yürüyor.
Diğer siyasi partilerin liderlerinden sonra aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı sıfatını taşıyan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün yeni dönemin ilk grup konuşmasını yaptı.
Yaklaşık bir saatlik konuşmanın en dikkat çekici bölümü bana kalırsa, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik ‘salvolardan’ oluşan kısmıydı.
Konuşmanın daha dikkat çekici olan kısmı ise, Akşener’in adaylıktan feragat etme gerekçesiyle ilgiliydi.
Erdoğan, meselenin bu boyutuyla ilgili daha önce kimsenin gündeme getirmediği bir iddiada bulundu.
Akşener’in HDP veto ettiği için geri adım atmak zorunda kaldığından söz etti.
Şu sözlerle:
Bilindiği üzere Meral Akşener, 2015’ten sonra, önce MHP’nin başına geçmek istedi, bunu başaramayınca kendi partisini kurup İYİ Parti’nin başına geçti.
Cumhurbaşkanı kendisiyle ilgili yeni yeni topa girmeye başlamış olsa da, İYİ Parti lideri 6 senedir Erdoğan’a karşı ağzına gelen her şeyi söylüyor.
Peki, Erdoğan neden uzun süre öyle davrandı acaba?
Akşener’in muhataplık çabalarına neden uzun süre sessiz kaldı?
İhtimal, İYİ Parti’nin CHP, ama özellikle HDP ile yan yana gelmektense, AK Parti’ye daha yakın bir yerde pozisyon alabileceği düşüncesiyle böyle davranmış olabilir.
Bir süre önce, Akşener’in aile çevresinden bazı isimlerle, Erdoğan arasındaki diyalog kanallarının açık olduğunu duymuştum.
Ama artık böyle şeyler üzerinde durmanın da bir anlamı yok.
İYİ Parti ve Akşener, AK Parti ile yakınlaşmak şöyle dursun arayı daha da açarak, kendi tercihlerini yapmış oldular.
Erdoğan’ın grup konuşmasında gündeme getirdiği, HDP’nin vetosu nedeniyle Akşener’in cumhurbaşkanı adaylığından çekildiği iddiası ise, üzerinde durulmayı ayrıca hak ediyor.
Bu bir yorum mu?
Arkasında bilgiye dayalı bir şeyler var mı, bilmiyorum.
Ancak, siyasi bir okuma biçiminde olsa bile, bu görüş bir realiteyi temsil ediyor.
Akşener’in adaylığının önündeki en büyük açmaz, HDP’nin bu seçeneğe soğuk bakmasıydı.
HDP şöyle dursun, CHP’liler bile örtülü ya da açık şekilde kendisine bu ‘zayıf karnını’ pek çok kez hatırlatmış olmalı.
Zaman zaman HDP’den İYİ Parti’ye dönük çoğu ‘yutkunarak’ karşılanan sert açıklamalar gelmedi mi?
Selahattin Demirtaş, cezaevinden sopa göstererek, “İYİ Partili bazı siyasetçilerin faşizan söylemlerinin diyalog ve çözüm zeminini tahrip ettiğini” söylemedi mi?
İYİ Parti’nin içinde olmadığı üçüncü bir ittifaktan söz etmedi m?
Dolasıyla Erdoğan’ın Akşener’i kastederek HDP veto ettiği için adaylıktan çekildi tezi, karşılığı olan bir tez.
Gelinen nokta itibarıyla önümüzde cevap bulmayı hak eden bir başka soru daha var.
O da şu:
Akşener, çok istediği halde vazgeçmek zorunda kaldığı cumhurbaşkanı adaylığının HDP vetosuna takılmasını sineye çekmek zorunda mı kalacak?
Yoksa bu yapılana bir cevap verecek mi?
Ama bu öneriyi yaparkenki amacı da, önerdiği formülün kendi adaylığının önünün açılmasını sağlayacak bir formül olmasını düşünmesiydi.
Şimdi o öneri de havada kalmış görünüyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.