Geçtiğimiz cuma gününün gündüzünde, şöyle bir iddia karşıma çıktı.
Gece yarısı saat 00.00 ila 01.00 arasında yayınlanacak Resmi Gazete’ye dikkat!
Hem Bakanlar Kurulu değişikliği olabilir, hem de Merkez Bankası’na yeni bir başkan atanabilir.
Yabana atmamın mümkün olamayacağı bir kaynaktan geldiği için, hemen kulak kabarttım.
İlginç bir şekilde ilerleyen saatlerde, bana ulaşan bu iddia, eş dost tarafından soru olarak karşıma çıkmaya başladı.
Sorulara, ihtiyatlı olmak adına, “Evet, öyle” demek yerine, “Böyle duydum” şeklinde cevaplar verdim.
Resmi Gazete saati yaklaşınca, aynı kaynaktan telefonuma “Git yat, bu gece değişiklik yok” diye bir mesaj geldi.
Sabah uyandığımızda, Merkez Bankası’ndaki değişim haberi doğrulanmış, ‘bonus’ olarak bir de İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığını öğrenmiştik.
Devamında bu konularda bilgi sahibi olabilecek durumdaki bir isimden, cuma gününe atıfla, “Üçü bir arada olacaktı ama sonra kabine değişikliği beklemeye alındı” sözlerini işittim.
Peki, bu iş bu defa ne kadar ciddi?
Yani, daha önce de defalarca olacağı söylenen, olacağını söyleyenleri açıkta bırakan Bakanlar Kurulu değişikliği bu defa gerçekten gündemde mi?
Ben yine de temkin payını bırakmadan yazmış olayım ama bu defa AK Parti’nin çarşamba günü yapılacak 7. Büyük Kongresi’ne endeksli bir kabine değişikliği olacağına dair sinyaller epece artmış durumda.
Bu konuda söz ve karar sahibinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu herkes biliyor.
Böyle meselelerde genellikle ketum olduğu bilinen Erdoğan’ın, bu defa etrafına birtakım sinyaller verdiğini duyuyoruz.
Çarşamba günü yapılacak kongreye endeksli bir değişim söz konusu olabilir.
7. Büyük Kongre’de, parti yönetimi olarak bilinen Merkez Karar Yönetim Kurulu'nda (MKYK) önemli değişikliklerin olması bekleniyor.
Denilene göre Erdoğan, MKYK listesini hazırlarken, milletvekili olmayan isimler üzerinde yoğunlaşacak.
Eğer, mevcut bakanlardan MKYK’ya almayı düşündüğü isimler olursa, o zaman önce Bakanlar Kurulu değişikliği gündeme gelebilir.
İlla ki, öyle olacak diye bir durum da söz konusu değil tabii.
Ama edindiğim izlenim, Erdoğan’ın kabine, MKYK, yahut parti grubunda olup da birden fazla ‘şapkası’ olanların sayısını azaltacağı yönünde.
Geçen hafta Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Kanal 7’de yaptığımız programda, İstanbul’u ve İstanbul’un deprem gerçeğini de konuşmuştuk.
Bakan Kurum’un verdiği bilgilere göre İstanbul’da 1,5 milyon riskli bina var ve bunların 300 bininin acil dönüştürülmesi gerekiyor.
Peki, bu devasa probleme karşı ne yapılıyor?
Yine Çevre Bakanı Kurum’un açıklamasına göre, 2012’den bu yana İstanbul’da 380 bin konutun dönüşümünü sağlanmış durumda.
Bir başka iyi haber, şu an için İstanbul’da 117 bin konutla ilgili fiilen dönüşüm projesi yürütülüyor.
Siyasi riskleri bulunan, zor, maliyeti yüksek bir alan Kentsel Dönüşüm işi.
Buna rağmen 117 bin konutun dönüşümü yapılıyorsa eğer, acil yenilenmesi gereken diğer yapılarla ilgili de umutlu olmamak için bir neden yok.
Peki, merkezî yönetim bu iş için elini taşın altına koyduysa, yerel yönetim, yani İstanbul Büyükşehir yönetimi bu çabaların neresinde duruyor.
Ya da şöyle soralım:
İBB yönetimi İstanbul’u depreme hazırlamak için nasıl bir programla, ne tür bir projeksiyonla hareket ediyor?
İstanbul için beklenen ve 7 ve üzeri büyüklüğe sahip olacağı söylenen depremle ilgili bütün beklentiler merkezi yönetim üzerinde yoğunlaşmış durumda.
Hâlbuki böyle bir konu ile ilgili İstanbul Belediyesi’nin de önemli sorumlulukları olması beklenmez mi?
Tayyip Erdoğan, belediye başkanlığı döneminde Kiptaş üzerinden binlerce konut yaptırmış ve Büyük Marmara Depremi’nde bu binalarda bir çizik bile olmamıştı.
Peki, son günlerde İstanbul’u atlama tahtası olarak gördüğüne dair işaretlerin daha da arttığı görülen mevcut İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu döneminde depremle ilgili neler yapılıyor?
İBB Meclisi’nde AK Parti Grup Başkanlığı'nı yürütmekte olan Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’yu arayıp bu konuyu konuştum.
Göksu, sanki önceden bu soruyu kendisine soracağımı bildirmişim gibi, daha cümlemi tamamlamadan “Sıfır” diye bir cevap verdi.
İmamoğlu yönetimi depremle ilgili hiçbir şey yapmıyor anlamında.
Meğer İBB Meclisi’nde son konuşması da bu konu üzerineymiş.
Yani arayınca antrenmanlı yakalamış oldum kendisini.
Göksu’nun dile getirdiği önemli bir iddia var.
Ekrem İmamoğlu döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin deprem için bütçeden ayırdığı pay, 6 kat azalmış.
Yani AK Parti döneminde depreme hazırlık için ayrılan para 6 lira idiyse, bugün bu miktar 1 liraya düşürülmüş.
“Bal!”, “Bal!” demekle ağız tatlanmadığı gibi, “Deprem!”, “Deprem!” demekle de bu işler olmuyor demek ki.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.