Birkaç yıl önce bir mecliste, Kudüs’te uzun yıllar Türkiye adına diplomatik misyon yürüten bir isimden şöyle şeyler dinlemiştik:
Dikkat etmiş olmalısınız.
Doğumdan ölüme kadar işgali yaşamak ifadesinin içini doldurmak için bu örnekler veriliyor. Arada geçen bir ömür boyunca yaşananları gün be gün siz düşünün artık.
Bu sözü işitince, birkaç sene evvelinde Türkiye’den bir bakanla birlikte Ramallah’a gittiğimizde gördüğümüz, delik deşik edilen o toprakların haritası gözümün önüne geldi.
O dönemde Polonya halkının zayıflığı o adamı bu kadar pervasızlaştırabilmişti.
Benzeri bir durum günümüzün Filistin’i için geçerli değil mi?
Trump döneminde ABD, İsrail’in bugünkü barbarlığına yol veren bir kararla başkenti Kudüs’e taşıdı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin başını çektiği bir grup Arap ülkesi, İsrail’le ilişkiler normalleştirmek için Filistin davasını satmaktan geri durmadılar.
Halbuki onlar ne yaptılar?
Tam tersini yaptılar.
İsrail’le normalleşme adımlarını atarken, bu normalleşmenin önünde engel olarak gördükleri Filistinlileri bir dövmedikleri kaldı.
Peki, bütün bu yaşananların anlamı nedir?
İsrail’in Filistin davasını tarihe gömme ve Kudüs’ü bütünüyle bir Yahudi kenti haline getirme projesinin ayak seslerini işitiyor olmalı herkes.
Belli ki, Kudüs’teki Müslümanlara hayatı zindan etmek için, Ramazan ayı bilerek tercih edilmişti.
Başka zaman, Ortadoğu’da işleyen tek demokrasi biziz, farklı inançları kolluyoruz, bütün dinlerin sembollerine saygı gösteriyoruz diye caka satan, Batı’da bu laflar üzerinden prestij devşiren kendileri değilmiş gibi sanki.
Mesela, Mescid-i Aksa’ya giden Müslümanların üzerlerine panzerlerden lağım sularının boşaltılması gibi.
O günden bu yana, ‘One minute’u bundan daha iyi anlatan bir cümle kuruldu mu bilmiyorum.
Filistinlilerin haklılığına, İsrail’in zorbalığına karşı dünyada güçlü şekilde ses veren ender ülkeler arasında kaldık.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, çeşitli ülkelerin liderleriyle görüşmeler yaparak, Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin konusunda ortak bir duyarlılık geliştirmeye çalışıyor.
Böyle bir çabaya ön ayak olması beklenebilecek başka bazı ülkelerin sessizliği ya da çaresizliği ise gözlerden kaçmıyor.
Irak, Suriye parçalanmış durumda. Körfez’deki son duruma dair yukarıda küçük bir özet geçtik.
Mısır’ın, Lübnan’ın, hatta İran’ın ne kadar mecali var, tartışılır.
Ama bir de şu var:
Yeryüzünde yaşayan herkes birden insanlığını bütünüyle yitirmediği sürece, Filistin meselesi vicdanlarda yara olarak kaldığı sürece, İsrail de rahat yüzü göremeyecektir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.