Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün, AK Parti’nin Meclis Grup Toplantısı’nda millet-vekillerine hitap ederken, konuşmasının bir yerinde, muhalefet partilerine dönük dikkat çekici ifadeler kullandı.
Muhalefetteki 6 partinin, HDP’nin yarı açık, yarı gizli desteğiyle oluşturduğu kombinasyonun, şu an için sadece parlamenter sisteme geçiş konusunda uzlaşma sağladığı bilinse de, bu birlikteliğin seçimlere doğru bir seçim ittifakına dönüşme ihtimali yüksek.
Birbirlerine güvenmeseler de, birbirlerini yer yer kamuoyu önünde eleştirmekten/suçlamaktan çekinmeseler de, iktidarın bir parçası olma iddiasını koruyabilmeleri için, 7’si de birbirine muhtaç olan partiler bunlar.
Peki ama iktidara gelmeleri halinde nasıl bir yönetim sergileyecekler?
Nasıl bir Türkiye tasavvuru içindeler?
Zelenski’nin durduğu gibi mi duracaklar?
Güvenlik ve dış politikamızı Batı’ya teslim edelim, onlar ne derse onu yapalım, bu şekilde kendimizi garantiye almış oluruz diye mi düşünüyorlar acaba?
Bir hesap hatası yaptığını, Rusya’ya karşı daha dengeli bir politika izlememenin, ABD’ye, Avrupa’ya gereğinden fazla güvenmenin ülkesini yıkıma uğrattığını biraz geç de olsa fark etmedi mi?
Akkuyu nükleer santralini millileştirelim, S-400’leri iade edelim gibisinden Taksim Platformu’nun önerdiğine benzeyen tekliflerde bulunanlar, Zelenski’nin yaşadığı hayal kırıklığı hakkında ne düşünüyorlar acaba?
Hiç mi ders çıkartacak, ibret alacak bir yönü yok bu olup bitenlerin.
Türkiye’nin faydasına olan politika, teslim ol kurtul politikası mı oluyor, yoksa hem Rusya, hem Ukrayna, hem de Türkiye’nin içinde bulunduğu Batı ittifakıyla dengeli bir dış politika mı oluyor?
Gazeteci/tarihçi Murat Bardakçı son günlerde, muhalefetin günümüzdeki durumuyla, Sultan Abdulhamit’i iktidardan uzaklaştıran dönemdeki durumu arasında paralellikler kuran yazılar yazıyor.
Muhalefetin dağınıklığı ve hesapsızlığı yüzünden koca imparatorluğun 10 yıl içinde nasıl darmadağın olduğunu hatırlatıp, bugünkü muhalefetin de aynı durumda olduğuna işaret eden yazılar bunlar.
Putin dahil herkesin, tarihten referanslarla hareket ettiği bir dönemde, Türkiye’nin yakın tarihini iyi bilen bir ismin düşüncelerine dikkatle kulak vermek gerekir.
Bardakçı’nın yazılarından birkaç alıntı yapmak isterim:
Bu değerlendirmeleri, Erdoğan’ın yukarıda sıraladığı başlıklarla birleştirince, daha bir anlamlı hale gelmiyor mu?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.