Erdoğan son gezisinde nasıl bir Afrika ile karşılaştı?

04:0023/02/2022, Çarşamba
G: 22/02/2022, Salı
Mehmet Acet

- DAKARPazar günü İstanbul’dan ‘Tur’ uçağıyla Afrika’nın tam ortasındaki Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne yaklaşık 7 saat süren bir yolculuk yaptık.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Afrika ilgisi ve ısrarı Türkiye’ye önemli kazanımlar sağlıyor.2002’de 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmi, 2021 yılında 35 milyar dolara ulaştı.Gezinin ikinci ayağı olan Senegal’e doğru giderken uçakta sohbet ettiğimiz Erdoğan, bu rakamın kısa bir süre içinde önce 50, sonra da 75 milyar dolara kadar çıkacağına inandığını

- DAKAR

Pazar günü İstanbul’dan ‘Tur’ uçağıyla Afrika’nın tam ortasındaki Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne yaklaşık 7 saat süren bir yolculuk yaptık.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Afrika ilgisi ve ısrarı Türkiye’ye önemli kazanımlar sağlıyor.

2002’de 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmi, 2021 yılında 35 milyar dolara ulaştı.

Gezinin ikinci ayağı olan Senegal’e doğru giderken uçakta sohbet ettiğimiz Erdoğan, bu rakamın kısa bir süre içinde önce 50, sonra da 75 milyar dolara kadar çıkacağına inandığını dile getirdi.

Tabii, bu ziyaretlerde bu kadar ısrar edilmesinin tek nedeni ekonomik kazanımlar değil.

Siyasi bakımdan da Afrika ülkelerine yaptığı ziyaretlerle dünyaya ‘değerler üzerinden de’ güçlü bir mesaj veriyor Erdoğan.

Her yapıldığında Afrika’nın nasıl bir açgözlülükle talan edilişini hatırlatıyor bu ziyaretler.

Cumhurbaşkanı’nın üzerinde durduğu gibi, sömürgeci anlayışa prim vermeyen bizim kendi tarihimiz hatırlanıyor, hatırlatılıyor.

Yüzyıllara sâri sömürgecilik anlayışının perişan ettiği bu coğrafyaya bu makûs talihinizi yeni yaklaşımlar, yeni dostluklarla yenebilirsiniz mesajı veriliyor.

Afrika’dan gelen geri dönüşler ve Fransa basınından yansıyan tedirginlikler, bu anlamda epeyce mesafenin de kat edildiğine işaret ediyor.

ASIRLAR ÖNCESİNE YOLCULUK GİBİ

Durun! Sizlere burada gördüklerimi biraz anlatayım…

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti Kinşasa 15 milyon nüfuslu bir şehir.

Ülkenin toplam nüfusu da 90 milyon civarında.

Afrika’nın kara bahtının ‘vücut bulmuş’ hali neresi diye sorulsa, hemen Demokratik Ko
ngo Cumhuriyeti cevabını verebilirsiniz.

Kinşasa’daki havaalanından kalacağımız otele kadar yaptığımız yarım saatlik bir yolculuk var ki, otobüsün camına yapışarak izlediklerimizi nasıl anlatsam bilemiyorum.

Bir anakronizm… üç-beş yüzyıl öncesine yolculuk gibi bir şeydi bu.

Teneke evlerin, barakaların, kirli, çamur içindeki sokakların, çöp yığınlarının arasından insanlar fışkırıyordu.

Otobüs şoförü, sefaletin dibinin yaşandığı bu ortamdan bizi kaçırırcasına uzaklaştırmaya çalışır gibi, gaza bastıkça basıyordu.

Düşünebiliyor musunuz?

Bizim yarım saatliğine burada bu insanlar nasıl yaşıyorlar diye sorduğumuz yerlerde onlar bütün ömürlerini geçiriyordu.

Sömürge ve iç savaşlar…

Bu sefaletin, bu makûs talihin iki temel gerekçesi.

19’uncu yüzyılın sonları,
20’nci yüzyılın başlarında dönemin Belçika Kralı, sömürgeciliğin kralını yaşatmış bu ülkeye.
Kauçuk üretiminde zorla çalıştırılan insanların milyonlarcası katledilmiş.
90’lı yıllarda da iç savaşlar nedeniyle 5 milyondan fazla insan hayatını kaybetmiş.

Demokratik Kongo için yeni yeni toparlanmaya çalışan bir ülke diyelim de, umut olsun.

Hâlbuki çok zengin yer altı kaynakları var DKC’nin.

Bu zenginlikler, bu ülkelere hiç ‘koklatılmamış’ tabii.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tabiriyle tarih boyunca Afrika’yı “Soyup soğana çevirmişler”.

Türkiye’nin Afrika yaklaşımının özeti şu; Şöyle bir mesaj veriliyor bu coğrafyaya: Siz de kazanın, biz de kazanalım.

“ECDADIMIZ GİBİ İHYA EDİYORUZ”

Erdoğan’a uçaktaki sohbetimizde “Batı’nın yaklaşımı ile Türkiye’nin yaklaşımı konusunda görüştüğünüz Afrikalı liderlerden nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?” diye sordum.

Şu cevabı verdi:

Afrikalı liderlerin Türkiye’ye yönelik yaklaşımları günden

güne daha olumlu bir hal alıyor.
“Türkiye gerçekten kazan-kazan esasına göre ülkelerimize geliyor” diyorlar.
Aslında tarih yeniden tekerrür etti.
Nasıl tekerrür etti? Ecdadımız buralara geldiği zaman sömürge mantığıyla, anlayışıyla gelmedi. Tam aksine buraları inşa ve ihya etmek üzere geldi. Şimdi biz de inşa ve ihya etmek üzere geliyoruz. Kimlerle? İş adamlarımızla beraber. İş adamlarımıza diyoruz ki: “Burada yatırım imkânları var. Bu yatırımlara girmelisiniz ama sömürmek için değil; hem siz kazanacaksınız hem de bu ülkeye kazandıracaksınız.” Sağ olsun iş adamlarımız da bu anlayışla işlerine devam ediyorlar. Gerçekten iş adamlarımız da buralarda çok ciddi alın teri döküyorlar; hem kazandırıyorlar hem de kazanıyorlar. Bu, bizi de mutlu ediyor. Çünkü
eseri görüyoruz. Bu eserlerle beraber o ülkelerin Türkiye’ye karşı bakışları daha olumlu hale geliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak bugüne dek 30 Afrika ülkesine ziyaretler yapmış.

Toplam ziyaret sayısı ise 50’yi geçmiş durumda.

Bu yazıyı yazdığımız sırada bulunduğumuz Senegal’e bu beşinci gelişi imiş.

Bu ziyaretlerle
Türkiye’nin
Afrika’daki ayak izi derinleşiyor.

Tabii bu perspektifin istikrarlı bir şekilde korunması büyük önem taşıyor.

Sendeletmeye, tökezletmeye; T
ürkiye’nin Afrika’ya, Afrika’nın Türkiye’ye ilgisini dağıtmaya dönük çabalara dikkat etmek lazım.
#Afrika
#Demokratik Kongo Cumhuriyeti
#Kinşasa