Erdoğan, Miçotakis’e neden meydan okudu?

04:002/06/2022, Perşembe
G: 2/06/2022, Perşembe
Mehmet Acet

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün partisinin grup toplantısında verdiği mesajlar, ileride yine tarihiyle hatırlanmayı hak edecek türdendi.Özellikle Suriye’ye yeni harekat ve Yunanistan bağlamındaki açıklamalar için bunu söylemek mümkün.Erdoğan’ın Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’ın batısında, PKK/YPG varlığına dönük olarak başlatılması beklenen yeni operasyonla ilgili mesajları, bu operasyonun‘eli kulağında’olduğuna işaret ediyor:“Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturma

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün partisinin grup toplantısında verdiği mesajlar, ileride yine tarihiyle hatırlanmayı hak edecek türdendi.

Özellikle Suriye’ye yeni harekat ve Yunanistan bağlamındaki açıklamalar için bunu söylemek mümkün.

Erdoğan’ın Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’ın batısında, PKK/YPG varlığına dönük olarak başlatılması beklenen yeni operasyonla ilgili mesajları, bu operasyonun
‘eli kulağında’
olduğuna işaret ediyor:
“Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturma kararımızın yeni bir safhasına geçiyoruz. Tel Rıfat ve Münbiç’i teröristlerden temizliyoruz.”

Açıklamaların netliği, Erdoğan’ın daha önce ifade ettiği gibi, hazırlıkların tamamlanmasıyla düğmeye basılacağına delalet ediyor.

Şu bilgiyi de not edelim:

Demek ki, ABD makamlarından Ankara’ya gelen baskılar ve Pantagon ile Dışişleri Bakanlığı Sözcüleri üzerinden tekrar tekrar yapılan sözlü itiraz açıklamaları da, harekatın başlatılması yönündeki kararlılığı değiştirmemiş.

Zaten yakın tarihimiz, geride kalan 7-8 yıllık dönem, Suriye’nin kuzeyinden gelen terör tehdidine müdahalede ne kadar gecikilirse, o tehdidin o ölçüde arttığını gösteren örneklerle dolu.

Örneğin, 2013-2014’te şartlar çok daha elverişli iken harekete geçilmiş olsaydı, oradaki tehlikenin sonradan nasıl büyüdüğünü görmemiş olacaktık.

Şartlar ve zemin oluştuğunda, gelen baskılara yahut, oyalama çabalarına prim verilmeden harekete geçilmesinin nedeni de, böyle bir acı tecrübenin ‘ayn-el yakin’ tecrübe edilmiş olması.

YUNANİSTAN’A “EL Mİ YAMAN, BEY Mİ YAMAN” MESAJI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup konuşmasında Yunanistan’la ilgili söyledikleri de bir hayli dikkat çekiciydi.

Bu bağlamda konuşurken, önce bir duyuru yaptı,
“Yunanistan’la anlaşmamız vardı, dün Dışişleri Bakanı’ma da söyledim. Yüksek Düzeylik Stratejik Konsey Anlaşmamızı bozduk Yunanistan’la”
dedi.

Sonra da, bunun gerekçelerine dair sözler sarf etti:

“İkide bir uçaklarınla kalk bize gösteri yap. Sonra başla ağlayıp sızlamaya. Türkiye ile dans etmeye kalkma. Yorulur yolda kalırsın… ABD’de Rum lobisi imiş, Kongre’de aleyhimize sözler edecek. Biz artık bunlardan bıktık. Dürüst olacaksan karşımızda koltuğun hazır, olmazsan kusura bakma.”
Bu sözleri, uzunca bir süredir, Türkiye’ye şımarıkça tehditler savuran Yunanistan’a karşı verilmiş,
“Görelim boyunun ölçüsünü, el mi yaman bey mi yaman”
mesajı olarak yorumlamak mümkün mü?

Evet, mümkün.

YUNANİSTAN’IN TAVRI, BİR KÖPEĞİN HAVLARKEN KORKUDAN KUYRUĞUNU
SALLAMASINA BENZİYOR

Yunanistan’ın Türkiye ile ilgili tutumunu olabilecek en iyi şekilde anlatmak/özetlemek için bir teşbih yapacağım.

Kulağa çok hoş gelmeyecek belki ama daha iyi bir benzetme de aklıma gelmiyor.

Şöyle:

Atina’nın Türkiye’ye karşı yaklaşımı, bir köpeğin bir insanı korkutmak için sürekli bir biçimde havlarken, aslında kendisinin korktuğunu kuyruğunu sallayarak
‘saklayama-
masına’
benziyor.
Bir taraftan Amerikan Kongresi’nden, Macron’dan aldıkları cesaretle,
“Bakınız arkamızda kimler var”
deyip Türkiye’ye korku salmaya çalışıyorlar ama öbür taraftan, Türkiye ile gerçekten bir savaşa girersek halimiz ne olur korkusunu hücrelerine kadar hissediyorlar.

Daha önce bir Yunanistan uzmanı akademisyenden alıntılayarak iki kere daha yazmıştım:

Yunanistan’da en tepeden en aşağıya kadar herkesin ortak bir Türkiye fobisi vardır.

YUNANİSTAN’IN YAYILMACILIĞINI
GÖSTEREN HARİTALAR

Sözün burasında küçük bir anekdot paylaşayım.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, bundan bir süre önce önemli bir Batı Avrupa ülkesinin Savunma Bakanı’yla görüşürken şöyle bir şey oluyor:

Görüşmenin bir yerinde ilgili Bakan, Türkiye’yi ‘yayılmacı bir politika’ izlemekle suçlayan cümleler sarf ediyor.

Bu türden bir suçlamaya karşı önceden hazırlıklı olan Akar, yanında bulunan kurmaylarından hemen bir harita getirmelerini istiyor.

Harita, son 200 yıl içerisinde Yunanistan’ın nasıl bir yayılmacılık sergilediğini, topraklarını Anadolu’ya doğru nasıl genişlettiğini ortaya koyunca, diğer bakanın yüzü kızarıyor, kem küm ederek konuyu değiştiriyor.

Bakan Akar, Yunanistan’la ilgili konuşurken, bu ülkenin ekonomisinin nasıl bir batakta olduğuna, buna rağmen bazı ülkelerin kışkırtmasıyla Türkiye’ye karşı silahlanma yarışına girdiğine, bu tür girişimlerle Türkiye’ye karşı üstünlük sağlayamayacaklarına, matematik hesaplarının ve tarihin ortada olduğuna atıflar yapıyor.

Bu türden cümleler tabii ki, Yunanistan’a karşı soğukkanlı uyarılar niteliği taşıyor ama aynı zamanda Türkiye adına bir ‘
özgüveni
’ yansıtıyor.

Erdoğan’ın, Miçotakis’in Türkiye ile araya başkalarını katmadan konuşma yerine, burada böyle başka yerde ‘uçan/kaçan’ tarzda hareket etmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdiği belli oluyor.

Dünkü sözlerini,
“Bu tutumu zaaf olarak görüyorsan büyük yanılgı içindesin”
şeklinde okumak da mümkün.
#Yunanistan
#PKK/YPG
#Hulusi Akar