Ankara’nın Rusya’nın Ukrayna işgaliyle ilgili süreçte izlediği dengeli politika, Türk diplomasisine uluslararası düzeyde ses getiren bir alan açtı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın görüşme trafiğine, Ankara’ya yapılan ve önümüzdeki günlerde yapılacak olan ziyaretlere, Antalya’da Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarını bir araya getiren arabuluculuk misyonuna bakıldığında, bu durum net bir şekilde görülebiliyor.
Antalya’da gerçekleşen, Türkiye’nin arabuluculuğuyla Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarını buluşturan zirve, ateşkes için iyimser bir beklenti içinde olanlar açısından hayal kırıklığı oldu.
Sonuç itibarıyla zirveden bir ateşkes sonucunun çıkmaması, Rusya’nın savaşın başında belirlediği hedeflerinden vazgeçmediği, bu hedeflerini revize etmek istemediği anlamına geliyor.
Unutmamak gerekir.
Bu böyle diye Antalya’daki buluşmanın sonuçları üzerinden Türk diplomasinin elde ettiği başarı gölgelendi sonucu da çıkarılmamalı tabii.
Görüşmeler bittikten sonra ev sahibi sıfatıyla açıklamalar yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun işaret ettiği gibi, ilerleyen dönemler için masanın yeniden kurulması anlamında bu buluşma pekâlâ bir ‘başlangıç’ olabilir.
Gidişata göre, Erdoğan’ın arabuluculuğunda Zelenski ve Putin’in bir araya gelmesinin muhtemel olduğu da anlaşılıyor.
Türkiye’nin bu savaşta soyunduğu arabuluculuk misyonunun, özellikle Batı başkentlerinde ilgi ve merak uyandırdığını da artan görüşme trafiğinden anlayabiliyoruz.
Önceki akşam, ABD Başkanı Joe Biden, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Peki, görüşmenin perde arkası da, perde önündeki atmosferle örtüşüyor mu?
Şöyle bir soru daha sormalıyız:
Türkiye’ye mevcut tutumundan vazgeçmesi, tarafını seçmesi/belirginleştirmesi, içinde bulunduğu Batı ittifakının aldığı kararlara uyması yönünde telkin/baskı gelmiş olabilir mi?
Örneğin, Batı blokunun yaygın bir şekilde devreye soktuğu yaptırımlar bahsiyle ilgili böyle bir talep gelmiş miydi?
Aldığım cevabı aynen aktarıyorum:
Bu aktardığım bir arka plan bilgisi.
Yaptırım bahsiyle ilgili iki açıklama daha var.
Onları da aktaralım.
Diğeri, CNN International’a konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın yaptırımlarla ilgili soruya verdiği cevap:
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.