2023’te iktidar değişikliği olursa dev projelerin akıbeti ne olacak?

04:0018/09/2021, Cumartesi
G: 18/09/2021, Cumartesi
Mehmet Acet

Selçuk Bayraktar, teknolojinin devinimini sörf dalgalarına benzetiyor:“Önünde yakalarsanız hep avantajlı durumda olursunuz, arkasına düşerseniz sürekli yokuş”(CNN Türk/Tarafsız Bölge programı)Malumunuz, Türkiye’nin yakın tarihi, o sörf dalgalarının arkasında kalmanın ağır bedeller ödeten hikâyeleriyle dolu.Geriye doğru 60 yıl öncesine, bir asır öncesine, biraz daha gerilere, sanayi devrimini kaçırdığımız 2 asır öncesine kadar gidebiliriz.Çoğunlukla dalganın arkasına düştüğümüz bu 2 yüzyıllık dönemin

Selçuk Bayraktar, teknolojinin devinimini sörf dalgalarına benzetiyor:

“Önünde yakalarsanız hep avantajlı durumda olursunuz, arkasına düşerseniz sürekli yokuş”

(CNN Türk/Tarafsız Bölge programı)

Malumunuz, Türkiye’nin yakın tarihi, o sörf dalgalarının arkasında kalmanın ağır bedeller ödeten hikâyeleriyle dolu.

Geriye doğru 60 yıl öncesine, bir asır öncesine, biraz daha gerilere, sanayi devrimini kaçırdığımız 2 asır öncesine kadar gidebiliriz.

Çoğunlukla dalganın arkasına düştüğümüz bu 2 yüzyıllık dönemin belli safhalarında dalgaları önden yakalama anlamında da girişimler olmuş.

Dertlenenler, treni kaçırıyoruz korkusuna kapılanlar olmuş.

Mesela şimdi aklıma geldi.

5 yıl kadar önce İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Genelkurmay Başkanlığı (Harbiye Nezareti) olarak hizmet veren bugünkü Rektörlük binasını bize gezdirirken tavanlardaki deniz ve gemi figürlü resimlerine dikkatimizi çekmişti.

150 yıl kadar önce, yani bu binanın inşa edildiği dönemlerde Kırım savaşından yenik ayrılmış olan Osmanlı ordusunda, Donanma’nın ne kadar kıymetli olduğu fark edilmiş, savaş sonrası Donanma’ya yapılan yatırımlara olağanüstü önem verilirken, o dönemde inşa edilen binalarda da buna binaen deniz ve gemi figürleri kullanılmış.

SAVUNMA SANAYİİNDE YAKALANAN İVMEYİ KORUYABİLECEK MİYİZ?

Geride kalmanın büyük maliyetler ürettiği bir alan üzerinde duruyoruz.

Yarışta birileri gelip üzerinize birkaç tur bindirdiği zaman, yenilgilere, sömürülere açık hale geliyorsunuz.

Yenilgi zamanlarında da, ruhunuzu teslim alıp, bedeninizi elinize tutuşturuveriyorlar.

Bu meselelere 2 yüzyıllık bir perspektifle baktığınız takdirde, özellikle son 6-7 yılı savunma sanayiinin
‘altın yılları’
olarak nitelendirmek hiç de abartılı olmaz.

(Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2004 yılında başbakan iken başkanlık ettiği (Mayıs 2004) Sanayii İcra Komitesi toplantısı, yerli ve milli projelerin hayata geçirilmesi anlamında bir dönüm noktası olmuş, verilen kararlarla bu güzergâhın önü açılmıştı.)

PKK’yı başını kaldıramayacak hale getiren, son iki yıl içinde Suriye’de (Özellikle İdlib’de Drone sürüleriyle Esed rejimine vurulan ağır darbe), Libya ve Karabağ’da gösterdiği performansla savaşta oyunun kurallarını değiştiren Türk SİHA’larıyla ilgili tarihin sonu tezinin sahibi Fukuyama bile makale yazdı.

Selçuk Bayraktar, bu haberlere, yazılara konu olan Bayraktar TB2’nin (Taktik Blok 2) daha büyüğünü, daha güçlüsünü (AKINCI TİHA) geçtiğimiz günlerde TSK’ya teslim etmeye başladı.

Şimdi de, insansız muharip savaş uçağı için, hem de çok kısa sayılabilecek bir zaman dilimine, 2023 öncesine tarih veriyor.

Üreteceği insansız muharip savaş uçağıyla ilgili bilgileri Bayraktar’ın kendi sözleri üzerinden aktaralım:

“Muharip savaş uçağının ilk denemesini de hedefimiz, 2023 ve öncesinde gerçekleştirmek. MİUS 6 ton ağırlığında olacak. Daha süratli gidiyor. Önemli kuvvet çarpanlarından birisi de bir savaş uçağının 8’de 1’i maliyetinde. Bir savaş uçağını kaybettiğiniz yerde bunlardan 8 tanesini kaybetmeyi göze alabilirsiniz, ki savaş uçağında pilot da var. 5’inci nesil uçağa göre 10’da 1 maliyeti. Diyelim bunlardan 5’ini vurdu, diğer 5’i ne olacak? Böyle bir denklem olacak. Dünya o yüzden buraya gidiyor.”

Sadece insansız hava araçları alanında değil, Savunma Sanayii’nin bütün alanlarında Türkiye, topluca atak halinde.

2014’te 300 civarında olan proje sayısı, 700’lere kadar yükseldi.

MUHALEFET PARTİLERİ BU KONULARDA NEDEN HİÇ KONUŞMUYOR?

Bu yılın başında yeni yıl hedeflerini bize anlatan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, yerli hava savunma sistemiyle ilgili şöyle bir bilgi vermişti:

“Siperle ilgili (Yerli yapım uzun menzilli hava savunma sistemi) 4 yıllık bir süremiz var. 2025-2026’larda S-400’lerle ilgili çalışmalardan da gelecek bilgilerle birlikte S-400 seviyesine gelir miyiz? Yaklaşırız. Ama diğer katmanlarla ilgili, hava savunmamızın yerli yerinde olacağını söyleyebilirim.”

Şimdi asıl soruya gelelim.

Bu işlerin devamı nasıl gelecek?

Birçok kritik proje için 2023 önemli bir milat örneğin.

Sadece savunma sanayii alanındaki kritik projelerin akıbetini de kapsamıyor bu soru.

Enerjide de küresel ölçekte ses getirecek dev bir adım atıldı.

Karadeniz’de şimdiye kadar değeri 100 milyar doları bulan doğalgaz keşfedildi.

Ki, yeni keşiflerle bu rakam çok daha yukarılara da çıkacak, bunun güçlü işaretleri var.

Enerjide dışa bağımlılığın kalmadığı bir Türkiye iddiasını ortaya koydu hükümet.

Peki, 2023’te bir iktidar değişikliği olursa, bütün bu kazanımların akıbeti ne olacak?

2025, 2026’lara, 2030’lara nasıl ilerleyeceğiz?

Muhalefetin bu konulardaki vizyonu, yaklaşımı nedir?

Bu konularda neden hiçbir şey söylemiyorlar?

Bu duruşu güven verici buluyor musunuz?

#S-400
#Bayraktar TB2
#AKINCI TİHA
#TSK
#Selçuk Bayraktar