Yurtdışında evi hazır olup seçim sonucunda Erdoğan Başkan seçilirse memleketi terk etmeye hazır olanlar var. Sağda solda duyduklarımız dışında, bizzat yıllardır vatanı terk etme hazırlığında olanlar da var. Özellikle Gezi kalkışmasından beri.
Bir de gitme olanağına sahip olmakla birlikte iktidarın nimetlerinden yararlanmak için menfaatine uygun alavere dalavere ile yolunu bulmaya devam edenler var. Ki pek çoğu aynı zamanda hiç durmaksızın iktidarı sistemi ve toplumsal hayatı eleştirmeyi özel bir zevk edinmiştir.
Bu kişilerin kim olduğu değil mesele. Her devirde mevcutlar. Bir sosyo-patolojik profilden bahsediyorum aslında. En iyi eğitimi almış en nezih semtlerde yaşayan bu kimselerin çocuğunu Avrupa’da Amerika’da zorluk çekmeden sanki kendi organik haklarıymış gibi okutmalarındaki gururu ve övüncü çocukluğumdan beri gözlemlerim.
***
Bir yandan toplumsal davranışlarımızı eleştirirsiniz. (Parkta mangal yapıp çöpleri etrafa saçmayı mesela). Bir yandan gelenekten yansıyan her sembolü demode bulursunuz. Osmanlıca gibi müthiş bir medeniyet dilini eski yazı diyerek aşağılayıp küresel İngilizce öğrendiğinizde sanki daha evrensel bir insanlık mertebesine geliyormuşsunuz gibi!
Bir yandan kentsel dönüşüm ihalelerinden kazandıklarınızla doğayı katleden villalara taşınır ama bir yandan da Gezi’de çevre için ayaklanan gençleri yakıp yıkmaya teşvik edersiniz pişkince.
Son dönemde teröristleri dahi desteklemeye başladığınız gibi. Kanlı darbe girişimiyle indirilemeyen liderin Başkan seçilme ihtimalinin rahatsızlığı memlekette kan dökülmesinden daha fazladır sizin için.
Tabii dolar arttığında memleketin hayrı için lirayı güçlendirecek bir mini fedakarlık yapmak aklınızdan geçmediğinden: Yine gariban vatandaşın hasbelkader biriktirdiği birkaç yüz doları bozdurmasıyla bir nebze direnç sağlanır ekonomik kriz çıkarmaya çalışan küresel odaklara karşı.
Çünkü zaten kriz çıksa da faiz artışı yine size yarar. Her koşulda yolunuz yapılıdır. Çok gerekirse yurtdışında ev hazırdır zaten. Dev yatırımlar dev sorumluluklar büyük vebal ödemekten kaçınanları epey bir süre sevinirdi bu ülkede.
***
Erdoğan’a gelene kadar hemen her siyasi lider ve her hükümet bir noktada çark etti ve bu küresel vesayetin güdümlü yoldaşı oldu. Ya ekonomik krizlerle ya darbelerle ya terörle baş eğdirildi.
Bizler Batı tarafından kabul görmeye şartlanmış olarak yetiştiğimiz için Batıya gittiğimizde takdir edilip beğenilmişsek, onlar gibi olduğumuz tescillenmişse daha meşru bir hak kazanırdık: Memleketteki yanlışlıkları eleştirmeye. Muhalif olmaya.
Nihayetinde teröristlerin bölücülük tehdidi AKP iktidarı ile yerini din düşmanlığı ve irtica tehdidine bıraktı. Her zaman bizi korku endişe kıvamında tutup vesayetini devletin içindeki kirli ittifaklarıyla sürdüren küresel hegemonya, zihin ve gönül dünyamızı rehin almaya devam etti.
Bu gidişat kan ter ve gözyaşı ile hepimizin el birliğiyle basiret ve ferasetiyle bozuluyor şimdi.
Bütün bu güdümlü hayat eski Türkiye’nin klasiği olarak hafızamızın tozlu arşivlerine inşallah tamamen kalkacak. Sadece ibretlik yönüyle anılacak genç nesiller tarafından.
***
Bugün eski Türkiye’de kalan bir klasiğimiz daha var. Batı’ya okumaya veya çalışmaya giden yeni kuşaklar, onlar tarafından kabul görmek amacını eskisi kadar gütmüyorlar artık. Toplumun zihinde her türlü vesayet yıkıldıkça Batı’nın söylem ve kavramlarıyla yaşamaya çalıştığımız hayatın dinamikleri hızla değişmeye başladı.
Gezi döneminde mesela gençlerin muhalif tavrını haklı bulma gerekçelerini sıralayan sosyologlar buradaki podyumlaşan ödünç söylemlerin çok çok ötesinde onları yönlendirenlerin vandallığa varan zulmüne ne kadar yabancı kalmışlardı.
Son kullanma tarihi geçmiş, yaşamayan, karşılığı olmayan kuramsal terminolojiyle, atıf ve göndermelerle yapılan analizler henüz yorumlanamadan hayat bambaşka bir canlılığı ile yansıyorsa nefsimize: Biraz da içinden bakmak gerekiyordu içimizdeki kıpırtıların atar ve toplar damarlarına.
Evet gençlerin bir kısmı ailelerinin de memnuniyetsizliği ve menfaatperestliğinin keskin terkibi olarak bir an önce kapağı dışarı atma hevesini sürdürüyor muhakkak. Ama bugün artık gençlerin çok daha anlamlı bir kısmı buraya dönüp ülkesinde hizmet etme amacıyla gidiyorlar.
Hatta bu kadar da değil. Kendi evrensel güzelliklerimizi Batıya taşımanın kültür ve sanattaki, ekonomi veya sosyal hayattaki ifadelerini güncel bir üslupla aktarmayı hedefliyorlar.
Yerel yöresel geleneksel sanat ve hayat tarzlarımızla kendine özgü niteliklerimizle tanıtım pazarlama faaliyetleri yapayım derken kendi iç dünyasını yeniden keşfediyor gençlerin pek çoğu. Yurtdışında kendi gerçekleriyle buluşuyor, bir sır paylaşır gibi onu insanlığın yararına kullanmaya çalışıyorlar.
***
Bugün fetöcülerin hedef tahtasına koydukları Tika’nın kurumsal gücü ve başarısının ardında böyle ‘niyetli’ elemanlar var dünyanın çeşitli ülkelerinde i’la-yı kelimetullahı yaymaya çalışan.
Onların belli bir cemaat adına devleti ele geçirmek için değil insanlığı yüceltmek için alperenler gibi yaşama ve yaşatma derdiyle insanlığa örnek olması ne kadar anlamlı bir ipucu. Gerçek birer dünya vatandaşı olarak sadece kuramsal düzeyde değil yaşantılarıyla tebliğ halindeler.
Bugün kendine dünya vatandaşı diyen ve ama bir an önce memleketini terk edip Alplerdeki evinde yaşamaya can atan bir tanıdığım geçenlerde değişen iklim şartları nedeniyle o bölgede kar yağmamış olduğunu öğrenince pek şaşırmıştı!
Küresel bağnazlık ve cehaletin dünya vatandaşlığına halel getirmesi mümkün değil elbet. Ama Allah aşkına dünyanın gerçeğinden bihaber dünya vatandaşları mı olmak zorunda her seferinde burada muhalif partilere oy verip teröristi fetöcüyü destekleyerek küresel güçlerin piyonu olan partileri meclise sokan?
Usanmadık mı bu sahtekarlığın yobazlarından? Daha hakkını veren bir muhalefet istemeye hakkımız yok mu! Türkiye adlı gönülde seçim var. Tüm halkımız davetlidir!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.