“Bu gördüğünüz mahkeme bir gün tekrarlanacak. Sadece yerlerimiz değişecek. Güçlü olan ile zayıf olanın yeri değiştirecek. Sizin karşınızda tek tek duracağız!” Böyle haykırıyordu Sisi rejiminin hakimlerine yakını idam edilen bir kadın.
Darbeye direndiği için halkı korkutmak gözdağı vermek üzere gençler habire idam ediliyor Mısır’da. Sadece Müslümanların değil, vicdanı örtülmemiş tüm insanların haykırması, utanması, en azından nüfuzlu kişilerin yazıp çizerek, diplomatların nota vererek vs bir şeyler yapması gereken korkunç bir zulüm seyrettiriliyor dünyaya.
“Sevgili kızım” diyordu idamdan önce bir baba yazdığı mektubunda: “Kalbimin nuru, bilesin ki baban hiçbir suç işlemedi. Bütün uğraşım seni koruyup kollayacak bir vatan oluşturmak, seni bu büyük hapishane gibi ortamdan kurtarmaktı.”
Çocuklarımızı hangi ideolojide, hangi hayat tarzında filan yetiştireceğimiz olmamalı bizi davaya düşüren. Çocuklarımıza vicdani duruşun nasıl olacağını sergileyecek bir yaşantı sürdürmemizdir onlara bırakılacak yegâne miras. Çünkü bir emanet varsa, gönül temiz iken alınıyor emanet. Selim kalple, halis niyetle korunuyor emanet. Vatan ya da gönül.
***
“Sizler firavunun askerlerisiniz! Allah firavunu helak edince beraberinde askerlerini de helak etti. İnşallah sıratta yan yana duracağız. Sizlerden tek tek soracağız her yaptığınız zulmün hesabını. Bizleri ailelerimizden ayırdığınız her anın hesabını. Çocukları için yas tutan ve ciğeri yanan her ana baba için tek tek soracağız! Ve diyeceğiz ki Rabbimiz onlardan intikamımızı defalarca al. Gönlümüz ferah oluncaya kadar.”
Böyle haykırıyordu mazlum kadın mahkemede. Firavunu kanlı canlı bir diktatör olarak görmekten ve tarihte kalmış bir figür olarak kodlamaktan ziyade: Onun bizim nefsimizin en aşağı görüntüsünden, en karanlık zaaflarımın, en zalim huylarımızın canlanmış suretinden ibaret olduğunu algılamamız gerektiğini hatırlattı bana. Zira gençler idam edilirken, bizler de kalbimizle katil olmaya devam ediyoruz basiretsizliğimizden.
***
Mısır’da demokratik bir seçimle iktidara gelen Mursi yönetimine (küresel aktörlerin tahakküm dolu ittifakına mesafeli yaklaştığı için) darbe yaparak halkın seçimini yok sayan bir yönetim var. Darbeye ve zorbalığa karşı çıkan halkın üzerine ateş saçarak her türlü insanlık dışı ve hileli yöntemlerle uluslararası camianın gözü önünde bu zulme onay verenler Mısır’ı yönetiyor bugün.
Sisi ve yönetimi darbeye karşı gelen gençlere işkence etmekle yetinmedi, idam etmeye başladı pek çoğunu üst üste. Gözdağı niyetine. Bu darbeci yönetim, uluslararası camia derken misal AB ile herhangi bir meşruiyet sorunu yaşamadan insan haklarını ihlal edip duruyor.
Biz ise on yıllardır teröre maruz kalırken, hendek ve çukur tuzaklarından, 6-7 Ekim kanlı provokasyonlarından, mayından, molotoftan, canlı bombalardan binlerce gencimizi feda ederken Türkiye’nin kendini savunma hakkını küçümseyip engelliyorlar.
Üstüne bir de Amerika gibi bir küresel aktör, Türkiye’nin sivil halkına ve masum gençlere zulmeden teröristlere silah ve maddi destek vermeyi de giderek meşru hale getirdi.
***
Bunlar olurken sanki bunlar ve çok daha fazlası hiç olmuyormuş gibi: Entelektüellik adına küresel Batılı aktörlerin demokratik değerleri defalarca katletmesini görmeyip, 15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı Sisi gibi bir yönetim altında yaşayacak olan ama bunu AKP düşmanlığı adına vicdanlarına yediren bir zümre var.
Anlatabildim değil mi, kalbimizle ve dahi tavırlarımızla ne çok vebal taşıdığımızı. İster siyasette, ister diplomaside, bürokraside.
Gözümüzün önünde halk tarafından seçimle gelmiş bir liderin kaldığı mekanı dakikalarca top atışına tutan, delik deşik eden, devletin onlarca resmi binasını vatandaşın paralarıyla alınan helikopterleri tankları çalıştırarak bombalayan, milletin meclisine bombalar atan bir ‘küresel ittifakı’ görmezden gelip:
Ülkesine halkına ve demokratik değerlerine sahip çıkmak için tankların karşısına silahsız dikilen sivil kitleleri suçlayan, küçümseyen, hakir görüp alay eden bir vicdan… İdeolojilerin esiri olmaya devam edip duruyor.
***
Gençlerin muhalefet etme dürtülerini harekete geçirecek pek çok yanlış vukuat var evet; çevrecilikte ve kentsel dönüşümde yapılan yanlışlar, belediyecilik istismarları, kültür sanat mevzularındaki yetersizlikler, liyakatsız kadrolar, kripto cemaatlerin önlenemez istihdamı, hukukun istismarı vs…
Ve gençler de ideolojik veya siyasi ve hatta insani gerekçelerle bu haksızlıklara karşı çıkayım derken bütünüyle Mursi’nin, Maduro’nun veya yeterince rehin alınamayan liderlerden bir an önce kurtulup itaatkâr liderleri kukla gibi yöneten küresel aktörlerin bütün kışkırtıcı tuzaklarına düşmeye devam ediyorlar.
Böyle işte. Her şey gözümüzün önünde olup duruyor. Mahkeme kesintisiz kuruluyor. Sıratta yaşıyoruz hep beraber. Mısırlı kadının haykırışını hepimiz nefsimizin firavun huylarına haykırıyoruz, haykıracağız. Hem sanık hem yargıç olarak!
Seven vatanındadır ve şimdi ya da sonra vicdanında kavuşuyor kavuşacak. Nefret eden ise yabancı ve ayrı kalıyor. İlahi cümbüş işte, vicdanı da sahibi biliyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.