Statüko ve değişimin kavgası: Taksi-UBER meselesi

Aslında bu meselenin derinliklerinde yatan şey, statüko ile değişimin kavgasıdır.

Sanayi Devrimi’ni anlamayan ve anlamak istemeyenlerin, dünyanın değişimine direnmesi gibi, taksiciler ve ona destek verenler de dünyanın değiştiğini anlamıyor ve anlamak için de çaba göstermiyor.

Şimdi dünyada, sanayi devriminden daha büyük ve daha etkili “Dijital Devrim” yaşanıyor. Dünya yeniden değişiyor ve akıl almaz bir hızla başka bir yöne ilerliyor. Bazıları bu devrimi anlamak ve yakalamak yerine, mevcut hantal statükoyu savunmayı tercih ediyor.

UBER değişen dünyayı, taksi ise statükoyu temsil eder.

UBER dijital devrimin hayatımızı nasıl kolaylaştırdığını, güzelleştirdiğini, taksi ise statükonun nasıl kirli, kaba ve konforsuz olduğunu gösterir.

UBER yasaları, sistemi, statükoyu ve ekonomik döngüyü dünyanın değişen şartlarına göre yeniden “güncellemeyi” teklif eder, taksi sizi karanlık odalarda belirlenmiş plaka fiyatlarına, mafyöz düzenlere, tekele mahkum eder.

UBER rekabet ortamında size alternatifi, daha güzeli, daha iyisini seçme hakkını sunar, Taksi sizi kirli, eski, modası geçmiş tek tip araçlara mahkum eder.

Taksicilerle ortak basın toplantısı düzenleyen siyasiler de bu dijital devrimi anlamamıştır. 18 bin taksiciden gelecek oyu, onların yarattığı köhne düzenden elde edecekleri desteği düşünerek onları cesaretlendirdiler.

Sonra ne oldu?

UBER şoförlerine tuzak kuruldu, arabaları kurşunlandı, bıçaklandı, şoförleri dövüldü.

Yetmedi, Şoförler Odası Başkanı basının karşısına çıktı ve şöyle dedi:

“Avrupa ülkelerinde taksicilerin eylem yaptığı, sağı solu yakıp yıktığı gibi eylem yapmak istemiyoruz. Eğer Meclisimiz bu konuda çalışmazsa, adalet farklı bir karar verirse taksi esnafının sabrı taşar. Taksi esnafı ekmeği için her şeyi yapar.”

Bakar mısınız… Meclis'i, iktidarı, adaleti ve hepimizi tehdit ediyor.

Tek bir Allah’ın kulu yöneticimiz çıkıp da, ‘yahu sen kimi tehdit ediyorsun?’ demedi.

İlim adamı Nurettin Yıldız hakkında, ‘halkı kin ve nefret suçu’ işledi iddiasıyla soruşturma açan yargımız, kendisini tehdit eden, TCK 124’ten suç ‘işlemeye tahrik ve teşvik’ etti diye oda başkanına soruşturma açmıyor.

Bunları yapmadığı gibi, devlet şimdi UBER’i yasaklamak için yasal düzenleme getirmeye hazırlanıyor.

Neden?

Neden bizi sarı taksicilerin tehdit eden bu nobran başkanına, kirli, eski arabalarına mahkum edecek devlet?

Neden, taksi şoförlerinin kısa mesafe olduğunda suratımıza kapıyı çarpmasına, “yok trafik var, oraya gitmem” demesine bizi mahkum edecek?

UBER vergi vermiyormuş...

İşte fırsat. Yapın yasal düzenlemeyi UBER vergi versin, ülke para kazansın. Yapın yasal düzenlemeyi rekabet ortamı oluşsun, taksiciler de kendine gelsin, vatandaş da güzel ve ucuz hizmet alsın.

Taksi plakası milyarlık değerdeymiş...

İyi de bu karaborsa düzenini kim kurmuş, kim yönetiyor? Neden bu plaka bu kadar astronomik rakamlara ulaşıyor? Çünkü rekabet yok, tekel var, mafyöz bir düzen var.

Devlet tam olarak buraya bir neşter atmalı.

Kanuni düzenleme yaparak, sadece UBER’i değil, başka sistemleri de yasal zeminlerde, vergi verecek şekilde sisteme sokmalı, rekabeti arttırmalıdır.

Dijital devrim, sadece taksicilerin statükosunu değil, tüm statükocu düzenleri değiştirecek. Buna hazır olun.

Eğitim, alışveriş, iletişim, üretim, ekonomi, medya… tüm alanlarda konvansiyonel sistemler, statükocu modeller tek tek çökecek. Buna direnen de altında kalacak.

UBER-taksi meselesi tam olarak bunun bilinç altını gösteriyor bize. Bu imtihanı hükümet kaybetmemeli. 18 bin taksici varsa, on binlerce, yüzbinlerce ucuz, temiz, kibar, modern hizmet almak isteyen ve değişimi savunan vatandaş var.

Hepsinden önemlisi bu bir zihniyet testidir.

Değişimden yana olanlar ve statükoyu savunanların test edildiği bir imtihandır bu.

AK Parti her zaman değişimden yana olmuştur. Yine öyle davranmalı.