Başım döndü resmen. Hangi açıklamayı takip edeceğimi, hangisine şaşıracağımı, hangisine sevineceğimi bilemedim. İç siyasette resmen fırtına gibi esiyor.
Niyetim birkaç tane dış politika yazısı yazmaktı. Cidden önemli gelişmeler oluyor. Erdoğan Fransa ziyareti dönüşü uçakta açıkladı mesela. Yok “kodum mu oturturuz” kısmı değil. O da önemli tabii. Hangi Cumhurbaşkanı’ndan böyle açık sözlü tespitini gördük.
Benim dikkatimi çeken, Erdoğan’ın AB’den, Filistin-İsrail barış görüşmelerinde arabulucu olmasını isteyecek olması. Bu konu, uçakta bulunan Star Gazetesi Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak’ın da dikkati çekmiş ki manşete bir tek o çıkarmış. İşte bunu yazacaktım. Çok önemli hamle uluslararası siyaset açısından.
Sonra üzerinde çalıştığım birkaç kavram vardı dış politikada, onları yazacaktım. İslam dünyasını ilgilendiren konular vardı, onları size anlatacaktım…
Gelin görün ki, öylesine kuvvetli bir fırtına esti ki iç politikada, elimizdeki, avucumuzdaki her şeyi savurup attı. Şimdi gel de bîgâne kal, görmezden gel, yazma, umursama… En başta kalem itiraz eder.
Sayın Bahçeli her zamanki gibi, gündemi o belirledi.
Şimdi düşünebiliyor musunuz, Türkiye’nin en köklü ikinci partisi olan MHP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarmayacak. Yani iktidar olmaktan vazgeçti anlamına geliyor birileri için. Ben öyle düşünmüyorum tabii. Bizzat iktidarın ortağı olmak anlamına geliyor bu hamle.
Şimdi bu karşılıklı jestlerden de anlıyoruz ki, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, Bahçeli bizzat olmasa da, MHP kökenli kişileri kabinede göreceğiz. Tıpkı bugün bürokraside gördüğümüz gibi.
Gelelim parlamento seçimlerine. MHP her ne kadar, ‘baraj sorunumuz yok’ dese de, ‘Saadet Partisi dışarıda kalmasın, yazık’ diyerek vicdan baskısından barajın düşülmesini istemedi herhalde. Parti, baraj baskısını ensesinde hissediyor.
Bu durumda parlamentoda yer almak için ya baraj düşecek, (ki bu durumda AK Parti vekil kaybeder, bu nedenle çok sıcak değil) ya da kanuni düzenleme ile ittifak kuracak AK Parti ile. Sanırım Erdoğan-Bahçeli görüşmesinin ardından siyasi tarihimizde yeni bir şey daha göreceğiz: Kanunlarımızda değişiklik olacak ve seçim ittifakları yasalaşacak.
Kim çıkacak bilemiyorum ama çıkacak kişinin Allah yardımcısı olsun. Dünkü grup konuşmasında Erdoğan seçim kampanyasının çatısını kurdu bence. Bu çatıya göre rakiplerinin tamamı okkalı bir tokat yemeye hazır olsun.
Şöyle dedi Erdoğan:
Seçim kampanyasını gözünüzde canlandırın. Bir yanda Erdoğan, bir yanda Bahçeli… Cumhurbaşkanlığı seçiminde rakip olacak her fani, “ipi başka mahfillerin elinde” etiketini ve ardından Osmanlı tokadını yemeye hazır olsun. Bu mahfillerin en hafifi de FETÖ ve PKK anladığımız kadarıyla. Artık siz gerisini düşünün!
Erdoğan bu grup konuşmasında Abdullah Gül’e isim vermeden sitem etti yine. Anlaşılan o ki, seçimler yaklaştıkça, ortam ısındıkça bu sitemler sertleşecek, bu isim vermeden yapılan çıkışlar, adrese teslim yapılacak.
Şahsen buruk şeyler hissettim. Tam olarak ne diyeceğimi de bilemiyorum. İki eski yol arkadaşı, dava arkadaşı bu hale gelmemeliydi. Umarım daha kötüye gitmez.
Bakalım yine bir cami çıkışında Abdullah Gül tüm bunlara karşı ne diyecek.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.