İslam dünyasında, özellikle de Ortadoğu’da, bu coğrafya dışından bir ülkeyle kim kirli bir ilişkiye girmişse hep kaybetmiştir.
İkinci Dünya Savaşı öncesi, İngiltere ve Fransa ile, son 60 yıldır Amerika ile dengesiz ittifaklar yapan, karanlık iş birliğine giren tüm ülkeler, onların iktidarları ve halkları bu ilişkilerden zararlı çıkmıştır.
Peki hep kaybetmelerine rağmen neden aynı şekilde ittifaklar kurmaya devam ediyor Müslüman ülkeler?
Tarihin çok derinliklerine bakmak yerine, son 20-30 yıla bakarsanız bile ibret verici örnekleri görebilirsiniz.
Rusya’nın Afganistan’ı işgal ettiği 1979’da, ABD bu ülkedeki mücahitlere silah ve para desteği verdi. El Kaide ve Taliban böyle kuruldu. Mücahitler savaşı kazandı, Rusya çekildi. Bu kez birbirleriyle savaşa tutuştu Müslümanlar.
ABD bu iç savaşta taraf oldu. Kaos daha da arttı. El Kaide ve Taliban’ı düşman ilan etti. 11 Eylül saldırısından sonra Afganistan’ı önce bombaladı sonra da işgal etti.
1979 İran devriminden sonra, Saddam ABD ile müttefik oldu. Silah ve para yardımı aldı. İran’la 8 yıl savaştı. 1 Milyon kişi öldü. Savaşın kazananı olmadı. Saddam ona verilen sözler tutulmadığı ve batağa saplandığı için Kuveyt’i işgal etti.
ABD Saddam’a 1991 yılında savaş vilan etti. Irak’ı işgal etti ama Saddam’a dokunmadı. Ülkeyi üçe böldü. Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında iç savaş çıkardı. Saddam’ı korkunç bir düşmana çevirdi ve her fırsatta Ortadoğu’ya onun sayesinde müdahale etti. Sonra ikinci kez Irak’ı işgal etti. Saddam idam sehpasında can verdi.
Kaddafi Fransa, İtalya ve ABD ile kirli ittifaklar kurdu. Bu sayede içeride diktatör, dışarı da bir tehdit ülke konumuna geldi. Sonunda ekonomisi bozuldu, müttefikleriyle arası açıldı. Dünyadaki en tehlikeli kişi konumuna getirildi. Arap baharı sırasında parasal yardım yaptığı Fransa tarafından konvoyu bombalandı. Sokak ortasında, dövülerek linç edildi. Ülkesi ikiye bölündü, iç savaş çıktı ve kaosa sürüklendi.
Cezayir’de 1990 yılında yapılan seçimlerde İslami Selamet Partisi (FIS) % 54 oy alınca ortalık karıştı. Cezayir yönetimi, kısa süre önce bağımsızlık savaşı verdiği Fransa ile iş birliği yaptı. Anayasal bir darbe yaparak seçim sonuçlarına müdahale etti. FIS liderleri tutuklandı ya da öldürdü. Ülkede iç savaş çıktı ve 150 bin insan öldü.
İran, şah döneminde ABD’nin bir numaralı dostuydu. Devrimden sonra bir numaralı düşmanı oldu. Irak’la savaştırıldı. Yıllar sonra Obama, İran’la ittifak yapıp, Arap baharıyla yükselen Sünni dalgaya karşı, Ortadoğu’da Şii dalga kıranı yarattı. İran Suriye, Irak, Lübnan, Yemen’de işgaller yaptı, savaşlar çıkardı. Obama gidince Trump İran’ı baş düşman ilan etti ve tarihin gördüğü en büyük yaptırımları uyguladı.
Türkiye, ABD ile kurduğu ittifaklar nedeniyle Ortadoğu’dan hep uzak tutuldu. Ne zaman ki ABD çıkarları değil de, ülke çıkarları düşünülmeye başlandı, Türkiye’de darbeler yapıldı. 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz darbeleriyle ülke kaosa ve krize sokulmak istendi. ABD ‘en iyi müttefikimiz’ dediği Türkiye’nin baş düşmanı PKK/YPG’ye düzenli bir ordu kuracak kadar silah verdi, Suriye’de kurtarılmış bir bölge yarattı.
Suud yönetimi Obama döneminde istenmeyen ülkeydi, Trump döneminde baş tacı. Para verdiği sürece öyle olacak. Sonra onu da düşmana çevirecekler.
Rusya, İran ve Suriye’nin kendi çıkarlarına hizmet etmediğini gördürdüğünde, eskiden yaptığı gibi onları terk edecek…
Ortadoğu’nun son yüz yılı, büyük devletlerin Müslüman devletleri aldatma, ihanet etme ve kaosa sürükleme tarihidir.
Bugüne kadar hiçbir Müslüman devlet, bu kirli ittifaklardan kazançlı çıkmadı. Hepsi zarar etti, ülkeleri parçalandı, binlerce vatandaşı öldü.
Şimdi aynı Müslüman ülkeler, yine büyük devletlerle kirli ittifaklar kurup, diğer Müslüman devletlerle savaşıyor. Tarihten hiç ders almadan yapılan bu ittifaklardan yine kendileri zararlı çıkacak ve ülkeleri acı çekecek.
Peki, bu coğrafyada yaşayan ülkeler, ne zaman kendi kaderlerine kendileri karar verip, bir araya gelecekler? Ne zaman yabancı bir devletin bu coğrafyaya müdahalesinin hep acıyla bittiğini anlayacaklar?
Bence yeni nesiller bunu anlayacak ve başaracak.
Bir gün isyan haklarını kullanacaklar.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.