Oral Çalışlar, benim saygı duyduğum bir yazardır. Sık sık programlarda karşılaşırız. En sevdiğim şeylerden biri, ondan 68 kuşağının anılarını dinlemektir. Her fırsatta bu konuyu açarım. O da en güzide anılarını anlatır hep.
Solun en uçlarında dolaşmış, en belalı işlere bulaşmış, aynı zamanda tüm bunlardan yeterince ders almış ve aklı selime ulaşmış biri olarak görürüm. Nitekim çözüm sürecinin akil insanlarından biri olarak da seçilmişti.
Önceki gün Haber Global’de tartışma programı esnasında yine karşı karşıya geldik Oral Çalışlar’la. Konu muhalefet olunca, CHP’de yaşananları sert bir şekilde eleştirdim. Ana muhalefet partisinin içine düştüğü sarmaldan kurtulamayacağını ve seçimlerde bu nedenle AK Parti’nin rahat kazacağını söyledim.
Oral Çalışlar, ‘elimizde bir bu var’ dercesine muhalefete bu kadar yüklenmemi doğru bulmuyor. Ancak o da ülkenin en önemli sorununun muhalefet olduğu konusunda benimle hemfikir.
Bizim gibi konuyu politik durum açısından tartışanlar olduğu gibi, siyaset yapanlar da bunu farklı açılardan tartışıyor.
Bu nedenle olsa gerek, solda ya da sağda, yeni bir muhalefet hareketi iddiasına karşı herkes kulak kabartmış durumda. En küçük kıpırtı haber oluyor, köşe yazılarına konu yapılıyor.
Gittiğim şehirlerde de benzer şeyler yaşıyorum. İktidarın yanlışlarını sıralayan çok insan oluyor ama “ne yapalım, başka kime oy verelim?” diyerek, muhalefetin perişan halini anlatıyor sonunda.
Alternatifsiz bir siyasi ortam doğdu gibime geliyor. AK Parti ve MHP bu açından mecburi bir adres olarak görülüyor.
Muhalefetin bu durumu kendi lehine çevirmesini bırakın, parti içi kavgalarını ortalığa döküp, akla zarar politik hamleler yaparak adeta, ‘bizden alternatif olmaz, siz en iyisi iktidar partisine oy verin’ der gibiler.
Muhalefet dediğim CHP, İYİ Parti, Saadet ve HDP, hepsinde çalkantı, kriz, skandal işler, akla zarar politikalar durmuyor bir türlü.
Aynı programda bulunan kamuoyu araştırmacısı Murat Sarı, HDP seçmeninin % 25’nin sandığa gitmeyeceğini tespit ettiklerini söyledi. Benzer durumun tüm partilerde olduğunu düşünüyorum.
AK Parti, kendi tabanında da benzer bir durumun olduğunu anketlerde tespit etmiştir sanırım. Eleştirisi olan, gidişattan memnun olmayan bir kitle var. Sanırım muhalefete bakıp, ‘bunlara da oy verilmez’ diyerek sandığa gitmeme eğilimine girebilirler. Erdoğan’ın bu seçmen kitlesini ikna etmesine göre durum değişir.
Muhalefet boşluğunu ve alternatifsiz olma halini demokrasi açısından sakıncalı buluyorum. Elbette yıllarını AK Partide geçirmiş herkes gibi, ben de muhalefetin bu haline sevinebilirim. Ancak demokrasi açısından bunun çok sorunlu bir durum olduğunu savundum hep.
Zayıf ve alternatif olamayan bir ana muhalefet, hem iktidarın kendini düzeltmesini sağlayamaz hem de demokratik ortamın gelişimine katkı yapmaz.
Lakin bu durumun uzun süre böyle devam etmesinin mümkün olmadığı aşikar. Siyaset bu kadar boşluk kabul etmez.
Ne kadar başarılı olur, ne kadar isabet ederler bilmiyorum. Lakin siyaset, bu kadar büyük muhalefet boşluğunu daha fazla taşıyamaz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.