Genç siyasetçi adaylarına tavsiyeler

04:0023/11/2018, Cuma
G: 23/11/2018, Cuma
Kemal Öztürk

Sitemlerinde haklılar. Cuma günleri gençlere yönelik yazılarıma epey ara verdim. Genç okuyucularım da bundan dolayı sitemlerini ilettiler. Gündemin yoğun azizliğini mazeret olarak kabul etmiyorlar. Haklılar. Sıcak gündemi, gençlere yönelik yazıyla birleştirmeye bu yüzden karar verdim…Çok sayıda genç başkan adayının olduğunu biliyorum. Siyasete henüz yeni girmiş bu genç arkadaşlarımla zaman zaman konuşuyorum. Soruları, kaygıları, sitemleri, itirazları, üzüntüleri, talepleri var.Seslerini duyurmak

Sitemlerinde haklılar. Cuma günleri gençlere yönelik yazılarıma epey ara verdim. Genç okuyucularım da bundan dolayı sitemlerini ilettiler. Gündemin yoğun azizliğini mazeret olarak kabul etmiyorlar. Haklılar. Sıcak gündemi, gençlere yönelik yazıyla birleştirmeye bu yüzden karar verdim…



Çok sayıda genç başkan adayının olduğunu biliyorum. Siyasete henüz yeni girmiş bu genç arkadaşlarımla zaman zaman konuşuyorum. Soruları, kaygıları, sitemleri, itirazları, üzüntüleri, talepleri var.

Seslerini duyurmak benim görevim.

Aslına bakarsanız yerel seçimlerle ilgili yazdığım yazıların çoğunda bunların bir kısmından bahsediyorum.

Daha spesifik olarak bu genç insanların ruh hallerini, onların içinde bulundukları durumu yansıtmak istiyorum. İlgilenene tabii.

GENÇLER ÇABUK
UMUTSUZLUĞA DÜŞÜYOR

En dikkat çekici şey, bu gençlerin çok sık umutsuzluk içine düşmesidir. Siyasetin acımasız yollarına girdikçe ve oradaki zorluklarla karşılaştıkça dirençleri düşüyor, umutsuzluğa kapılıyorlar. Kimi vazgeçmeyi, kimi çaresizce beklemeyi, kimi yine de elinden gelen son hamleleri yapmayı tercih ediyor.

Yarışın adaletli olmadığına dair itirazları en çok duyduğum şikâyet. Gençler, siyasete yeni girmişler, dolayısı ile Ankara’da çok fazla tanıdıkları yok. Onları destekleyecek biri olmayınca şanslarının hiç olmadığını düşünüyorlar. Böylece umutsuzluk bulutu çöküyor üzerlerine.

Benim de itiraz ettiğim ve zaman zaman dile getirdiğim adil yarış, adil seçim konusu siyasetin genel sorunu zaten. Sadece gençler değil, liyakat ve ehliyet sahibi olup, siyaset yapamaya karar veren herkesin sorunu bu seçilme şekli zaten.

Bu sorun tüm partiler için geçerli. Zaten ülkede siyaset kalitesini, siyasetçi kalibresini etkileyen önemli bir konudur bu. Her parti siyasetçi adaylarını seçme yöntemlerini gözden geçirmek zorunda. Ülkede siyasetin ve siyasetçinin kalitesi ancak böyle artırabiliriz.

MÜCADELE ETMEK
TAMAM AMA HANGİ KONUDA?

Ancak gençler çok mücadeleci değiller gördüğüm kadarıyla. Tuttuğunu koparacak potansiyelleri var ama bu potansiyellerini kullanma sorunu yaşıyorlar.

Fakat yol uzun ve zor. Bu zorlukları yenmek, yolun sonuna ulaşmak için mücadele etmek lazım. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi kişiliğindeki mücadeleci ve asla pes etmeyen yönünü ekip arkadaşlarında da görmek ister. Bunu sık sık dile getirir: ‘Yılmak yok, pes etmek yok, küsmek yok, mücadeleye devam’ der.

Gençlerin buna çok itirazları yok aslına bakarsanız. Ancak siyasete girmek için illa bir tanıdığın himmetine muhtaç olmak ve onu bulamayınca tüm sahip oldukları yeteneğin boşa gittiğini görmek, onları en çok üzen ve ümitsizliğe iten konu. İşte buna itiraz ediyorlar.

Haklılar. Bu itirazı destekliyorum. Destekliyorum ama şu andaki cari politikanın eko sistemi şu anda böyle işliyor.

Belki bu sorunu çözmesi gereken, ilk adımı atması gereken parti, AK Parti olmalıdır. Siyasete çok sayıda yenilik katan, klasik kurallarını değiştiren ve yeni gelenekler oluşturan yenilikçi bir parti olarak bu adımı atmalıdır. AK Parti’nin genç yönetici siyasetçilerinin üzerinde bir vebal bu. Onlar da aynı zorlukları ve haksızlıkları yaşadı zira.

‘BENİM ADAMIM’ DEVRİ KAPANMALIDIR

Değişmesi gereken şey şudur: Siyasete giden yolda fırsat eşitliği, herkes için adil yarış ortamı olmalı. İltimas ve torpille işleyen ‘benim adamım’ devri kapanmalıdır.

Belediye başkan adaylarının belirlenmesinde ‘benim adamım’ meselesi başlı başına bir sorundur. ‘Neden senin adamın olsun?’ ‘Çünkü o zaman ben ne istersem yapar.’ Basitçe mantık budur.

Ülkedeki belediyelerden bürokrasiye, medyadan parlamentoya kadar yaşadığımız ne kadar sorun varsa, hepsinin altında yatan gerekçe işte bu ‘benim adamım’ sorundur.

İşte gençler bu sıkıntıyı çok yaşıyor.

VAZGEÇMEYİN GENÇLER

Bu konuları koştuğum tüm genç arkadaşlara aynı şeyi söylüyorum: Vazgeçmeyin. Siyasetten soğumayın. Ülkeyi gelecekte siz yöneteceksiniz. Şimdi yaşadığınız sıkıntıları not edin ve bir gün güçlü olduğunuzda bu sıkıntıları giderin. Böylece sizden sonra gelecek kuşaklar aynı sıkıntıları yaşamaz.

‘Böyle gelmiş, böyle gider’ demeyin sakın. İtirazınız varsa, susmayın. Yanlış varsa, düzeltmek için uğraşın. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ derseniz, bir gün o yılan sizi sokar.

Siyasetin niteliğe, kaliteye, seviyeye ihtiyacı var. Bunu da ancak siz gençler gerçekleştirebilirsiniz.

Sakın sıradanlaşmayın, kötü sisteme uymayın, isyan hakkınızı hep kullanın.

Bir gün her şeyin değiştiğini göreceksiniz.

#Politika
#Türkiye