Uçağın pervaneli olması biraz heyecan yarattı aramızda. Hafiften korkanlarımız var. İki saat gecikmeyle kalkacak uçak, Moğolistan’ın en fakir bölgesi, Kazakistan sınırına yakın, Bayan Ulgi’ye gidiyor.
Uçağa binenler dikkat çekici. Bir grup Batılı, Çinli ve Koreli turist, bir grup da tamamı Türkiye’den gelenler.
Altay dağlarına yakınlığı ve yüksekliği nedeniyle, Bayan Ulgi turistlerin ilgi odağı. Dağlarda, yaylalarda geleneksel Moğol ve Kazak çadırlarda kalıp, uzun yürüyüşler ve dağ tırmanışları yapıyor yabancılar. Hepsi outdoor kıyafetleri ve sırt çantalarıyla uçakta hemen kendini belli ediyor zaten.
Türkiye’den gelenlerin ise dağ yürüyüşü ya da gezmeyle ilgileri yok. Onlar Moğolistan’ın bu en fakir şehrine yardım getirmiş gönüllü yardım kuruluşlarının, gönüllü çalışanları.
Çoğunun üzerinde temsil ettikleri derneklerinin yelekleri, şapkaları, armaları var.
Kızılay, Hasene, İHH, Hilal, Diyanet, Beşir, Cansuyu…
Turistlerle aynı uçakta/gemideyiz fakat amaçlarımız farklı yabancılarız.
Dünyanın en fazla insani yardım yapan ülkesi Türkiye, farklılığını Moğolistan’da da gösteriyor. Geçen yıl dünyanın çeşitli ülkelerinde 8 milyar dolar yardım dağıttı Türkiye. Pervaneli uçağın yarısını dolduran bu gönüllü insanlar, bu yıl rakamı daha da arttırmak için şaşırtıcı bir çaba içinde.
Dünyada eşi benzeri olmayan bir yarış içindeler. Daha çok yardım yapmamın yarışı bu. Sadece yaptıkları yardım miktarıyla dünyada ilk sırada yer almıyor Türkiye. Bu gönüllü teşekküllerin örgütlenmesi, başarılı organizasyonu, fedakâr gönüllülerinin özverili çalışmalarıyla da ilk sırayı kimseye bırakmıyor.
Sadece Almanya’daki Türklerin kurduğu Hasene Derneği, bu yıl 100 ülkede kurban kesme organizasyonu yaptı. 150 bin kurban dağıtıldı. Çok büyük ve çok zor bir organizasyonu başarıyla yapıyorlar.
Diğer derneklerin durumu da aynı. Kızılay sadece bu bölgede 4 bin 300 kurban kesip dağıttı. Toplam rakam 160 bini geçmiş.
Türkiye’deki gönüllü teşekküllerinin toplam Kurban rakamının 1.5 milyona ulaşması bekleniyor.
Yardım türleri arasında en zoru Kurban organizasyonu. Bunu bizzat başından sonuna kadar izledim.
Bayram namazını, Bayan Ülgi’nin küçük ama sevimli camisinde kıldık. İki saf dolmadı. Kazak Müslümanları daha yeni tanıyor dinlerini.
Namazdan sonra Türkiye’deki Kazakların burada kurduğu Yardım Köprüsü Derneği’nin kurbanları kesip dağıtacakları yere geldik.
Her derneğin kurban listesi ellerinde, yaklaşık 70 kişi koyunları teker teker alıp kesmeye başladı. Kadınlar kesilmiş kurbanın soyulmasına, işkembesi, derisi ve sakatatlarının ayrılmasına yardım ediyor.
Kesilen kurbanlar sayılarak bir bir kamyona yükleniyor. Daha önce muhtarlar ve yerel imamlar aracılığı ile tespit edilmiş mahallelere gidiyor kamyon. Orada ihtiyaç sahibi ailelerin isim, telefon ve imzası alındıktan sonra kurban teslim ediliyor. Fotoğraf ve videolar çekiliyor.
Her aileye bir koyun. Kazaklar dünyada en çok koyun yiyen millet herhalde. Bir kurt, bir de Kazak koyunu çok severmiş!
Teslim edilen kurban listesi yardım kuruluşuna gönderiliyor. Onlar da Türkiye ve Avrupa’daki merkezlerine kesilen kurban sayısını bildiriyor. Her yardım kuruluşu kendisine bağış yapan kişiye mesaj yoluyla kurbanın nerede ve ne zaman kesildiğini bildiriyor.
Kurbanla birlikte bazen zekât ve sadaka paraları da dağıtılıyor burada. Onların da kayıt altına alınması sağlanıyor.
Kısacası zor, meşakkatli ama bir o kadar da huzur veren bir yardım organizasyonu bu. Gerçekten takdirle anmamak, destek olmamak mümkün değil.
Kaldığımız otelde dağ yürüyüşüne gelen turistler, sağa, sola koşturan Türklerin telaşına anlam veremediler. Burada bir yarışın olduğunu, bu yarışın da fakirlere yardım yarışının olduğunu anlatmak mümkün olur muydu acaba? Anlatsak da inanırlar mıydı bilemiyorum.
Hiç para almadan, hatta kendi cebinden para harcayarak 10 bin km öteden gelen gönüllülerin bu azmi, telâşı ve isteği öyle kolay kolay anlaşılacak şey değil bence.
Bu yüzden diyorum, bu dünyada eşine çok az rastlanır bir çabadır bizimkilerin yaptığı.
Kurban kesilecek mekânın duvarlarına Türk bayrağı asmak için uğraşan Kazaklar, her eve kurban verilirken bunun Türkiye’den geldiğini söyleyen çalışanlar, bu çabanın aynı zamanda büyük bir kamu diplomasi çalışması olduğunu da gösteriyor.
Belki de devletimiz, yardım kuruluşlarının bu yönüne daha çok dikkat kesilmeli, destek olmalı, yönlendirmelidir.
Bir de yardım politikasının yanına, bir sosyal politika da eklemek gerekir bu organizasyona. Zira bu insanların her türlü eğitime, sağlık ve hijyen bilgisine, çocuk bakımına da ihtiyaçları var. Sadece yardım yapıp gerisini getirmemek bence eksik kalmış bir çaba olur.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.