Sadece “savaşa hayır” değil, “savaş felakettir” de diyen dallamalarla doldu ortalık. Leş gibi suratlarıyla aslında şunu demek istiyorlar: “Alfabede harf kalmayana kadar kurulan terör örgütleri istediklerini yapabilir, diledikleri gibi silah kullanabilir, insan öldürebilir. Ama sıra Türkiye’ye geldiğinde savaşa hayır, savaş felakettir.”
Daha geçen gün sahibi olduğu arazide iki tane çakal, iki tane it, iki tane terörist beslediği ortaya çıkan herif “ben ömrümü barışa adadım” diyor. Bu düzeyde bir yüzsüzlüğü tarih yazacaktır, bu çakalların bizden gizlemeye çabaladıkları maskeleri de düşecektir elbet.
Savaş felakettir evet. Hem de en büyük felaket. Savaşı kim ister?
Kendilerini “IŞİD’le mücadele ediyoruz” diye pazarlayarak “emperyalizmin sınır eşeği” olmayı cân-ı gönülden kabul eden o pisliklerin IŞİD’den daha beter vahşetlere imza attığını bilmesek bir anlığına inanacağız kurdukları bu lanet diskura. Suriye’de güya “özgürleştirdikleri” şehirlerde bu alçak katil sürüsünün Müslüman Kürtler dâhil karşılarına dikilme potansiyeli olan herkesi inim inim inlettiklerini bilmesek bir anlığına inanacağız.
Kamışlı’da, Münbiç’te, Afrin’de… O lanet suratlarının belirdiği her yerde, yanlarına dünyanın dört bir yanından gelmiş hastalıklı piçleri alıp 15 yaşındaki çocukları uçaksavarlarla infaz etmemiş olduklarını bilmesek inanacağız bir anlığına. “IŞİD’le mücadele ediyoruz” diyerek Pol Pot’un, Hitler’in, Mao’nun aklına hayaline gelmeyecek yöntemlerle demografi değiştirdiklerini, insan katlettiklerini, tecavüz ettiklerini bilmesek inanacağız bir anlığına.
“Savaşa hayır” tabii. “Savaş felakettir” tabii. “Ömrümü barışa adadım” tabii. O da güzel hikâyeymiş, onu da sonra dinleriz.
Şimdi bunları yazdım diye atın manşeti. “Askerliğini bedelli yapan yandaş yazar savaş çığırtkanlığı yaptı” deyin. Demezseniz adam değilsiniz. Ya da susun lan siz iyisi mi. Kaz Dağları duyarı kasmaya sıra geldiğinde haber veririz biz size. Yine “susamam” dersiniz.
“Savaşa hayır” derken Türkiye’yi “Kürtlerle savaşıyor” gibi göstermeye çalışıyorlar. Hayır! Türkiye Kürtlerle savaşmıyor. Kürtlerle savaşsaydı Afrin’de, Cerablus’ta, Azez’de bir tane Kürt bırakmayacak imkâna sahipti Türkiye. Etnik kimliği Kürt olan Suriyeli, Iraklı mültecilere kapılarını açmamakta serbestti. Bahane edip Yasin’imizi katlettiğiniz Kobane’den Türkiye’ye belki 100 bin Kürt mülteci geldi ulan. Kimi kandırmaya çalışıyorsunuz? Bilmem nerelerini öpmekten başka bir şey bilmediğiniz emperyalist dostlarınız dışında inanan var mı size? Aha işte onlar da çektiler desteği. Veto ettiler işte Türkiye aleyhine olacak kararı. Sattılar ulan sizi her zamanki gibi. Eline silah verdiğiniz 15 yaşındaki çocukların göğüslerinde taşıdıkları Amerikan bayrağının sahibi sattı sizi. Esed yalandan “toprak bütünlüğü” falan dedi. Rusya “Türkiye’nin endişelerini anlıyoruz” dedi. Yine sattılar ulan sizi. Oturun ağlayın şimdi. Hani o kadın ağlıyordu ya. “Allah belanı versin Amerika, sattın bizi” diyordu ya. Açın youtubedan onu izleyin. Etek giymeyi de unutmayın. Kameralar yakalamasın sizi.
Hayır! Türkiye Kürtlerle savaşmıyor. Türkiye, emperyalizme köpeklik etme konusunda hiç tereddüt etmeyen bir katil sürüsüyle savaşıyor. Bu da yanlış oldu aslında. Türkiye bu katil sürüsü çoban köpekleriyle savaşmıyor aslında, onları süpürüyor sadece. Güçleri 9 aylık bebeklere yeten bu kahpeleri “düzde perişan ediyor.” Hepsi bu.
“Savaşa hayır” tabii. Türkiye neredeyse yalvardı bu katil sürüsüne. “Gittiğiniz yol yol değil, gelin bu yanlıştan dönün, sel gidince kum kalacak. Bu aptal diktatör Esed’le, bu hain emperyalistlerle işbirliğinden murad ettiğiniz şey neyse onu asla gerçekleştiremeyeceksiniz. Halka zulmetmeyin, bizi tehdit etmeyin, aklınızı başınıza alın” dedi.
Şimdi bu katil sürüsünün başına gelen şey tam olarak “ama ben seni uyarmıştım, ben sana bunu söylemiştim” durumudur.
“Savaşa hayır” derken Türkiye’nin öldürdüğü sivil arıyorsunuz fellik fellik. Bulamayınca Esed’in öldürdüklerini Türkiye öldürmüş gibi dolaşıma sokmaya çabalıyorsunuz. Onu da başaramıyorsunuz. Foyanız çıkıyor ortaya. Benden size tüyo: Kendi katlettiğiniz bebeklerin fotoğraflarını geçin dünyaya. Daha dün katlettiğiniz 9 aylık bebeğin fotoğrafını “Erdoğan bebek katili” diye servis etmeyi deneyin dünyaya. Nasılsa inanan çıkar.
“Savaşa hayır” tabii. Hele biz şu katil sürüsünü ebediyyen süpürelim bu dünyadan. Vallaha da billaha da savaşa hayır beybi!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.