İki emperyalistten birini seçmek

Zorunda değilim. Yani iki emperyalistten birini tercih edip “bu benim cici emperyalistim” demek durumunda hissetmiyorum kendimi. Dolayısıyla emperyalist mezhepçi katil Kasım Süleymani Amerika tarafından gebertilince “yeri cehennem olsun” diye dua edebiliyorum. Zira bütün kalbimle Kasım Süleymani isimli mezhepçi katilin cehenneme odun olmasını niyaz ediyorum.

Sen ne sanmıştın, ne beklemiştin? İki rezil emperyalistten birini tercih etmemi mi? Çok beklersin.

Hafızanız nasıldır bilmem? Benimkisi fena değildir. O hafızaya dayanarak anlatayım size.

2012’yi 2013’e bağlayan kışta Suriye’de işler “gariban Suriye halkının istediği yere” gelmişti sonunda. Hem büyük örgütler hem de irili ufaklı ketibeler vd. bir anlaşma üzerinde ittifak etmiş, ağırlıklı olarak Halep üzerinden aşağıya kadar inmek için planlamalarını yapmaya başlamışlardı.

İki şey oldu o sıra. İlki, IŞİD isimli terörist organizasyon Suriye’de oyuna girdi. Bu, yapılan ittifakın kısa zamanda dağılmasını temin sonucunu doğurdu. İkincisi de bu Kasım Süleymani isimli canavar, tamamen İran’ın Suriye üzerindeki çıkarlarını hedefleyerek ve tamamen mezhepçi bir akıl tutulmasıyla karanlık, çok karanlık bir şekilde devreye girdi.

Adına “Suriye cihadı, Suriye direnişi” dediğimiz olgu da bu iki şeyin gerçekleşmesinin ardından içinden çıkılmaz bir hal aldı. Her şeyin ucuna gelinmişken İran, eli kanlı katili vesilesiyle, Amerika ve diğer emperyalist güçler de IŞİD vesilesiyle Suriye’de bütün çıkışları imha ettiler birer birer.

Kasım’ın elinde, Bağdadi’nin elindekinden on kat, yüz kat daha fazla kan vardır. Suriye’nin çocuklarını, kadınlarını, yaşlılarını akıl almaz vahşetlerle katlettiren ve bu katliamda “ümmetin maslahatı” yerine “İran’ın emperyalist politikasını” gözeten adamdır bu katil. Kasım’ın da, Bağdadi’nin de, Esed’in de, Amerika’nın da, Rusya’nın da, ezcümle Suriye’nin gariban halkını katleden tüm gözü dönmüş katil sürülerinin de yeri cehennemin dibi olsun inşallah.

Haşd-i Şabi denen vahşet ordusunu IŞİD’den ayrı tutmak mı? Delirdiniz mi? İnsanların üzerine varil bombalarıyla cehennem yağdıran yahut suçsuz insanların kafalarını kesen pislik mezhepçilerle sıradan, makul bir Müslüman’ın ne işi olur?

Bakınız, Amerika emperyalisttir. Rusya emperyalisttir. İran emperyalisttir. Bizim “İslâm devrimi” sandığımız nanenin altından çıkan şeyse Şii hilâli dedikleri hayali, hayata geçirebilmek için uğraşan mezhepçiliktir. Başka da hiçbir şey değil. Dün Hama’da, Humus’ta, Bağdat’ta bu akıl tutulması ideolojileri için insan öldürmekten hiç kaçınmayanlar bugün İdlib’de, Halep’te aynısını yapmaktadırlar.

Dolayısıyla, Kasım denen katili Amerika’nın öldürmüş olması benim açımdan ona avantaj sağlayan bir şey değildir. Tıpkı Bağdadi denen katili Amerika’nın öldürmesinin benim açımdan ona bir avantaj sağlamayacağı gibi. Bir katil sürüsü, iki katili öldürmüştür.

Türkiye’deki gizli-açık mezhepçilerin dillerine pelesenk ettikleri iki şey var. Biri, Kasım’ın ve aslında İran’ın “anti emperyalist bir ülke olduğu” iddiası. Hayır efendim. İran İslâm Devleti eskiden zaman zaman anti emperyalist refleksler göstermiş olsa da, belki son 20 yıldır yaptığı tek şey, Şii yayılmacılığı için insan öldürmekten kaçınmamaktır.

İkincisi ise bizatihi Kasım’ın Suriye’de emperyalistlere karşı mücadele ettiği zırvası... Hayır efendim, hayır. Kasım, Suriye’nin bir emperyalist odakta kalması için başka bir emperyalist odak adına mücadele eden bir katildi. Hepsi budur.

Güya adı “Kudüs Tugayları” olan ve güya her gün Kudüs’ü kurtarmak için tatbikat yapan bu katil sürüsünün Kudüs’teki Siyonistlerle değil, dünyadaki mazlum Müslümanlarla bir dertleri vardır.

Kusuruma bakın: Ne Amerika, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suud tarafından beslenen katillere, ne de Rusya ve İran tarafından beslenen katillere zerrece sempatim yoktur, olmayacaktır. Birbirlerini yiyerek tükenmeleri insanlık için olabilecek en hayırlı sonuçtur.