Severim ben Genco Erkal’ın oyunculuğunu. Çoğu tiyatro kökenli Türk oyuncu gibi “bakın şimdi oynayacağım” yaklaşımıyla malul olsa da ortalama üzeridir oyunculuğu. Bu şerhi düştüm, zira “oynama!” ekolünün sadık bir takipçisiyim ben. Fazladan her bakış, fazladan her mimik ya da jest “oyun”u bozar bana kalırsa. Ama bu daha ziyade bir pazar yazısının konusu ve bugün günlerden cumartesi… Bugünkü meselem başka…
Yılların tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Genco Erkal, şu kaynağını bir türlü anlayamadığım araştırmalardan birine dayanarak “Türk halkının yüzde 73’ü hayatında hiç tiyatroya gitmemiş” diyerek yakınıyor. Bugünkü meselem o.
Önce şunu hatırlatayım. Bu rakamın, yani “Türk halkının yüzde 73’ü hayatında hiç tiyatroya gitmemiş” rakamının yapıldığı araştırmanın sıhhatini bilmiyorum. Ancak bu, uluslararası bir endeks anketi ise -daha önce de yazdım bunu- ben bu araştırmalara hiç ama hiç güvenmiyorum. Zira bu anketlere göre Türkiye’de okuma oranı sürekli düşüyor. Oysa Türkiye’de kitap basım rakamları da, yayınevi sayısı da sürekli artıyor. Eh, bu kitaplar çöpe atılmıyorsa bu araştırmalarda bir kasıt var demektir. Hele şu malum “gelişmişlik endeksi” araştırmaları ise tam felaket… Örneği yine vereyim: Kişi başına düşen tuvalet kâğıdı “gelişmişlik göstergesi” bu anketlere göre, tuvalet kullandıktan sonra ellerini sabunla yıkamak ise değil. Böyle olunca %94 sabun kullanımı ile Bosna Hersek birinci, %92 kullanımla Türkiye ikinci çıkacağına bilmem kaç metreyle Hollanda birinci çıkıyor gelişmişlikte. Üstelik Hollanda’da sabun kullanma oranı %65 civarında.
Diyelim ki öyle değil ve diyelim ki Genco Erkal’ın verdiği rakam son derece güvenilir bir araştırmanın sonucu. Gerçekten halkımızın %73’ü hayatında hiç tiyatroya gitmemiş olsun. Bu öncelikle kimin, kimlerin yol açtığı bir sorundur?
Yanlış hatırlamıyorsam Darülbedayi yani İstanbul Şehir Tiyatroları 1914’te, Devlet Tiyatroları da 1949’da kuruldu.
Yani Türkiye’nin en büyük şehri 106 yıldır, Türk devleti ise 71 yıldır tiyatroyu kesintisiz şekilde destekliyor. Diğer şehir tiyatrolarını, özel tiyatroları, Kültür Bakanlığı’nın seneler içerisinde tiyatrolara aktardığı desteği falan saymıyorum. “Tiyatro mutlaka desteklenmelidir” fikri çok yerleşik bir fikirdir memlekette ve sürekli kabul görür.
Yine zihnim beni yanıltmıyorsa Genco Erkal, 1960’lı yıllardan beri sahnede. Yani 60 yıldır sahne tozu yutuyor. Ve bu sonuçta hiçbir payının olmadığını düşünüyor olmalı ki “halkımızın %73’ü hayatı boyunca hiç tiyatroya gitmemiş” diyerek yakınabiliyor.
Alın size, kırk kısım tekmili birden bir “üstten bakan Jakoben” karikatürü…
Sevgili Genco Erkal. Siz ve sizin gibi tiyatroya emek verenler yıllardır devletin, şehir yönetimlerinin, bakanlıkların desteğine rağmen başarılı olamamışsınız bence. Halkımızın sadece %27’sine erişim sağlayabilmişsiniz. Olmamış bir şekilde yani. Bunun özeleştirisini yapmak yerine “sızlanmak” ve “cahiller şekerim, tiyatroya bile gelmiyorlar” noktasına ilerlemek, bir dünya Brecht oyunu yönetmiş ve oynamış sizin gibi birine bence yakışmıyor.
Yaptığınız oyunları “halka indirmek” yerine “yüksek sanat” peşinde koşmak bir tercihtir elbet. Ama bu tercihi yaptığınızda sızlanmaya pek de hakkınız yok.
Brecht’in tercihi doğrudan “halkla beraber yükselmek” idi malum. O kahvehanelerde, fabrika çıkışlarında, parklarda, bilcümle “buluntu mekânlar”da icra etti sanatını. Gerektiğinde çatır çatır kavga etmeyi göze aldı hiç sızlanmadan.
Yanlış anlaşılmasın. Genco Erkal da öyle başladı kariyerine. Brecht gibi yani. Köylerde, fabrikalarda oyunlar oynadı. Ama işte sonra “çok çabuk sıkıldı” bundan. “Yüksek sanat” daha cazip geldi sanırım.
Türk Jakobeni ise sürekli mızmızlandı. Devlet desteği aldı mızmızlandı, almadı mızmızlandı, oyununa seyirci geldi mızmızlandı, gelmedi mızmızlandı ama hiç kavga vermedi. Hep “güvenli bir alan”dan halkı suçladı. Belli belirsiz politik düzeni suçladı. Yönetme sırası kendi desteklediği politik iktidara gelince suçladığı şeylerin tamamını kendisi yapmaktan da geri durmadı.
Bu karikatür değişecek sanarak hayat tükettik biz de. Bu karikatür hiç değişmedi oysa.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.