“Yeter” demenin vakti gelmedi mi?

04:007/10/2023, Cumartesi
G: 7/10/2023, Cumartesi
İsmail Kılıçarslan

Her zaman olan bir kez daha oldu. “Kürtleri temsil ediyoruz” yalanıyla buldukları her iktidar ocağının kucağına oturan emperyalizmin mayın eşekleri bir kez daha derin bir hayal kırıklığı ve panik havasıyla “foşik TC bizi vuruyor, emperyalist efendilerimiz imdada yetişmiyor” türküsü çığırmaya başladılar. Bence bu emperyalizmin mayın eşeklerinin çok iyi anlayıp bile isteye safa yattıkları yer şurası. Gölgesinde serinledikleri emperyalist efendiler bu aptallara bir ülke armağan etmenin derdinde değiller.



Her zaman olan bir kez daha oldu. “Kürtleri temsil ediyoruz” yalanıyla buldukları her iktidar ocağının kucağına oturan emperyalizmin mayın eşekleri bir kez daha derin bir hayal kırıklığı ve panik havasıyla “foşik TC bizi vuruyor, emperyalist efendilerimiz imdada yetişmiyor” türküsü çığırmaya başladılar.

Bence bu emperyalizmin mayın eşeklerinin çok iyi anlayıp bile isteye safa yattıkları yer şurası. Gölgesinde serinledikleri emperyalist efendiler bu aptallara bir ülke armağan etmenin derdinde değiller. Hiçbir zaman olmadılar. Türkiye’yi, Irak’ı, Suriye’yi ve nispeten İran’ı “istim üzerinde” ve “karışıklığa hazır” tutmanın bir yolu olarak bu aptallara mayın eşekliği yaptırıyorlar. Bir gram fazlası değil. Zaten Kürdün çocuğunu kandırıp emperyalizmin askeri haline getiren, bundan da neredeyse sadistik bir zevk alan bu aptallar sürüsünün hak ettiği de bir gram fazlası değil. Bunlarla işi bittiğinde bir sümük mendili gibi kenara atıyor bunları emperyalistler ve bunlar da başlıyor yeniden o berbat türküye: “Foşik T.C bizi vuruyor.”

Aslına bakarsanız PKK’ya da, harf azgını PKK uzantısı örgütlere de, “PKK’nın siyasi yapılanması” YSP’ye de başından beri “aklı eren herkes” ilgili uyarıları yaptı, yapmaya da devam ediyor. “Ne Türkiye, ne Suriye, ne de bölgede çıkarı dışında hiçbir insani ilke tanımayan emperyalistler sizin hayalini kurduğunuz şeyin gerçekleşmesine izin vermez” denildi bunlara. “Bugün yaptığın terör, ortaya koyduğun tedhiş, öldürdüğün masum insanlar… Hiçbiri yanına kalmaz” da denildi.

Dinlemediler. Her zaman yaptıklarını yapıp, Kürdün ölmesinden yahut ölüme gönderilmesinden hayvani bir çıkar, korkunç bir gelir, muazzam bir iktidar devşirmeye giriştiler.

Hatırlayın, dünya kamuoyunu gaza getirip “Arap öldürmek isteyen” sadist ruhlu, hastalıklı Avrupalı tiplerin tamamını Suriye’ye davet edip onlara “canlı hedefe ateş edebilecekleri bir poligon” yarattılar Rojova’da. “Yapmayın”ı duymadılar, “etmeyin”i dinlemediler. “Bugün öldürttüğünüz bu insanlar, emperyalist efendileriniz ve yanınızda güya özgürlük savaşçısı gibi takılan bu sadist ruhlu pislikler sizi yalnız bıraktığında size cehennemi yaşatırlar” denilmedi mi bunlara? Denildi.

Geçtik “aklı eren insanlar”ın uyarılarını, bir Kürt kadının “hani bizim öldürülmemize izin vermeyecektin, neredesin gavat Amerika?” seslenişi bile akıllarını başlarına almalarına yetmedi

Şimdi Türkiye “üçüncü taraflar karışmasın” diyerek balyoz gibi indi ya PKK’nın tepesine. Bu mayın eşekleri bütün umutlarını Amerika’nın Türkiye’yi ekarte etmesine bağlamış durumdalar. Bir de İHA düşürülünce bu mayın eşekleri “aha Amerika foşik TC’ye savaş açacak” havasına girdiler bile. Bitmek tükenmek bilmez şekilde “başkasının gücünden medet ummaya” devam ediyorlar. Türkçede bu şaşkınlık ve eziklik psikolojisine çok uygun gerdekli merdekli bir deyim var ama yazamam buraya.

Şurası çok net, çok kesin. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kamuoyuna ilan ettiği şekliyle Tel Rifat’ta, Cizire’de, Derik’te 30 hedefi yerle bir etmiş durumda. Bu operasyonların ne kadar süreceği, kaç hedefin daha yerle bir edilip kaç mayın eşeğinin daha canının cehenneme gönderileceği ise başkasının değil, sadece Türkiye’nin bileceği, karar vereceği bir iş. Dengeleri gözetip operasyonları kısa kesmek de uhdesinde, “dengelerin canı cehenneme” deyip terörün bütün bileşenlerini dilediği gibi yok etmek de uhdesinde Türkiye’nin.

Türkiye ve ordusu bu operasyonu dilediği gibi yürütedursun, biz bu esnada “bir ağlamadığı kalan” Sezai Temelli’nin şu açıklamasını okuyalım dilerseniz: “Bu saldırıları bir kez de ben kınamak istiyorum. Sivil ölümlerine yol açan bu saldırılar bizzat Dışişleri Bakanlığı tarafından tescillendi. Her yeri hedef alacağız dedi. Dolayısıyla burada sivilleri kadınları çocukları gözetmeyen bir saldırı stratejisini izleyeceklerini söylediler. Olan Kürt halkına, Kürt çocuklarına oluyor çünkü hedef Irak ve Suriye Kürdistan’ıdır.”

Türk Silahlı Kuvvetlerini PKK ile eşitlemeye çabalayan bu zavallılık biçiminin sefaletini görüyorsunuz değil mi? Dışişleri Bakanlığı “her yeri hedef alacağız” derken “kadın, çocuk ayırmadan herkesi öldüreceğiz” demiş gibi davranarak yine emperyalist efendilerini imdada çağırıyor. Çünkü bundan başka hiçbir stratejileri yok.

Temelli’nin Türkiye’nin “kadınları, çocukları, sivilleri öldürecek bir strateji izleyeceği”ni neresinden uydurduğunu tahmin etmek zor değil. Gölgesinde serinlediği PKK ve onun emperyalist efendileriyle karıştırmıyor Türkiye’yi. Çünkü bilir ki Türkiye, PKK’nın aksine sivil ölümlerinden medet ummaz. Temelli sadece bir algıya yatırım yapıyor. Türkiye’nin “sivil öldüreceği”ni dünyaya pazarlamaya çabalıyor.

Fakat Temelli’nin açıklamasında “değişmeyen bir hakikat” de var. “Olan Kürt halkına, Kürt çocuklarına oluyor” diyor adam. Gerçekten çok haklı. PKK üzerinden Kürt halkını, Kürt çocuklarını emperyalizmin mayın eşeği haline getirmeye ant içmiş gibi görünen bu insanların temel hedefi Kürt halkı ve Kürt çocukları. Ona hiç şüphe yok. Kürt halkının tamamını ABD, Rusya, İngiltere, İsrail, Çin ya da bilmem ne bela adına ölüme göndermeden de rahat edemeyecekler, tatmin olmayacaklar. Ona da hiç şüphe yok.

Kürtlere düşen “tarihi sorumluluk” da tam burada işte. Bu emperyalist yancılarına, bu nesebi gayrı sahihlere “bese” demelerinin tam vakti. Vallahi de billahi de bu, Kürtlerin topyekun bir “halk” olarak huzura kavuşmalarının tek yolu.

#Politika
#PKK
#İsmail Kılıçarslan