İnsan sofradan ne zaman kalkar? Karnı doyduğunda kalkabilir. Sofrada kendisine gösterilen yeri beğenmediği için kalkabilir. Birisi kulağına “yan tarafta daha iyi bir sofra var” dediği için kalkabilir.
Ben bunların hiçbirini yapamam. Ne karnım doydu diye, ne yerimi beğenmedim diye, ne de yan tarafta bir başka sofra var diye kalkamam sofradan. Çünkü sofranın kendisi benim.
Bir rivayete göre 250 yıldır bu sofra orada, öylece duruyor. “Gâvura gâvur demeyeceksiniz, gâvura gâvur derseniz hiç olmaz” denildiğinden bu yana bu sofra orada, öylece duruyor. Geniş ve tuhaf bir sofra bu. Oturanlar olmuş, kalkanlar olmuş, yerini beğenmeyenler olmuş, gâvurun ekmeğini beğenip yan sofraya gönül indirenler olmuş. Yanında oturan adamı beğenmediği için ayrılanlar olmuş sofradan. En kötüsü de kendisini sofraya davet eden adama gönül koyup sofrayı terk eden olmuş.
Ama sofra hâlâ burada. Ortada. Ortamızda. Duruyor. Oturana olmadık sorumluluklar, taşınması zor ama zorunlu yükler yükleyerek sürdürüyor varlığını.
Benim itiyadım biraz farklıdır. Ben, gâvura gâvur demeyi, dahası diyebilmeyi göze almış, omuzunda bin yıldır bunu bir mahya, bir alem, bir apolet, bir işaret olarak taşımayı görev bilmiş bir “dip dalga”nın çocuğuyum. Yarısı Türk, yarısı Kürt-Sünni bir Müslüman bebeyim.
Bu topraklar benim. Hep benim olmuş. Doğru, hep savaş varken çağırmışlar beni ve doğru, hep hurma tiridi yaptıklarında unutulmuşum davet edilmeyi. Bulgur pilavı yiyip Mesnevi okuyarak dayanmışım Viyana önlerine; peksimet kemirip Delail okuyarak beklemişim memleketi yedi düvelin kara gâvuruna ve gâvurun şanını yüce sayan işbirlikçi gavatına karşı.
Amerika’dan, Avrupa’dan, Rusya’dan yahut bin türlü başa bela gâvurdan ne himmet beklemişim, ne sırtımın sıvazlanmasını. Amerika’dan, Avrupa’dan, Rusya’dan yahut bin türlü başa bela gâvurdan beklemediğim gibi bir iş başarınca bizimkilerden de değil himmet yahut sırt sıvazlama… Bir gülümseme olsun beklememişim. Çünkü balığa inanmamışım hiç, balığın Halık’ı var. O’na inanmışım.
İsimler gelmiş geçmiş, cisimler gelmiş geçmiş… Sofra orada, öylece duruyor çünkü.
Tek partili dikta yönetiminin kara karanlık labirentlerinden geçerken de oradaydı, 28 Şubat’ın asker kisvesi giymiş teröristleri o sofrada oturanlara hayatı dar etmeye kalktıklarında da oradaydı, 15 Temmuz gecesi üzerimize mermi yağarken de oradaydı.
Bana şimdi durmadan soruyorlar. “Reis kazanacak mı?” Ben de diyorum ki “zaten kazanmış biri için sorulacak soru bu değil.”
Sonra tekrar soruyorlar: “Seçimi kazanacak mı yani?”
Ben de cevap veriyorum: “Kazanacak ama kazanmasa da olur. Kazanmayacak ama kazansa da olur. Memleket için değil, benim kişisel olmayan tarihim için bu cevap. Ama memleket için soruyorsan, elbette kazanacak ve dahası mutlaka kazanmalı. Dahası da var. Hayatımda ilk defa bu seçimi kazansın diye adak adadım, şükür namazı kılmaya ahdettim.”
En çok, izzet-i ikbal için sofradan kalkanlarla gâvurun ekmeğini tatlı bulanlar üzülsün, o kibirli burunları yere sürtsün, utançlarından saklanacak delik arasınlar diye istiyorum bunu.
Dünyanın dört bir yanında el açıp buraya, buradaki o aziz, muazzez sofraya doğru dua eden insanların yüzü gülümsesin ve “adamımız kazandı” desinler diye istiyorum.
Emperyalizmin mayın eşekliğini yapan terör örgütleriyle onların işbirlikçileri ağlasın istiyorum çünkü. Brüksel’in, Londra’nın, Berlin’in, Washington’ın verdiği emirleri canından aziz bilenlerin başları öne yıkılsın ve bir daha kaldıramasınlar başlarını istiyorum.
Sonrası mı? Sonrası ne olacak. Yine en hakiki derdimiz ekmek parası olacak. Yine “düzelmedi gitti şu işler” diye sızlanmaya devam edeceğiz. Yine kendini bir halt zanneden sofra yancılarının o dayanılmaz tavırlarına maruz kalacağız. Ama bunların hiçbir önemi yok.
Çünkü sofranın kendisi benim lan. “Kalk” deseler kalkamam. “Git” deseler gidemem. Bin yıldır buradayım ve size kötü bir haberim var. Bin yıl daha sürecek burada oluşum. Allah’ın bana, bize yüklediği bu yükü -çare yok- taşıyacağız.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.