Müzik aleti mi yakalım oyuncu mu?

04:0018/01/2022, Salı
G: 18/01/2022, Salı
İsmail Kılıçarslan

Bilmem gördünüz mü dünkü haberleri? Taliban yönetimindeki Afganistan’dan “modern dünya”ya lazım olan görüntüler gelmeye başladı.Paktiya vilayetinde Taliban üyeleri, hayatını sokakta müzik yaparak kazanmaya çalışan bir sokak müzisyeninin enstrümanını yaktılar.Görüntü her bakımdan son derece “makbul bir sahne” oluşturuyor batı medyası için. Kalabalık itinayla daire şeklini aldırılmış. Meydanda oluşan boşlukta enstrüman cayır cayır yanıyor. Sokak müzisyeni ağlarken Taliban yöneticileri de onunla ve

Bilmem gördünüz mü dünkü haberleri? Taliban yönetimindeki Afganistan’dan “modern dünya”ya lazım olan görüntüler gelmeye başladı.

Paktiya vilayetinde Taliban üyeleri, hayatını sokakta müzik yaparak kazanmaya çalışan bir sokak müzisyeninin enstrümanını yaktılar.

Görüntü her bakımdan son derece “makbul bir sahne” oluşturuyor batı medyası için. Kalabalık itinayla daire şeklini aldırılmış. Meydanda oluşan boşlukta enstrüman cayır cayır yanıyor. Sokak müzisyeni ağlarken Taliban yöneticileri de onunla ve müzikle alay ederek kahkahalar atıyorlar. Aşırı dramatik yani…

Taliban iktidarının Afganistan’ın zengin yeraltı kaynaklarını Çin’e peşkeş çekiyor olmasını falan geçtim bir kalem. Sadece, dünyaya zaman zaman böyle sahneler oluşturup servis etseler kendilerine verilen görevlerini yerine getirmiş olurlar bence. Çünkü dünyaya “cambaza bak cambaza” dedirtmek lazım ki sömürü düzenine ve birer cinayet şebekesinden daha fazlası olmayan emperyalist ülkelere kamuoyu desteği zemini oluşturulsun.

Yeri gelmişken söyleyelim. 20 yılda sayısız seçimi “adil ve denetlenebilir” şartlarda kazanarak iktidarını sürdüren Recep Tayyip Erdoğan’a “diktatör” denilmesinin hikâyesi de tam buradadır. “Cambaza bak cambaza” meselesidir. Diktatör arayan, girdiği her seçimi kaybettiği halde liderlik koltuğuna zamkla yapıştırılmış gibi duran ve daha yenice partisinin kurultayını 1 yıl erteleten Kılıçdaroğlu’na bakabilir pekâlâ, ama tabii o kimsenin işine gelmez.

Bu, burada bir dursun.

Sizi bir başka meseleden haberdar edeyim. Şu aralar Holywood’da bir linç hikâyesi gelişiyor. Harry Potter filmlerinde canlandırdığı Hermione Granger karakteriyle tanınan Emma Watson, Yahudi lobisi tarafından linç üzerine linç yiyor. Hatta devreye en son İsrailli eski bakan Danon falan da girdi ve “anti-semitik” olmakla suçladı Watson’u. Watson’un suçlandığı şey ne biliyor musunuz? İnstagramında Filistinli göstericilerin üzerine “dayanışma bir eylemdir” yazdıkları pankartı paylaşmak.

Peki, ne olacak? Mel Gibson’un, Roger Waters’ın ve benzerlerinin başına gelmiş olanlar gelecek başına Emma’nın. Holywood’un ve müzik sektörünün neredeyse tamamı Yahudi sermayesinden oluşan düzeneği Emma’nın kariyerini baltalamak için elinden geleni ardına koymayacak. Emma finalde ya sistemle uyuşup özür dileyecek ya da kariyeri inişe geçecek. Hatta sadece Emma’ya değil, Emma’ya destek olmak için bir bildiri kaleme alıp imzalayan diğer Holywood ünlülerine de aynısı yapılacak. Bildiri dediysem öyle esip gürleyen, sert bir şey zannetmeyin sakın. “İşgalci güç İsrail ile askeri işgal ve apartheid sistemi altındaki Filistinliler arasındaki güç dengesizliğini kabul ediyoruz” diyorlar. Bir de şunu: “Uluslararası hukuk çerçevesinde insan hakları için mücadele eden Filistinlilerle anlamlı dayanışmaya ve ‘dayanışma bir eylemdir’ ifadesine katılarak Emma Watson’ın yanındayız.”

Gerçi, bizim zanaatkâr magazin figürleri bu kadarını da yapmıyorlar biliyorsunuz. Örneğin üniversite öğrencisi Enes Kara’nın intiharının ardından “cemaat yurtları kapatılsın” kampanyasına yumulan bu tiplerin bir tek kez bile topluca hareket ederek “PKK’nın lisede, üniversitede okuyan çocuklarımızı dağa çıkarıp onları ölüme sürüklemesine karşıyız” dediklerini duyamazsınız. Çünkü Taliban’ın müzik aleti yakması karşısında dehşete kapılmaları öğretiliyor onlara. “Planlanmış duyarlılıklar çağı”nın birer gönüllü piyonudur bizim zanaatkâr magazin figürlerimiz.

“Netflix’i evimizin salonunda açıp izleyemiyoruz. Bunca eşcinsellik vurgusuna ne gerek var?” diyen arkadaşlarını harcama konusunda yarışa girerler de kendi sektörlerinde 18 saat çalışan emekçilerin haklarını savunma konusunda “ölü taklidi” yaparlar.

Yanlış anlaşılmasın, bu düşük ahlaklı ayak takımından bu konularda bir himmet, bir destek, bir hareket beklediğimden değil. Kiloları üç kuruştur, onu diyorum.

Gelelim tam şuraya. Dünyanın sistemi şudur: Taliban’ın yaktığı müzik aletine dikkat çekilmeli ki Holywood’da oyuncu yakılması gözden kaçırılsın. Yasaklı köpek türlerinin toplatılmasına duyarlılık gösterilsin ki Siyonist köpeklerin Filistin’de insan yakması pas geçilebilsin.

Sistemin oyunu şudur: Neyin önemli neyin önemsiz olduğunu tespit etmeyi sağduyuya bırakma, mutlaka sen kodla! Bu düzeni yıkmadan “insan olunamayacağını” ve “insan kalınamayacağını” düşünüyorum. Haksız mıyım?

#Taliban
#Afganistan
#Holywood
#Emma Watson