Önce bankamatik faresi, “sıçan Arif” lakaplı o CHP trolü, başarılı bir cerrah olan Salih Selman üzerinden bir algı, bir operasyon çekmeye çabaladı. Eh, işi bu adamın: Operasyon çocukluğu yapmak…
Tanıyanlarınız vardır. Uzun sakallı, sivil hayatında cübbe giyen, takke takan, dindar bir doktor Salih Selman hoca. Bu bankamatik faresi sıçan Arif, Salih Selman hocanın yoldaşım Bekir Develi’nin youtube programında anlattığı ve 15 Temmuz ile uzak yakın ilgisi olmayan bir acil cerrahi müdahale hikâyesini
15 Temmuz gecesi yaşanmış gibi pazarlayıp “ne sahtekârlar var” yazdı sosyal medyasında.
Olayın aslı astarı dakikalar içerisinde çıktı ortaya lakin tabii ki bu sıçan yazdığını silmedi.
Ardından, İYİ Parti sinyalcisi, üstelik üniversitede siyaset okumuş Aslıhan Elibol isimli bir kız, son derece patetik bir operasyona daha kalkıştı. İTÜ’de misafir öğretim üyesi olarak çalışan Pakistanlı Aamir Hamid ve Farrukh Mazhar hocalarla İranlı Peyman Roodgarsaffari hocayı sosyal medyanın önüne “İTÜ Makine Fakültesi’nin akademik kadrosundan” diyerek atmaya kalkıştı. İnci Sözlük isimli operasyon merkezi de tabii ki destek oldu bu algıya. Elbette bu olayın da hakikati tez zamanda ortaya çıktı. İTÜ’nün dünyanın hemen her ülkesinden, hemen her dinine mensup onlarca misafir öğretim üyesinden 3’ü idi bu hocalar. Üstelik akademik kariyerleri de, bilimsel yayınları da tabiri caizse 1,5 kilometre falandı. Uluslararası anlaşmalar kapsamında ülkemize gelip ders veren hocalardı. Elbette ne Aslıhan ne de İnci Sözlük, bu gerçeklere rağmen geri çekmediler yaptıkları pisliği.
Bunlar burada bir dursun.
Asıl meselenin ne olduğunu söyleyeyim mi size? Asıl mesele, 250 yıldır perişan edilen imge dünyamız aslında. Osmanlı’nın gerileyiş döneminden bu yana “bilim dediğini, ilim dediğini sadece ve sadece sarışın ve
Batı kisvesi giyenler üretebilir” fikri beynimize öyle bir kazınmış ki. Sakalı, takkesi, cübbesi olan hiç kimse bilim üretemez sanıyor herkes. Düpedüz aptallık bu ama bu düpedüz aptallığın alıcısı öyle çok ki...
Hep yazdım yine yazacağım. Bizimki gibi ülkelerde modernlik “naylon çorap modernliği”, dindarlık da “cübbe-şalvar dindarlığı”dır. Oysa modernliğin kılıkla kıyafetle, şekille şemaille ilgisi olmadığı gibi dindarlığın da cübbe ve şalvarla doğrudan bir ilgisi yoktur. Bunlar gündelik tercihlerdir ve cübbesiz biri çok iyi dindar olabileceği gibi, şalvarlı bir âdem de üçkâğıtçının teki olabilir.
Fakat bizimki gibi ülkelerde “kristalizasyon” o denli fazladır ki günün sonunda yaşadığımız coğrafyadan, sahip olduğumuz ülkeden, doğduğumuz yerden ve finalde de kendimizden nefret etmeden “modern” olunamazmış gibi gelir naylon çorap modernlerine.
Kendisi de başörtülü bir birey olan İYİ Parti sinyalcisi patetik operasyoncu Aslıhan, aslında düpedüz İslamofobi’ye nefer yazıldığını fark etmemiştir bile. Çünkü Aslıhan, dünyanın ilk 400 üniversitesi sıralamasına 5 okul sokabilen, nükleer silah sahibi Pakistan’ı toz-toprak, cübbe-şalvar olayı zannediyor. İmge dünyası o kadar. Beynini eritmişler çünkü senelerdir. Hollywood’ı bir yandan, Yeşilçam’ı bir yandan, kendini bir halt zanneden Türk aydınımsıları bir yandan, takip ettiği ırkçı-faşist ajanda bir yandan derken sıfıra kadar düşmüş ilgili beyin hücreleri.
Bu da burada bir dursun. Kompleksten geberip gidecekler sonunda. Şairin “Batı'ya bakmaktan boynumuz tutuldu” dediği yeri geçtik. “Batı'ya bakmaktan beynimiz uçtu” dediği yere geldik.
Yahu memlekette dünyanın en gelişmiş SİHA’sı yapılır, bu eblehler “onlar marketlerde de satılıyor, çok da şey etmemek lazım” der. Memlekete uzay ajansı kurulur “biz kim uzaya gitmek kim” derler. Bakan Varank “Erzurum’da Avrupa’nın en büyük teleskobunu inşa ediyoruz” der, nasıl dalga geçeceklerini şaşırırlar. Çünkü söyledim ya. Engelleyemedikleri, önüne geçemedikleri kompleksleri yüzünden geberip gidecekler.
Sosyal medyada da yazdım. Çok görmemek lazım aslında bunlara. Bunların kompleksi öyle derindir ki memleketi gavurun istilasından kurtaran Gazi Mustafa Kemal’i hangi Hollywood ünlüsü gavurun oynayacağına dair haberleri 2 yılda bir falan manşet yaparlar. Kendilerini kurtaran Türk oğlu Türkü bile bir “sarışın” oynasın isterler. O derece gidiktir kafaları.
Gerçi ben şu ara “Woody Harrelson oynayabilir” diyorum ama Leonardo da boşta sayılır artık. Sanki o daha iyi olur. Gerçi kim oynarsa oynasın, bir ara ismi acayip dolaşımda olan Antonio Banderas’tan daha iyi bir alternatif olacağı kesin. Banderas nedir abicim? Adam Dolapdererli tırnakçı Kazım’ın bebelerinden daha esmer. Layık göre göre onu mu gördünüz Gazi’ye? Ayıp size.
Unutmadan. Dünyanın ilk stent operasyonunu yapan İbn Sina kavuklu, şalvarlı idi. Mantık konusundaki çalışmaları bugün bile referans kabul edilen Farabi cübbeliydi. İnanır mısınız, o ana kadar yapılmış topların en büyüğünün mekanik çizimlerini yapan Fatih Sultan Mehmet de namazında niyazında biri idi. Şaşırtıcı tabii ama gerçekler de böyle be hacılar.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.