Erol hocaya sorular

04:006/02/2022, Pazar
G: 6/02/2022, Pazar
İsmail Kılıçarslan

“Kuşlar bile kaderle uçar” diyen şair yanılmıyor mu sence de hocam? Kuşları uçuran keder değilse nedir yüzümüzdeki çizgilerin anlamı? Ruhumuzu ışıtacak aydınlığı kimler çalıyor ve biz niçin anlamıyoruz kaderimizin karakterimiz olduğunu ve niçin bekliyoruz karanlığı sürekli? De bana: Bir kızın niçin ağladığını tam olarak tespit eden bir makine bulabilirse insanlık, rahata erecek miyiz?Yorgunluklarının koleksiyonunu yaptığın bir kutun var mı senin de? Benden uzun yaşadın, bilirsin. Yorgunluklarımızı

“Kuşlar bile kaderle uçar” diyen şair yanılmıyor mu sence de hocam? Kuşları uçuran keder değilse nedir yüzümüzdeki çizgilerin anlamı? Ruhumuzu ışıtacak aydınlığı kimler çalıyor ve biz niçin anlamıyoruz kaderimizin karakterimiz olduğunu ve niçin bekliyoruz karanlığı sürekli? De bana: Bir kızın niçin ağladığını tam olarak tespit eden bir makine bulabilirse insanlık, rahata erecek miyiz?

Yorgunluklarının koleksiyonunu yaptığın bir kutun var mı senin de? Benden uzun yaşadın, bilirsin. Yorgunluklarımızı biriktirip bir bankaya yatırsak karşılığında ne verirler bize? Tutulmamış sözlerin, gidilmemiş ülkelerin, dinlenmemiş şarkıların yorgunluğu ile girilmemiş bir kalbin yorgunluğu aynı mıdır? Aynı mıdır aynada yüzümüze yakalanma biçimimiz? Senin yakaladıklarınla benimkiler aynı mıdır, çizgilerde? De bana: Ümmi bir bedevinin belindeki kamanın taşının rengi niçin ferahlık vermelidir kalbimize?

Yanılıyor muyuz? Söyle bana hocam. Anlat. Yanılıyor muyuz? Yanılgımızı mı seviyoruz, yenilgimizi mi? Bir yangından artakalan külleri sevmekle bir ilgisini kurabilir miyiz? Yanılgımızın. Hayır. Yenilgimizin. Süt dişlerimizin ilk sızlamasıyla mı başladı cümle huzursuzluklarımız? Sorun bende değil, bende miydi yoksa? De bana: Kalbimizi ilikleyecek düğmenin kimdir ustası?

Sana “bir şeyin ustası olmak zorundasın” deseler hangisini seçerdin? Kimsenin beğenmediği hayalleri onaran bir tamirci mi olurdun, kimsenin gitmediği şehirlerin hayal kurucusu mu? Şehirlere sığamayan insana ne derdin ki şifa bula? Kendine sığamayan insana hangi gömleği dikerdin ki yarası sağala? Hangi sağlamayı yapardın ki o hesap tuta? De bana: Her şeyin akla uygun olması düpedüz çılgınlık değilse nedir?

Kederi kalbinde Yörük çocuklarının türküsünü kimler söyler hocam? Kim kaldırır dansa ateşi? Hangi çocuklar bilemez dünyadaki yerini? Dahası neye yarar insanın dünyadaki yerini bilmesi? Neye yarar boynumuzdaki çanlar, çobanı dinlemezsek? Niçin kesildik sütten ve kurban olmuyor bizden yine de, niçin? De bana: Bir yokuşu çıkarken duracağımız yeri tespit edebilirsek tecrübeli mi derler bize, yorgun mu?

Bahar niçin gelmiyor? Niçin sürdükçe sürüyor kış? Baharın niçin gelmediğini niçin anlatamıyor bize meteoroloji uzmanları? Bir çiçek niçin kandırıyor bizi? Bir serçe niçin üzüyor? De bana: Bebeklerin gülümsemesinden sorumlu melekler, işsiz mi kalıyorlar onlar büyüdüğünde?

Gökten kurbağa yağsa şaşırmayacağız, niçin? Gökten bıldırcın ve kudret helvası inse soğan-sarımsak çekecek canımız, niçin? Kızıldeniz’i ikiye yarılmış görsek “ne var ki bunda?” diyeceğiz belki de, niçin? Kaybettiğimiz nedir ve nedir bulmamız gereken? Pencereden sızan ışığın aydınlatmasını beklediğimiz nedir? Ve evimiz ne kadar büyük olursa olsun, ışığımız gerçekten penceremiz kadar mıdır? De bana: Hayret edemezse insan, neye yarar?

Söyle bana hocam. Bi tamam anlat. Şuncacık yolu yürüdük diye niçin karasular iniyor ayaklarımıza? Dermanımız niçin kesiliyor bunca? Tarazlanmış sesimizi niçin salamıyoruz bozkıra? Niçin “aslı kurttur kurt yavrusu kurt olur” diye bozulamayalım? Sağrısı sağlam atlarımızı niçin sürmeyelim korunaklı kışlaklara? Yayan yapıldak, şangıl şakıldak geçe geçe, göçe göçe yürümüyoruz, niçin? De bana: Oyunumuzu elimizden aldıklarında kaybettiğimiz şey oyunun kendisi midir, kendimiz mi?

İnsanı neden yapmışlar hocam? Bunca ilmini okudun, bunca yazıp-bozdun, hele anlat, hele bilelim. Hamuruna ne katmışlar insanın? Genzimizdeki acı suyu kim salmış oraya? O derin sızıyı kim yerleştirmiş kalbimize? Dahası, attığını nasıl anlayacağız? Kalbimizin. Dahası, nasıl hatırlayacağız onun orada olduğunu? Kaçırılmış trenlerin ardından bakakalmak neremizi acıtır tam olarak? De bana: Avutulmayı istemek suçundan idam ederler mi cümlemizi?

İnsanın soğuktan donduğu bir zamana gelip çatmış olmak neyin cezasıdır? Nedir arzı insana daraltan, insan değilse? De bana: Bir değirmen kendisi için dönmeyi bilmezse yine de yenir mi öğüttüğü un?

Şarkının adı neydi hocam? De bana: Neydi şarkının adı?

Ruhumuzu sakladığımız kavanoz kırılırsa ne olur sonucu? Alaaddin’in lambasını ovaladığımızda cin çıkmıyor içinden, niçin? Ölmekten korkması mıdır Şehrazat’ın anlattığı masalları güzelleştiren, bir dinleyen bulması mı? Kim dinler artık kimi? Kim anlar artık kimi? De bana: Gücenmiş bir güvercinin kanatlarındaki yükü anlayınca ne geçer elimize?

Kanatların, şarkıların, kavanozların, atların, göçerlerin, Yörüklerin ve mevsimlerin ardında ne vardır insana derman olarak? De bana: İnsanın acısını azaltacak buhuru nereden bulacağız ve niçindir bunca incinmişliğimiz?

#Kızıldeniz
#insan
#yanılgı