Bir gün mutlaka

04:008/04/2023, суббота
G: 8/04/2023, суббота
İsmail Kılıçarslan

Zannediyor musunuz ki günün birinde, hem de çok uzak olmayan bir gelecekte dünya üzerindeki tüm Siyonist köpeklerin ve geri kalan tüm zalimlerin eceli bizim elimizden olmayacak? Zannediyor musunuz ki Allah bizi Filistin’deki, Çin’deki, Afrika’daki, Suriye’deki, Irak’taki, İran’daki, dünyanın her yanındaki intikamına memur etmeyecek? Bombalarla, silahlarla, askeri teknolojilerle olmayabilir. Çıplak ellerimizin hangi mutlak zaferleri kazanacağına kendimiz bile inanamayacağız belki o gün geldiğinde.

Zannediyor musunuz ki günün birinde, hem de çok uzak olmayan bir gelecekte dünya üzerindeki tüm Siyonist köpeklerin ve geri kalan tüm zalimlerin eceli bizim elimizden olmayacak? Zannediyor musunuz ki Allah bizi Filistin’deki, Çin’deki, Afrika’daki, Suriye’deki, Irak’taki, İran’daki, dünyanın her yanındaki intikamına memur etmeyecek?

Bombalarla, silahlarla, askeri teknolojilerle olmayabilir. Çıplak ellerimizin hangi mutlak zaferleri kazanacağına kendimiz bile inanamayacağız belki o gün geldiğinde. O kutlu gün geldiğinde, nice azların nice çoklara üstün geldiğini görecek dünya belki de. Nice boynuzsuz koçların nice boynuzlulardan hakkını aldığına şahit olacak.

Çünkü Allah’ın vaadi haktır. Zulüm payidar olamaz. Süremez. Sürdürülemez.

Her Ramazan ayını hem Filistinliler hem tüm dünya Müslümanları için kabusa çeviren bu lanetli kavmi, bu aşağılık Siyonistleri dünya üzerinden kazıyacağımız günlere erişmeyeceğimizi zannediyorsanız, bunu başaramayacağımızı zannediyorsanız biliniz ki imanınızda, inancınızda bir sorun vardır.

Açlıktan bayılacak halde çalışırken önüne denk gelen kayaya elindeki kazmayı “bu Sasani topraklarıdır, bu Bizans’tır, bu Şam’dır” diyerek vuran birinin ümmeti değil miyiz? Bedir’de üç yüz kişiyle bin kişiyi perişan eden birinin ümmeti değil miyiz?

Evet ama aynı zamanda Uhud’da da yenilen birinin ümmetiyiz işte. Hendek’te şehir savunması yapmayı daha doğru bulan birinin ümmetiyiz. Hudeybiye’de düşmanıyla görünüşte oldukça dezavantajlı bir barış anlaşması yapan birinin ümmetiyiz.

Şimdi bugün, burada yeniliyoruz. Filistin’de, Suriye’de, Lübnan’da, Doğu Türkistan’da, Irak’ta, İran’da yeniliyoruz. Ne olmuş ki yenilince? Senden “zafer bekleyen” bir Rabbin kulu musun ki zafer müyesser olmayınca öfkeye, umutsuzluğa, bedbinliğe kapılıyorsun? Hayır. Vallahi Rabbin senden zafer beklemiyor. Zaferin kendisine ait ve kendi katından bir lütuf olduğunu söylemiyor mu sana Rabbin? “Zafer Allah’ındır ve fetih yakındır” demiyor mu? Sefer etmek dışında bir sorumluluğun varmış gibi davranmayı ne zaman bırakacaksın da bir işi bitirince hemen diğerine koyulacaksın? Her yenilginde bir zafer biriktirmeyi ne zaman öğreneceksin?

“Ama dünya Müslümanları, ama İslam devletleri” falan filan. Bık bık da bık bık. Öyle çok konuşuyorsun ki Tanrının sesi duyulmuyor artık. Sen seferine bak kardeşim. Bir şey yap. Burada okumasına destek olduğun Filistinli bir çocuk yirmi yıl sonra Tel Aviv’i yerle bir edecek bombaları yapacaktır belki. Türkiye’den yola çıkan 40 kişi koca Çin’i dize getirecektir belki. Babaları yapamazsa bile şimdi burada parklarda oynayan yahut sokaklarda ekmek parası kovalayan Suriyeli çocuklar o akıl dışı azınlık diktatöryasını yerle bir edecektir belki.

Bir şey yap yahu. Her şeyi senden başkası yapsın isteyerek elde etmeyi umduğun başarı nedir? Otur ve bir şey yap. Senden başka hiç kimsenin umurunda değilmiş de o mazlumlar sadece senin duanla kurtulacakmış gibi dua et elinden hiçbir şey gelmiyorsa.

Hem hiçbir şey yapmayıp hem her şeyi yapmasını başkasından, başka insanlardan, başka devletlerden bekleyip hem de bık bık da bık bık. Harekete geç. Bir dua patlat. Bir bomba icat et. Bir program yaz. Bir slogan at. Bir silah tasarla. Siyonistlerin finans sistemini hackle. Zarara uğramalarını temin et. Gazze’ye demir sokmanın bir yolunu bul. Yahut başka bir şey yap. Bak işte benim elimden yazı yazmak geliyor, ben yazı yazıyorum. Sakın ama sakın bana “bu işler yazı yazmakla olmaz” deme, yüzüne tükürürüm senin. Sakın ama sakın gücü nispetince zalimle mücadele eden insanın emeğini küçümsemeye kalkma. Sakın Allah’ın arzında kibirle dolaşma. Otur daha iyisini yap. Daha sağlamını üret.

Ve sakın ama sakın Filistinli, Doğu Türkistanlı, Suriyeli mazlumlar için üzüleyim deme. Bunu aklından bile geçirme. Onlarda izzet kamyonla, şeref gemilerce… Üzüleceksen kendine üzül. Ama bence bunu bile yapma.

Kendine, başkasına, ötekine üzülmek yerine harekete geç. Aksiyon al. Sefer et.

Çünkü Allah’ın vaadi haktır kardeşim. Mutasım yoksa, Selahaddin yoksa, Yavuz yoksa ne gam. Oturup yokların niye yok olduğuna ah vah etmek yerine ayağa kalkıp varları çoğaltmaya bak. Fazladan bir zalim düşmanı işimize yarar. Çocuğuna, arkadaşına, komşuna Siyonizm nefreti aşıla. Zalimlerden nefret etmeyi öğret insanlara. Aralarından bir Selahaddin çıkacaktır. Bir Yavuz bulunacaktır. Ve mutlak bir zaferin başlara bir taç olarak takılacağı bir gün gelecektir. O günü ben göremeyecekmişim, ne gam. Ömer’i beklemek yerine Ömer olmak için yürümeyi seçtiysem vallahi zaferi görmeden ölsem de olur. Çünkü bilirim ki zafer nasılsa Allah’tandır ve fetih çok yakındır.

O yüzden yüksek sesle ve haykırarak: Bir gün mutlaka!

#Filistin
#Çin
#Afrika
#Irak
#Suriye
#İran
#Ramazan
#Gazze
#Fetih