Amiraller, mahcup tazeler, ticariler

04:006/04/2021, Salı
G: 6/04/2021, Salı
İsmail Kılıçarslan

Reha Muhtar gibi söyleyecek olursak “gün geçmiyor ki güzel ülkemizde akıllara zarar yeni bir olay yaşanmasın sayın seyirciler.”Emekli amirallerin darbe bildirisi, bu “akıllara zarar olaylar”ın yeni halkası sadece. Geçtiğimiz günlerde Monşer A.Ş.’ye bağlı emekli büyükelçilerin, ondan önceki günlerde de prostatlı emekli rektörlerin bildirilerini okumuş, ikisini de gülümsemeyle ve/veya alayla karşılamıştık.Aslında, 12 bin lira emekli maaşlarıyla tabiri caizse “paşalar gibi yaşayan” bu amirallerin yoğun

Reha Muhtar gibi söyleyecek olursak “gün geçmiyor ki güzel ülkemizde akıllara zarar yeni bir olay yaşanmasın sayın seyirciler.”

Emekli amirallerin darbe bildirisi, bu “akıllara zarar olaylar”ın yeni halkası sadece. Geçtiğimiz günlerde Monşer A.Ş.’ye bağlı emekli büyükelçilerin, ondan önceki günlerde de prostatlı emekli rektörlerin bildirilerini okumuş, ikisini de gülümsemeyle ve/veya alayla karşılamıştık.

Aslında, 12 bin lira emekli maaşlarıyla tabiri caizse “paşalar gibi yaşayan” bu amirallerin yoğun bozuk Türkçe içeren bu zıbıdık bildirilerine de gülüp geçmemiz gerekirdi. 15 Temmuz gecesi mıh gibi aklımızda olmasa doğrusu bunu rahatlıkla da yapabilirdik. Yahut iktidarı ana muhalefeti falan yekpare bir blok olarak “bu ne zıbıdık bir bildiridir, emekli askersen haddini, hududunu bileceksin, zırvalama” demeyi başarabilseydi yine sorun olmayacaktı.

Fakat ne yazık ki güzel ülkemizde günler geçtikçe değişmeyen bir refleksle karşılaştık yine. Ana muhalefet partisi “mahcup tazeler” gibi “çokoprens almaya” gitti. Küçük muhalefet ikircikli açıklamalar yaparak ne dediği anlaşılmaz bir görüntü çizdi. En küçük enişteler de önce “darbelere göğsümüzü siper ederiz” bildirisi yayınlayıp akşamına “ticari” bir manevra ile “AK Parti yine mağduru oynuyor” diskuruna ilerlediler.

Şu “mağduru oynamak” diskuruna bir göz atsak mı? Sokakta başörtülü kadın darp edilir, bu arkadaşlar başlarlar “mağduru oynuyorlar” muhabbetine. Emekli amiraller darbe bildirisi yayınlar bu arkadaşlar kolları çemirip “mağdur oluyorlar, mağduru oynuyorlar” falan ayağına yatarlar yine.

Öncelikle şu. Gördüğüm kadarıyla bu darbe bildirisine karşı koyan hiç kimse “mağduru oynamadı.” Tam tersine bu darbeci zevzek zibidilere “bak kaşınmayın, fena halde mağdur olursunuz, sizi mağdur ederiz” dediler. Zaten, şu ana kadar 10 emekli amiral gözaltına alındı. Temennim o yöndedir ki o zıbıdık bildiride ismi bulunan herkes Türk hukuku karşısında hesap versin ve suçunun karşılığını görsün. Diğer yandan, bu emekli amirallerin 12 bin liralık “süper emeklilik maaşlarının” kesilmesi de gündeme geldi ki hasret ve hararetle o kararın alınmasını da bekliyorum.

Yani değil “mağduru oynamak”, tam tersine “proaktif bir tutumla” bu darbecilerin üzerine üzerine gitti iktidar. Umarım, bu hususta en küçük bir tedirginliğe ve tembelliğe düşmezler de bu emekli canavar topluluğuna dünyanın kaç bucak olduğunu gösterirler.

Doğrusu bu ya, bu bildiri meselesinde en çok güldüğüm husus da “emekli büyükelçilerin yayınladığı bildiride niçin sesiniz çıkmadı, o daha sert bir bildiriydi” itirazları oldu. Güldüm zira memleketi her seferinde “derin karanlıklara sürükleyen” darbeleri büyükelçiler değil aha bu zevzekler yaptı. O yüzden büyükelçilerin bildirisine “yav he he” deyip geçtik ama emekli amirallerin bildirisine en sert düzeyde verdik tepkimizi. Bu ikisini birbirinden ayıramayacak ne yaşadınız siz yahu?

Bu, burada bir dursun.

Bu son olay açıklıkla gösterdi ki Türkiye’de darbelere, darbe imalarına, darbe hazırlıklarına karşı bir “yekparelik” oluşturmak şarttır.

Bakınız şu: Kanal İstanbul’a karşı olunabilir. Cübbe giymiş komutana karşı olunabilir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin “pas geçilmesine” karşı olunabilir. Bu karşıtlıklar bir vatandaşın en temel ifade hakkıdır. Tersi olarak Kanal İstanbul’u savunabilir, Montrö’nün pas geçilmesini destekleyebilir, Cübbeli amiral görmekten büyük bir memnuniyet duyabilir.

Zaten günlerdir televizyonlarda, gazetelerde “destekleyeni-desteklemeyeni” bir arada sabahlara kadar kafamızı ütülüyorlar. “Fazla yorumdan” öleceğiz neredeyse.

Fakat! İşte bu “fakat” önemli... Bizimki gibi tarihi darbelerle dolu, askeri vesayetle ilişkisi travmatik bir ülkede emekli askerlerin “darbe çağrısı” en sert tepkilere neden olmalıdır. Askeri vesayetin başı görüldüğü yerde ezilmelidir. Başka türlü mesafe alamayız. Başka türlü “gün geçmiyor ki güzel ülkemizde akıllara zarar yeni bir olay” yaşanmasına engel olamayız.

Emekli askerler görüşlerine çok güveniyorlarsa bir zahmet memleketteki yüz partiden birine girip siyaset yapacaklar. Bu sayede Türker Ertürk gibi vatanseverleri(!) Mihraç Ural gibilerle aynı fotoğraf karesinde görme fırsatına falan erişeceğiz.

Az mutluluk değildir.

#Reha Muhtar
#Emekli amiral
#AK Parti
#Cübbeli