Yaşanan ve yansıyan

04:002/06/2018, Cumartesi
G: 2/06/2018, Cumartesi
İbrahim Tenekeci

Yaşımız ilerledikçe, dünya tecrübemiz arttıkça, olaylara şahitlik ettikçe, ülkemizin anlam ve önemini daha iyi kavrıyoruz. Haliyle, bu anlama katkı yapacak isimlere yöneliyoruz.Bugüne kadar çok seçim gördük. Her biri diğerinden önemli idi. Sosyal medyanın hayatımıza girmesi ve yaygın hale gelmesinden sonra, seçim işleri daha sancılı, sıkıntılı bir hal aldı. Adayları ve hizmetleri değil, önyargıları yarıştırıyoruz sanki.Geçen gün bir yere yetişmem gerekiyordu. Taksiye bindim. Kâğıthane ve Dolmabahçe

Yaşımız ilerledikçe, dünya tecrübemiz arttıkça, olaylara şahitlik ettikçe, ülkemizin anlam ve önemini daha iyi kavrıyoruz. Haliyle, bu anlama katkı yapacak isimlere yöneliyoruz.

Bugüne kadar çok seçim gördük. Her biri diğerinden önemli idi. Sosyal medyanın hayatımıza girmesi ve yaygın hale gelmesinden sonra, seçim işleri daha sancılı, sıkıntılı bir hal aldı. Adayları ve hizmetleri değil, önyargıları yarıştırıyoruz sanki.



Geçen gün bir yere yetişmem gerekiyordu. Taksiye bindim. Kâğıthane ve Dolmabahçe tünellerini kullandık. O uzun ve meşakkatli yol kısaldı. En az bir saatlik mesafe on dakika sürdü. Şoföre, “bu tüneller ne iyi oldu” dedim. Memnuniyetsiz bir yüz ifadesiyle şunu söyledi: “Yerin üstünü peşkeş çekmek için bu tünelleri yapıyorlar.”

Şimdi bu vatandaşa neyi nasıl anlatacağız? Onu ikna etmek mümkün müdür? Her fırsatta şunu söylüyoruz: ‘Haset ve husumetin kör ettiği insanlardan olamayız.’ İşte olan biri.

Esas sorun, bu zihniyette bir insanın sosyal medya sayesinde her istediğine dokunabiliyor, dilediğini yazabiliyor olması. Garabeti hep birlikte görüyor ve yaşıyoruz.

Bu işler elbette tek yönlü olmuyor. Taraflardan bahsedebiliriz. Orada var da burada yok mu?

Emeğe hürmet olmayınca, merhamet duygusunu yitirince, büyüklerin izzetini korumak gibi bir dert bulunmayınca, ortaya hak, hakikat ve hakkaniyetten uzak bireyler çıkıyor. Ölçü kalmıyor, denge bozuluyor.

Saygı, belli bir mesafeyi gerektirir. Sosyal medyanın maalesef bu mesafeyi ortadan kaldırdığını söyleyebiliriz.

***

Çoğu zaman içeride yaşanan ile dışarıya yansıyan farklı olur. Bir örnek verelim: AK Parti ve Saadet Partisi’nde yakından tanıdığımız, iyi bildiğimiz, itimat ettiğimiz, sevip saydığımız birçok isim var. Samimiyetlerinden zerre şüphemiz yok. İslâm hanesinin bu kıymetli evlatları, sosyal medya üzerinden birbirlerini yoruyor, yıpratıyor ve üzüyorlar. Üzülüyoruz.

Dışarıya yansıyan, iki parti arasında derin fikir ayrılıklarının olduğu yönünde. Oysa şunu kesin bir biçimde biliyoruz: Parti büyükleri rakamda anlaşamadılar. Daha açık nasıl yazılabilir, bilemiyorum.

Kim olursak olalım. Ne iş yaparsak yapalım. Geride kırgın, küskün ve üzgün insanlar bırakarak ilerlemek, kimseyi makbul bir yere götürmez. Meclise girdik veya iktidar olduk. Böyle mi?

Sekiz yıl önceki bir şahitliğimi paylaşmak isterim. Hiç unutamadığım, hâlâ etkisinden çıkamadığım, mutlaka ibret alınması gereken olaylar ve zamanlar.

Siyasî olarak iki grup vardı. Sonra kim olduğunu ve nereden geldiğini bilmediğimiz üçüncü bir taraf ortaya çıktı. Tertemiz insanlara iftira atıldı, hakaretler edildi. Fitneyi büyüttüler, ayrışmayı hızlandırdılar, düşmanlığı körüklediler. İş bitince de sessiz sedasız yok oldular. Evet, proje. Biz bunu içerden yaşadık.

Son günlerde, sosyal medyada buna benzer bir durum yaşanıyor. Kaynağı belli olmayan şüpheli bir haberi / iddiayı kimliği belirsiz bir hesap paylaşıyor. Sonra bu paylaşım üzerinden kardeşlerimiz kavgaya tutuşuyor, karşılıklı acı sözler ediliyor.

Oy verilir yahut verilmez. Bu ayrı bir konu. Ne olursa olsun, “yapmayın, siz kardeşsiniz” demek durumundayız.

#Seçim
#Oy