Suriye topraklarının üçte birlik bölümünde, birkaç yüz bin kişilik etnik gruba sözde devlet kurmak istiyorlar. Arap ve Türk denizinin tam orta yerine. Bunun neye karşılık geldiği, hangi maksadı taşıdığı, arkasında kimlerin olduğu elbette biliniyor.
Hakikat budur: Devletleri milletler kurar. Devleti milletin dışında başka bir güç kurarsa, o yapı ancak kukla, karton, garnizon, sahibinin sesi vesaire olur. Birinci Dünya Savaşı sonrasında coğrafyamızda oluşturulan devletçiklere bir de bu gözle bakalım.
İslâm âleminin temel sorunlarından biri, doğal yollarla kurulmayan ülkelerin hayli fazla oluşudur. Yapay sınırlara atanmış aileler, idareciler.
Anadolu’dan Yemen’e kadar uzanan ülkeler zincirinde, kurtuluş kavgası vermiş, istiklal harbine girişmiş, milli mücadele sergilemiş kaç devlet vardır?
Bu soruyu aklımızda tutarak ilerleyelim.
Türkiye’yi doğu ile batıyı birbirine bağlayan köprü olarak görmek ve göstermek istiyorlar. Biz ise burada duruyoruz: Türkiye, hak ile batıl arasındaki duvardır, müstahkem mevkidir. Balkan topraklarına yönelik fetih harekâtı, aynı zamanda, bu duvarı kalın kılma, muhkem hale getirme çabasıydı. Haçlıların ilk seferleri Anadolu’da, diğerleri Balkanlarda karşılanmıştır mesela. Bakınız: Kosova ve Mohaç.
Şimdiki zamana gelelim. Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki hareketliliği, beka sorunu ve hayatiyet meselesi olarak adlandırıyor. Bu tavır kimilerine abartılı geliyor. İç siyasete ve seçimlere dönük bir hamle şeklinde okunabiliyor.
İşin aslı, esası şudur: Orada birkaç yüz bin kişi için etnik kökene dayalı bir devlet kurulursa, burada yaşayan milyonların gidişatı ne olur?
İkincisi, bu kadar uzun ve sorunlu bir sınır, sürdürülebilir olmaktan uzaktır. Milletin ve memleketin emeğini, enerjisini, huzurunu kara delik gibi sürekli yutar.
Buraya bir parantez açalım. Kan rüyayı bozar. Çözüm sürecini sonlandıran, iki polis kardeşimizin uykudayken şehit edilmesiydi. İnsaniyetten uzaklaşanların kimlere yakın durduğuna dikkat etmek lazımdır.
Devletin beka meselesi olarak gördüğü bir konu, muhalefetin neden gündeminde olmaz? Öyle anlaşılıyor ki muhalefet bloğunun milli davalara ayıracak vakti yok. Onların derdi belli. On kere seçim kaybetmesine rağmen hâlâ koltuğunu koruyan biri, güya tek adam rejimini sona erdirmek istiyor. Türk siyasetine yabancı olanlar, mizah yaptığımızı zannedebilir.
Suriye ve Irak sınırlarımızdaki mevcut duruma türlü ve haklı tanımlamalar getirdik. Türkiye’nin kuşatılması, terör koridoru gibi. Böyle bir tehlikeye müdahale etmemek, yarınlardan vazgeçmek anlamına gelir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.