Siyaset ile insaniyet arasında

04:0017/10/2018, Çarşamba
G: 17/10/2018, Çarşamba
İbrahim Tenekeci

Hayatın güzelliklerini, insanın inceliklerini her geçen gün daha az paylaşıyoruz. Siyaset, insaniyetin önüne geçiyor. Siyasetten kastımız sadece partiler değildir. Hasbî olmayan, hesabî olan her şey.Birbirimize karşı hayatı alabildiğine zorlaştırıyoruz. İmtina. Bu kelime sanki hiç olmamış gibi davranabiliyoruz.İnsan muhteremdir. Ölçümüz öncelikle bu olmalıdır.Başarılı işleri, olumlu manada biraz dikkat çekeni, hatta millet katında sevilen kimseleri tehdit olarak görürsek, hem kendimize hem başkalarına

Hayatın güzelliklerini, insanın inceliklerini her geçen gün daha az paylaşıyoruz. Siyaset, insaniyetin önüne geçiyor. Siyasetten kastımız sadece partiler değildir. Hasbî olmayan, hesabî olan her şey.



Birbirimize karşı hayatı alabildiğine zorlaştırıyoruz. İmtina. Bu kelime sanki hiç olmamış gibi davranabiliyoruz.

İnsan muhteremdir. Ölçümüz öncelikle bu olmalıdır.

Başarılı işleri, olumlu manada biraz dikkat çekeni, hatta millet katında sevilen kimseleri tehdit olarak görürsek, hem kendimize hem başkalarına eziyet etmeye başlarız. Herkes bize hasımmış gibi olur.

Amerika Birleşik Devletleri bu konuda iyi bir örnektir. Onların sinemasına göre, dünya dışı canlılardan türlü teröristlere, kıyametin habercisi afetlerden ölümcül virüslere kadar herkes ve her şey ülkelerine saldırıyor. Bu psikoloji, başkalarının hayatını cehenneme çevirmelerine neden oluyor.

Kendimize sormamız lazım: Benzer bir durumda olabilir miyiz?

NASİBİMİZLE YETİNMELİYİZ

Heyecan ticareti yapmak, başlangıç aşamasında ilgi uyandırabilir. İyi alkış alınır. Mühim olan hevesin ve gayretin kültüre, davanın medeniyete dönüşmesidir. Bunun eksik kaldığını görüyoruz.

Ekonomik bir saldırının içindeyiz. Bir kez daha anlamış bulunuyoruz: İktisat ile fikriyat beraber olmalıdır. Alınması haram olan bir şeyin verilmesi de haramdır. Mesela bu nedir?

Mustafa Kutlu Hocamız, uzun yıllardan beri, tüketim çılgınlığına karşı kanaat ekonomisini öneriyor. Kanaat etmek, sadece tutumlu olmak, dikkatli harcama yapmak anlamına gelmiyor. Evvela her halimize şükretmeliyiz. Nasibimizle yetinmeliyiz. Daha çok isteyenlere şunu diyelim: Birinin fazlası, diğerinin açığıdır.

Münasebetler için de bu böyledir. İnsan hafızası ancak yüz elli kişiyle arkadaşlık yapma yeteneğine sahipmiş. Tanışıp arkadaş olduğumuz her yeni insan, listede yer alan birinin ihmal edilmesi, unutulması demek. Çevremizi genişletmeye çalışırken neyi tüketmiş, kimleri kaybetmiş oluyoruz? Belki de bu yüzden söylenmiştir: “Eski dostluğu muhafaza etmek imandandır.”

KÜÇÜK BİR AYRINTI

Gazetelerimizin öncelikli amacı, müminlerin birbirleriyle haberli hale gelmelerine katkı sağlamaktır. Millî Gazete’den Yeni Şafak’a kadar kuruluş gayeleri evvela budur. Yalnızca siyasilerin ismini anarak veya mezalimleri duyurarak bu vazifemizi yapmış olmayız. İyi kitap ve dergi, güzel film ve müzik, emsalsiz iş, örnek davranış, esaslı tavır, temiz hayat, kadim dostluk… Bu güzellikleri daha sık paylaşmamız gerekiyor.

#Siyaset
#İnsaniyet